Büyük resimde ne var?

Dünkü yazımızda, bize gösterilen bir fotoğraftaki derinlikleri nasıl görebiliriz diye bir nebze kafa yormuştuk. İzin verirseniz bugün de, henüz daha bize gösterilmeyen veya belki de bizim tam olarak göremediğimiz esas ve büyük fotoğrafı tanımlamaya çalışalım. Hrant Dink cinayeti etrafında öyle senaryolar yazılıyor ki, dudak uçuklatacak cinsten!.. Acaba bir toplumun zekâsı ile böylesine alay edilebilir mi? Bu senaryolar ne ola ki, diye meraklandığınız hisseder gibiyim. Mesela, siz bugüne kadar cinayet işlediği iddiasıyla tutuklanan bir kişi için ceza ve tutukevinde, ayaklarının altına kırmızı halı serildiğini hiç duydunuz mu? Peki yazılanlara bakıp, demek oluyormuş diye hemen inanalım mı? Yazılan veya yazdırılan romansı hikâyelere bakılırsa; bahsi geçen sanık için hem yoluna kırmızı halılar döşenmiş, hem de koğuşta yatacağı döşeğine ipek çarşaf serilmiş... Breh, breh!.. Hapishanedeki koğuşunu çok yıldızlı otele çeviren bazı mafya babalarının, ipek çarşaf lüksüne sahip olduğu bir vak'adır ama; en azından bizim memleketimizde mevkuf (tutuklu) ve mahkumların ayakları altına serilmek üzere kırmızı halı bulundurulduğunu 30 yıllık meslek hayatımda ilk defa duyuyorum. Hatta bir zamanlar Latin Amerika'nın "kralı" olarak lanse edilen, ama artık yaşamayan (öldürüldü) en ünlü mafya babası Escobar'ın; satın alıp mülkiyetine geçirdiği "özel" hapishanesinde bile kırmızı halı olduğuna dair bir bilgiye rastlamadım. Eğer böyle bir şey varsa cehlimi bağışlayın!.. Bu arada, 17 yaşındaki katil zanlısına yapılan müstesna muamelenin ayrıntıları çok fazla. Koğuşunun tahtakurularına karşı dezenfekte edilmesinden, hatta onun için cezaevinin o bölümünde yapılan umumi temizlikten ve dahi odasına yapılan kebap servislerinden vs. uzun uzadıya bahsedip sizi yormayalım. Ama üfürülen haberlere bakarsanız, güya bunların hepsi olmuş!.. Bunların hiçbirisinin olmadığı, en azından birçoğunun olmasının mümkün olmadığı, olamayacağı; hatta ilgili makamlarca yapılan açıklamada, intihar etme tehlikesine karşı, sanığa değil ipekten, patiska bezinden dahi çarşaf verilmediği bildirilmesine rağmen, bunca hikâye neden yazılıp çiziliyor? Kim yazdırıyor bunları? Bunlar yazılarak esas ve büyük resim mi gözden kaçırılmak isteniyor? Peki büyük resimde neler var acaba? Burada esas ve büyük resimden bahsederken, sadece Hrant Dink cinayetini kast ettiğimiz sanılmasın. Bu olay sadece ormanın içindeki bir ağaçtır. Ama bütün gözleri bir şekilde bu ağaca sabitleyerek, ormanın, yani büyük resmin görülmesi önlenmeye çalışılıyor. Oyunu kurgulayan yapımcılar, işi ustalıkla götürüyor. Figüranlar nasıl oynatıldığının pek farkında değil... Başsavcı uyarılarda bulunuyor. Yazılıp çizilen aslısız hikâyelerin, kafaları nasıl karıştırdığına, bilgi kirliliğine dikkat çekiyor ama, bazıları hâlâ oralı değil. Şimdiye kadar sazan misali, uçurulan her balonu yakalamak için atlayan bir kısım yayın organları, nihayet dolduruşa getirildiklerini biraz olsun anlamaya başladılar. "Balonlara inanmama" yolunda değişik telden çalmaya başladılar! Acaba medya geçmişteki olaylardan ders çıkarıp, bu oyunu daha baştan boşa çıkarabilseydi ne olurdu?.. O zaman belki büyük resim daha iyi görülebilirdi ve devletin ilgili birimlerinin yürütmeye çalıştığı önemli dış siyaset manevralarına, kamuoyu şuurlu bir biçimde destek verebilirdi. Dedikodu ve havanda su dövme yerine; büyük resimde yer alan konularla daha iyi kafa yorulabilirdi. Bir kısmı sınır ötesinde yuvalanmış bölücü terör örgütü, Kuzey Irak'taki tezgâhlar, Kerkük meselesi, bütünüyle Irak meselesi... ABD-İran çekişmesi, bu çekişmenin Lübnan'a, Irak'a, Suriye'ye, Filistin'e ve bütün bölgeye olan yansımaları daha iyi izlenip değerlendirilebilirdi. Kıbrıs Rum Yönetiminin mevcut durumdan faydalanarak başlatmak istediği yeni süreç, daha ilk adımda göz hapsine alınabilirdi... Ama şimdilerde, olayların peşinden sürüklenme söz konusu. Evet... Sayısının hayli çok olduğu anlaşılan küçük resimlerle, kasetlerdeki parça parça görüntülerle zihinleri meşgul edip; esas fotoğrafı gözlerden ve dikkatlerden kaçırma cinliği, medyayı fena halde çarpıyor. Bakalım maymunun gözü ne zaman açılacak!..