Çevir kazı yanmasın! Ama yanıyor...

A -
A +

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir, demiş atalarımız... Futbol maçlarındaki yüz kızartıcı olayların habercisi, temmuz ayı başından beri yaşanan gelişmelerdi. Yani, böyle olacağı yüzde yüz belli idi. Ama sorumluluk mevkiinde olanlar, cesur; kararlı ve adaletli davranıp, çözüm için gerekli adımları atmadığı, atamadığı için, bugünkü netice kaçınılmaz oldu!.. Şimdi aynı zevat, yaşanan kepazeliklere kılıf bulmaya çalışıyor. Bazıları hiç utanmadan, üstelik insan zekâsıyla alay edercesine yalan da söylüyor! Neymiş efendim, polis gereksiz yere müdahalelerde bulunmuş, orantısız güç kulanmış, falan filan. Bunlar herkesi kör, âlemi sersem zannediyor ya... Sanki insanlar olup bitenleri bire bir izlemiyor, sanki gördüklerini değerlendirmekten aciz... Kulüp idarecisi olmak şart değil, spor dünyasına aşina olan herkes; çevrilen kötü filmleri, makyajsız-dublajsız âdeta kamera arkası seyrediyor... Yani kimin ne yaptığını, ne yapmak istediğini çok iyi biliyor! Öyle ki, klasör ve çuvallara sığmayan mahkeme belgelerinden daha ziyadesi biliniyor... O yüzden kimse kafasını kuma gömmesin. Her şey meydanda... Ve bu böyle gitmez, gidemez! Cumartesi gecesi İstanbul ve başka yerlerde, daha büyük olayların çıkmamış olması, tamamıyla bir şanstır. Polis araçlarının devrildiği benzin istasyonunda bir infilak olsaydı, acaba facianın boyutları ne olurdu? Şimdi boş lafları bırakıp, ciddi ciddi meseleye eğilme zamanıdır. Yanlışa yanlış diyemeyen, suçluya ceza vermekten çekinen-kaçınan ve neticede kendi adına verilecek kupa için bir tören tertibini dahi beceremeyen Futbol Federasyonu, acaba bundan böyle hangi fonksiyonu ifa edebilecektir? Zayıf kulüpleri baskılayarak, az şöhretli ve dayısı olmayan futbolcuları cezalandırarak nereye varılabilir ki? Rezaletler daha da artar!.. Aylardan beri, "Kimse bize dokunamazzz..." diye, meydan okuyan kulüp yöneticileri evlerine gönderilmedikçe, yıllardan beri eyyamcılık yapan, takım ve oyuncu kayıran arkası güçlü hakemlerin düdüğü elinden alınıp, boyunlarına asılmadıkça; her türlü kirli tezgâhın içinde yer alan futbolcu ve menajerlerin lisansları iptal edilmedikçe, centilmenlik ve sportmenliğin dışında; bin türlü çirkinlik ve taşkınlığı sergileyen holiganlara karşı, dünyada alınan etkili tedbirlerin benzeri devreye sokulmadıkça, kısacası suç işleyenlerin yanına kâr kaldıkça, mevcut tablonun iyileşmesi asla mümkün değildir. Kimse kendini kandırmasın... Bugüne kadarki kayırmacılığın, haksızlık ve adaletsizliğin insanlara ne kadar elektrik yüklediğinin, toplumda nasıl bir kin ve nefreti körüklediğinin tam olarak farkında mıyız acaba?.. Etkili ve yetkili mevkide bulunanlar, 'Çevir kazı yanmasın...' yaklaşımıyla, meseleye çözüm bulacaklarını mı sanıyor? Kaz yanıyor beyler, artık ne yapacaksanız yapın! Şükrü Saracoğlu stadında yaktırılmayan ışıkların, yaptırılmayan kupa merasiminin ve Kadıköy cadde ve sokaklarında vatandaşın can ve mal emniyetini tehlikeye düşüren Vandalizm örneklerinin, adamakıllı hesabı sorulmadıkça ve gerekli müeyyideler, adil biçimde uygulanmadıkça; hiç kimse kusura bakmasın, daha büyük felaketler kapıda demektir... Vatandaş martaval dinlemekten bıktı, çözüm bekliyor. Nokta! *** Not: Kayın pederimin vefatı dolayısıyla, dualarını esirgemeyen; üzüntümüzü paylaşan, telefonla, elektronik mesajla veya bizzat teşrif ederek taziyelerini bildiren bütün dost, arkadaş ve gönüldaşlara en deruni teşekkür ve hürmetlerimi arz ederim, efendim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.