Ciddiye alınmayacak şeyler...

A -
A +

YÖK Başkanı Prof. Dr. Y. Ziya Özcan; "Baş örtüsü meselesinden bir an evvel uzaklaşıp, kendi akademik işlerimize bakmak istiyoruz..." diyor. Daha göreve geldiği ilk gün de, bu yönde açık mesaj vermişti. Özcan böyle diyor ama; Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) ve bazı yasakçı rektörler, baş örtüsü konusunu tırmandırmak için her yola başvuruyor. Prof. Özcan; ÜAK'nın kendi görev alanına girmeyen işlere girmemesi için çok gayret gösteriyor. Bu çerçevede önce Anayasa değişikliğine karşı, daha sonra da kendisinin üniversitelere gönderdiği genelge için toplanan ÜAK'ya, yasa dışı faaliyetler konusunda ikazda bulundu. "Suç işliyorsunuz..." dedi. Ancak, "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır..." misali, ÜAK; Prof. Özcan hakkında suç duyurusunda bulundu ve kendisini istifaya davet etti!.. Başkan da haklı olarak; "Böyle şeyleri ciddiye almıyorum..." dedi. Rektör Yardımcılığı dönemindeki, bazı yolsuzluklarla ilgili olarak Ağır Ceza'da yargılanan ve kendi ifadesiyle; "kısmen aklanan ve tam olarak aklanmak üzereyken", bu arada "Rahşan Affı" ile mahkumiyetten kurtulduğu bildirilen ÜAK Başkanı, Özcan'ın üniversiteleri temsil edemeyeceğini iddia ediyor. Peki bu iddiayı ciddiye alabilir misiniz? Ne yani, yalnızca Ağır Ceza'da yargılanan ÜAK Başkanı mı temsil edebilir?! Yoksa şu sıralarda Youtube gibi sitelerde, skandal nitelikteki bir konuşması yayınlanıp duran biri mi?.. Darbeciliğe açıkça destek veren, seçilecek yeni Cumhurbaşkanını, suikast düzenleme pahasına Köşke çıkarmamaya niyetli; titrine hiç yakışmayacak tarzda, sokak diliyle konuşan bir zihniyet mi, temsil edecek üniversiteleri? Ciddiye alınmayacak şeyler bunlar... "Türkçe bilim dili olamaz..." diye çok tuhaf bir görüşün sahibi olan eski başkanlardan Kemal Gürüz de; Prof. Özcan'ın YÖK başkanlığı için uygun isim olmadığını ileri sürüyor!.. Bununla da kalmıyor; herkesi, "ayağını denk alması" konusunda âdeta tehdit ediyor. Şu cür'ete bakınız! Fizikçi Gürüz hızını bir türlü alamıyor; Türkiye'nin üç büyük hukukçusu olarak da şu isimleri sayıyor: Sabih Kanadoğlu, Vural Savaş, Yekta Güngör Özden!.. Eeh, başka bir şey söylemeye gerek yok... Eğer Fizikçi Gürüz, Hukukçuların gradosunu belirliyorsa, ben de hukukçu olarak Aynştayn'ın izafiyet teorisini irdeleyeyim bari!.. Gerçekten gayri ciddi şeyler bunlar. Üniversitelerde, kim bilimden yana; kim provokatörlükten yana, giderek daha iyi belli oluyor. Ulusalcı-Darbeci bağlamda, kimi tuhaf örgütlerle dirsek temasında olan bazı rektörlerin marifetleri, hele iyice ortaya bir saçılsın bakalım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.