28 Mart seçimlerine en rahat girecek pozisyondaki parti iken, CHP neden bu kadar sancılı?! Üstelik en iddialı olduğu seçim bölgelerinin adayını tespit ederken en fazla huzursuzluk yaşıyor... Bu işte bir yanlış yok mu? İzmir bölgesi CHP'nin kalesi olarak biliniyor, ama partinin il başkanı, buradaki aday tesbit usulüne o kadar muhalefet ediyor ki, son çare olarak istifa edeceğini dahi basına açıklıyor! Bundan da ötesi, yine "CHP'nin her devirdeki kalesi" unvanını koruyan, Ankara'nın tuzu kuru ilçesi, başka bir ifade ile devletin fiziki merkezinin bulunduğu yer olan Çankaya ilçesinde yaşandı. CHP, son gün son saate kadar bu seçim bölgesi için aday belirleyemedi. Haflarca süren kulis faaliyetleri ve son gün altı saat süren Parti Meclisi toplantısına rağmen uzlaşma sağlanamadı. Nedir, ne oluyor? Aynı partinin çatısı altında on yıllardır birlikte politika yapan bu insanlar neyi, niçin paylaşamıyor? Bu soru, partili partisiz herkesin kafasını kurcalamıyor mu? Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem ve aralarında Bülent Tanla ve Mehmet Sevigen'in bulunduğu bir grup MYK üyesi, partiyi kilitlediğini iddia ettikleri Genel Sekreter Önder Sav'ın görevden alınmaması halinde, istifa edecekleri restini çekiyor. Hatta olağanüstü kurultay tehdidinde bulunuyor... Ama yine de, Sav'ın önerdiği Prof. Muzaffer Eraslan aday gösteriliyor. Sav'ın parti içindeki ağırlığı aslında Baykal'ı da rahatsız ediyor. Geçen Ekim ayında, Meclis Grup Başkanvekilliği seçiminde, Genel Başkan ile Genel Sekreter açıkça ters düşmüştü. Ve o seçimlerde de Baykal'ın istedikleri değil, Sav'ın adayları kazanmıştı. (Ali Topuz ve Kemal Anadol.) Peki bu parti içi iktidar çekişmesi nereye kadar sürecek? Bunu net olarak kestirmek zor. Ancak, bu iç kavganın CHP'ye güç kaybettirdiği de açık! Nitekim Bülent Tanla, Önder Sav'a şu suçlamayı yöneltiyor: "Seçime hazırlık yapacağınıza partiyi kilitliyorsunuz!" CHP'nin seçimlere iyi hazırlanamadığı bariz şekilde görülüyor. Partide işlerin iyi gitmediğini gösteren bir durum da, Eskişehir'deki aday bildirimi. Eğer itirazlarını Yüksek Seçim Kuruluna kabul ettiremezse, CHP Eskişehir'de belediye seçimlerine katılamayacak. Çünkü burada belediye başkanlığına aday olan Aydın Güngör'ün ismi, zamanında İl Seçim Kurulu'na bildirilememiş!.. Bunca hükümet işiyle birlikte, Başbakan Erdoğan seçim kampanyasını bir hafta önce başlattı ve meydan meydan dolaşıyor. Ama, partideki dağınıklık yüzünden Baykal, dün Eskişehir'e yapacağı geziyi, iptal etmek zorunda kalıyor... Seçimlerde şayet iyi bir sonuç alınmazsa, lider o olduğu için, esas hesap Baykal'dan sorulacak. Ama söyler misiniz, seçim öncesindeki bu perişanlığın hesabını Sayın Baykal birilerine sormayacak mı? Şu bir gerçek, Deniz Baykal siyaset bilimi hocalığından gelen çok tecrübeli bir politikacı. Eğer hizip çatışmasını ve iç rekabeti bir şekilde çözemezse, kendi koltuğu tehlikeye girer... Son söz; Demokraside muhalefet de en az iktidar kadar önemlidir. CHP'nin bir an önce toparlanması gerekir. Aksi halde tek kale oyunu gibi geçecek seçimlerin tadı olmaz!