"CHP, ağırlıklı olarak paşazadeler partisi..."

A -
A +

Bir dönem CHP'de, Haluk Özdalga ve Etyen Mahçupyan ile birlikte siyasi çalışmalarda da bulunmuş olan Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel'in kişisel sitesinde (www. yahyatezel.com) yayınladığı, "Ben bu gidişle CHP'ye galiba oy veremeyeceğim. Çünkü..." başlıklı makale esasen çok önemli bir analiz. Lakin medyada yeteri kadar yankı uyandırdığı söylenemez. Bahse konu makaleyi, önce Şahin Alpay Zaman'daki köşesinde değerlendirdi. Daha sonra Sabah'tan Emre Aköz, Alpay'dan esinlenerek, aynı konuda bir yazı yazdı. Akabinde de Prof. Ayhan Aktar, Taraf Gazetesi'ndeki köşesinde aynı makalenin üzerinde durdu. Prof. Tezel'in kişisel sitesine dikkatle göz gezdirenler, yazarın tam on bir buçuk yıl önce de aynı konuda benzer bir makale yayınladığını görürler. Haziran 1999, Türkiye Günlüğü dergisinde yayınlanan makalenin başlığı şöyle: "Halk Partililik kimliğimin bir parçası idi. Ama ben artık Halk Partili değilim." CHP'nin 1999 seçimlerinde baraj altında kalmasının ve akabinde yapılan kongrede yaşananların meydana getirdiği hayal kırıklığı atmosferinde kaleme alındığı anlaşılan bu makalenin girişi şöyle: "Türkiye'de yıllarca kendini Halk Partili olarak algılamış yüz binlerce insan için son CHP kongresi travmatik bir tecrübe oluşturdu. Bu insanlar, seçim yenilgisinin, baraja takılıp meclise girememenin oluşturduğu şokları hazmedemeden Kurultay şokuyla karşılaştılar. Ben de onlardan biriyim. Bu nedenle, sevdiği, ait olduğu ailesini kaybeden birini bu kayıptan, serinkanlılıkla, dışarıdan bakarak söz etmesinin olanaksız olması gibi, benim de CHP'deki bu trajik gelişmelerden kimliğimi, duygularımı soyutlayarak söz etmem mümkün değil. Kendimi önemsediğim için değil, yüz binlerce insan açısından CHP'nin çöküşünün bir aidiyet, kimlik meselesi, kişisel özün var oluşuyla ilgili bir mesele ifade ettiğini aktarabilmek için, CHP'li olmanın benim için ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum önce..." Kişisel olarak CHP'lilik serüvenini anlatan ve CHP'deki gel - gitleri, alt -üst oluşları, "CHP kuruluşundan beri hep çelişkilerle doluydu. Bir "Jakoben ilerlemecilik partisiydi..." diye nitelendiren Tezel, 57 yaşında uğradığı büyük hayal kırıklığını çarpıcı biçimde kaleme almış. Bugün 69 yaşında olduğunu belirten Prof Tezel, bu defa artık CHP'ye oy (da) veremeyeceğini, yine dikkat çekici bir siyasi -sosyolojik analizle dile getiriyor. Son kurultayda şekillenen Parti Meclisine ve genel başkan yardımcılıklarına seçilen bazı isimlerin aile kökenlerinden yola çıkarak CHP'nin röntgenini çekiyor... Mesela Gülsüm Bilgehan, İnönü'nün torunu olduğu; Prof. Hurşit Güneş, Turan Güneş'in oğlu; Prof. Sencer Ayata, Turan Güneş'in damadı olduğu; Faik Öztrak, eski Meclis başkanvekili ve dahiliye vekili olan Orhan Öztrak'ın torunu ve yine eski içişleri Bakanı Orhan Öztrak'ın oğlu (amcaları Adnan Öztrak ve Sabahattin Öztrak'ın soyadındaki pay ve ağırlığını da hatırlatıyor.) olduğu için; Osman Korutürk Salah Cimcoz'un torunu ve 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün oğlu olduğu için, herhangi bir politik emek ve başarıları aranmaksızın bu mevkilere gelmiştir diyor. Tezel makalesinde daha başka ilginç detaylar ve mesela Ecevit ailesine dair pek fazla bilinmeyen bilgiler de veriyor. Prof. Tezel, Gürsel Tekin gibi birkaç isim dışında, ağırlıklı olarak CHP'nin bir paşazadeler partisi gibi göründüğünü ifade ederken, kıdemli meslektaşımız ve çiçeği burnunda taze CHP'li Oktay Ekşi ise şöyle diyor: "CHP'li olmak halkın ta kendisi olmak, ulusça hızla kalkınmak, kalkınmanın nimetlerini hakça bölüşmek demektir..." diyor. Acaba hangisi doğruyu söylüyor?!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.