"CHP tarihiyle hesaplaşmaktan korkan parti değil..." mi?!.

A -
A +

CHP'de bir dönem, Deniz Baykal'a karşı genel başkanlığa soyunan; ancak tüzük hükümleri sebebiyle, resmî olarak aday dahi olamayan; bir müddet partiden dışlanan, daha sonra Baykal'ın bir kaset darbesiyle saf dışı edilmesi üzerine, son seçimlerde tekrar milletvekili seçilebilen Haluk Koç ve 11 arkadaşı, doğrudan genel başkan Kılıçdaroğlu ve Yönetimi hedef alan bir bildiri yayınladı. Koç'un öncülük ettiği söz konusu bildiride, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün, Dersim katliamıyla ilgili talepleri ile aslında Atatürk'e ve CHP'nin geçmişine hakaret ettiği ve Parti Yönetiminin de buna sessiz kaldığı öne sürülerek, bunun için "tabandan gelen tepki" dile getiriliyor... Önce Hüseyin Aygün'ün ne yaptığını kısaca hatırlayalım: Tunceli Milletvekili Aygün, 15 Kasım 1937'de oğlunun da içinde olduğu 11 kişi ile birlikte idam edilen Seyit Rıza'nın o günden beri yeri belirsiz olan mezarının tespit edilmesi, Dersim katliamıyla ilgili bütün devlet arşivlerinin açılması ve Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) bu konuda harekete geçirilmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e talepte bulunmuştu. Evet bu kadar. İşte bu talep CHP'nin bir bölümünü fena halde rahatsız etti. Kimileri Aygün'ün ihraç edilmesi isteğinde bulundu. Parti Yönetiminin, özellikle genel başkan Kılıçdaroğlu'nun bu duruma sessiz kalması protesto edildi. Tepki koyması için Yönetime mühlet verildi. Sonuç alamayınca da bildiri yayınlandı. Bildirideki en keskin nokta, Atatürk'e hakaret edildiği iddiası... İkinci nokta ise, o yıllarda tek parti olarak iktidarın ve tabir yerinde ise, bütün devlet yönetiminin tek sahibi, tek hakimi olan CHP'ye ve tarihine hakaret edildiği... Acaba gerçek durum öyle mi? Koç ve arkadaşları, nedense öncelikle bugünkü iktidarı hedef almış. Yargının hükümet emrine girdiği, yasamanın da yürütmeye bağlandığı vs. bildik ithamlar tekrarlandıktan sonra, CHP'nin iç meselelerine satırbaşı açılıyor. Bildiriye imza koyanlar, yargının ve yasamanın yürütmeyle birlikte tek elden yönetildiği 1923-1950 dönemini aklamaya çalışırken; esasen "Merd-i Kıpti" misali, fena halde açığa düşüyorlar!.. Azıcık tarih bilen, Cumhuriyet döneminin siyasi seyri hakkında biraz malumata sahip olan herkes, bu bildiriye güler geçer. Daha usturuplu(!) ifadelerle bunu yazabilirim ama, bu köşenin vakarına yakışmaz! Diğer taraftan bırakın Atatürk'e hakaret etmeyi, hakkındaki koruma kanunu sebebiyle kimse, o döneme ait olayları doğru dürüst analiz edemiyor. Buna kalkışanların başına olmadık işler geldi. Nitekim Hüseyin Aygün'ün yaptığı, sadece Atatürk döneminde cereyan eden bir olayın irdelenmesinden ibaret. Aygün suçlamalar karşısında, Atatürk'e hakaret etmediğini, böyle bir maksadının olmadığını yana yakıla söylüyor ama, derdini CHP'lilere anlatamıyor. Koç ve arkadaşları, bir de; "CHP tarihiyle hesaplaşmaktan korkan bir parti değil..." diye kıtır atmış. Hadi canım sen de, güldürmeyin beni!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.