CHP çamura mı yatıyor?!.

A -
A +

Başlıktaki argo ifade için üzgünüm. Ancak, CHP sözcülerinin son günlerdeki çıkışını tanımlamak için; 'çamura yatıyorlar', yahut 'kayış atıyorlar' gibi amiyane tabirler cuk oturuyor!.. Genel seçimlere şunun şurasında, dört buçuk aydan daha az bir zaman kalmış. Ama iktidara talip olduğunu ilan eden ana muhalefet partisi cephesinde, bu iddiasını destekleyecek ciddi bir plan-program, proje vb. hazırlıklardan eser görünmüyor. Bugünkü CHP'nin Baykal döneminden farkı, genel başkan Kılıçdaroğlu'nun sık sık Ankara dışına çıkıp, diğer vilayetleri dolaşması. Ama her vilayette farklı bir şey söyleyip, genellikle bu söylediklerinden de vazgeçmesi veya geri adım atması... Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu kesintisiz fikir değişikliği vatandaşın kafasını karıştırmış olmalı ki, aksi yöndeki bütün pompalamalara rağmen; kamuoyu araştırmalarında CHP'nin oy oranında kayda değer bir artış görünmüyor. Bu duruma fena halde bozulan Gürsel Tekin de, "Seçimlerden sonra o araştırma şirketlerinin arkasına teneke bağlayacağız..." türünden tehditler savuruyor!.. Tekin'in bu çıkışının karşılığı olabilir. Ne de olsa propaganda yöntemlerinde psikolojik yöntemler çift taraflı olarak kullanılabilir. Fakat gelin görün ki, CHP milletvekili İsa Gök, işi psikolojik harekât boyutuna taşırıyor... Meclis Anayasa Komisyonunda, yargı ile ilgili tasarının görüşülmesini normal yollardan engelleyemeyince, çok vahim bir provokasyon ve tehdide başvuruyor: "Halk size karşı sokak sokak; mahalle mahalle direnir..." diyor. Üstelik bu sayın vekil bir hukukçu. Daha birkaç gün önce, Danıştay nezdinde dava dosyası takibi sadedinde bir yargıçla görüşmesinin ses kayıtları medyaya düştü ve Gök bu görüşmeyi yalanlamadı, tevil ederek kabul etti. Sanki biraz da savunma maksatlı bir taarruz içinde. Başbakan haklı olarak, çok sert biçimde bu tehdide karşı tepki verince (Eşkıya mısınız?.. dedi.), bu defa Genel Başkan Kılıçdaroğlu, devreye girdi. "Elimizde silah mı var?" diyerek, hem kendi milletvekillerini arkaladı, hem de halkın sivil itaatsizlik hakkından bahsetti. Doğrudur, demokrasilerde istisnai olarak halkın sivil itaatsizlik hakkı vardır. Ama İsa Gök'ün bahsettiği şeyin sivil itaatsizlikle ilgisi yoktur. Gök'ün yaptığı doğrudan doğruya halkı isyana, başkaldırıya tahrik ve teşviktir! CHP, demokratik zeminde ortaya koyması gereken siyasi mücadeleyi sürdürmek yerine, yasa dışı metotlara başvurmak gibi çok tehlikeli bir yola başvuruyor. Hemen belirtelim ki, bu yöntem CHP'ye hiçbir şey kazandırmaz, tam tersine kaybettirir... Şayet bu tutumunda ısrar ederse, CHP 12 Haziran seçimlerde mağlubiyeti şimdiden kabullenmiş demektir. CHP'de çok önemli görevlerde bulunan Tarhan Erdem, Radikal Gazetesindeki köşesinde dün bu noktaya işaret ederek, CHP'lileri çok ciddi biçimde uyarıyordu. Bu oyunların tutmayacağını kesin biçimde hatırlatıyordu. Sayın Erdem bir süreden beri çok dikkat çekici analizler yapıyor. 27 ve 31 Ocak tarihli yazılarında, kimi iddiaların aksine, yargıdaki tıkanmaları çözüme kavuşturmak için yapılan çalışmaların, yani Meclis'te görüşülmekte olan tasarının "yargıyı ele geçirmek..." gibi bir şey olmadığını, büyük bir açıklıkla izah ediyor. Bu konuda yalan yanlış yazan kimi ünlü kalemleri de, net biçimde ikaz ediyor ve "kendinize yazık etmeyiniz..." diye nasihatte bulunuyor. Biz de tekrar hatırlatalım: Halkı direnişe çağırmak, çamura yatmaktır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.