Türkiye'de bir şeylerin değiştiği muhakkak... Ancak açılımların, değişimlerin, dönüşümlerin hangi istikamette olduğu, ne kadar devam edeceği ve nasıl bir sonuçla tamamlanacağı henüz belli değil. Mesela "CHP'nin çarşaf açılımı"... Aslında öncelikle meseleyi bu şekilde, yani "çarşaf açılımı" gibi bir ifade ile ele almanın; ne derece doğru olduğunu irdelemek gerekiyor. Zira siyaset sosyolojisine konu olacak bir gelişmenin, herkesin kendince anlam yüklediği sloganlarla açıklanması ve analiz edilmesi mümkün değildir. Ne yazık ki, bu konuda bir hassasiyet yok... Amiyane tabirlerin gırla gittiği bir "çarşaf" lafıdır gidiyor!.. Ana muhalefet partisi, düne kadar en büyük tehlike olarak gösterdiği çarşafı, nihayet ülkenin bir gerçeği olarak kabul etme noktasına gelmiş bulunuyor. Ama isteyerek, ama istemeyerek... Şimdi yapılması gereken şey, ucuz siyasi polemiklerle konuyu mecrasından saptırmak değil, siyasetin toplumsal barışa hizmet etmesini sağlayacak uygulamalara destek vermektir. Yani çarşaf açılımı ile, yaklaşan yerel seçimlerde; CHP'ye fazladan birkaç oyun gelip gelmemesi hesaplarından ziyade, kılık kıyafetin on yıllarca süren beyhude tartışmaların kaynağı olmasına son vererek, halkın huzurunu kaçıran yersiz sürtüşmelerin artık bitirilmesi gerekir. CHP, şayet bunca yıllık serüvenden sonra, nihayet vatandaşla arasındaki duvarları kaldırıp; gerçekçi politikalara başvurma kararını vermişse, bu noktada istikrarlı olmalıdır. Daha önceki örneklerde olduğu gibi, sadece seçim dönemine mahsus bir gösteri politikasının işe yarayamayacağını anlamalı ve kabul etmelidir. Vatandaşı suçlayarak, onu hor görerek, onu zorla belli kalıplar içine koymaya kalkışarak netice alınamayacağını bunca yıllık tecrübeyle herhalde anlamıştır CHP yetkilileri. Gerek çarşaflı bazı hanımlara rozet takılması, gerekse Kocaeli Belediye Başkan Adayı Sefa Sirmen'in "Her mahalleye Kur'an-ı kerim kursu açma" veya kurs için yer hazırlama vaatlerini; gerçekçi olup olmama açısından pekâlâ eleştirmek tabii olsa da, kategorik olarak buna karşı çıkanlar ve hatta bunu Türkiye'ye ihanet olarak değerlendirenler, ne kadar yanıldıklarını ve yanlış yaptıklarını çok geçmeden anlayacaktır. Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi, bu şekilde rozet takılması bile olumlu bir gelişmedir. Keza kurs açma vaadi lafta kalacak olsa bile, "konuşulması dahi güzeldir." Erdoğan'ın, "Aleyhimizde dava açanlar bunu görüyordur..." şeklinde, gönderme yapmasının çok haklı bir tarafı var. Zira Bolu Belediye Başkanının, pazar yerindeki vatandaşların talebi üzerine, atıl durumdaki bir otobüsü geçici mescit olmak üzere kullanıma vermesini, Başsavcı "kapatma sebebi" olarak iddianameye koymuştu... Aynı şeyin CHP'ye yapılması gerekmez tabii! Demokrasinin önü açılmalıdır.