Çin’den ABD’ye şok suçlama: Suriye’nin petrolünü çalıyor!..

Sesli Dinle
A -
A +

ABD’nin Asya-Pasifik’te kuşatma gayretine karşılık, Çin’in öfkesi giderek büyüyor! Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün sözleri yenilir yutulur cinsten değil. ABD’yi Suriye’de resmen hırsızlıkla suçladı.

 

 

 

Çin’in 2022 yılında sadece yüzde 3 büyümesi, son kırk yıldaki yüzde 10’luk ortalama büyüme serisine göre çok dikkat çekici. Ama bunun önüne ve arkasına iyi bakmak gerekiyor… “Dünya Bankası verilerine göre, 2018 yılında ABD ve Çin ekonomilerinin Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) ile ölçülen büyüklükleri, sırasıyla yaklaşık 20 ve 13 trilyon ABD Dolarıydı. Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP) kullanıldığında ise 2018 yılında, Çin Ekonomisi 25 trilyon Dolarlık GSYH’siyle dünyanın en büyük ekonomisiydi, ardından 20 trilyon ile ABD ekonomisi geliyordu; bu hesapla Çin ekonomisi büyüklük olarak ABD ekonomisini 2014 yılında geçmiş bulunuyordu…” (Bkz. Çin ve Dünyanın Geleceği-Fatih Oktay) Evet, Çin’in böylesine bir büyüme trendiyle ABD’yi geride bırakması, Washington’un en büyük endişesi ve problemi. Çin’i yavaşlatamadığı takdirde, ileride nelerle karşılaşacağını biliyor! Bunun için de her yola başvuruyor.

 

AUKUS… Avustralya, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletlerin baş harflerinden oluşan yeni ittifak… Washington Yönetiminin Fransa’yı 60 milyar avroluk bir anlaşmadan mahrum bırakarak, İngiltere’yi devreye aldığı güvenlik paktı. Amerika ve İngiltere, Avustralya’ya nükleer güçle çalışacak denizaltı filosu kazandırarak, Çin’in Pasifik Okyanusu'nda daha fazla güçlenmesine set çekmeye çalışıyor. Elbette ABD’nin Çin’i çevreleme teşebbüsü bununla sınırlı kalmıyor. QUAD mesela (Quadrilateral Security Dialogue (QSD). Bir nevi Asya NATO’su. Amerika, Avustralya, Japonya ve Hindistan… QUAD’ın görünen açık maksadı, “Güvenlik” kılıfı içinde, ne yapıp edip Çin’i mutlaka sınırlamak. Bu yüzden özellikle Hindistan, Çin’le doğrudan karşı karşıya gelmeden; 2007’den beri ABD’nin sıkılaştırmaya çalıştığı bu yeni “diyaloğu”, güvenlik kavramı içinde tutmaya çalışıyor. Peki, Çin’in bunu yutması mümkün mü? ABD, QUAD başlığı altında dörtlü, AUKUS markası altında üçlü manevralarla Çin’i Asya-Pasifik’te dizginlemeye çalışırken, Çin de boş durmuyor elbet. Belli fasılalarla, Rus ve Çin donanmaları Hint- Pasifik Okyanuslarında ortak tatbikatlarla gövde gösterisi yapıyor. Bu arada, ABD Çin ile en fazla Tayvan konusunda sinir harbi yürütüyor…

 

Eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin olaylı Tayvan ziyareti, tansiyonu fena hâlde yükseltmişti. Çin bu ziyarete, Formoza adasını bir nevi kuşatmaya alarak cevap vermişti. Tayvan üzerindeki karşılıklı hamlelerin sonu gelecek gibi görünmüyor. ABD Kongre üyelerinin üçer-beşer kişilik ziyaretleri ve Yönetim’in her vesileyle Tayvan’ı koruyacağına dair destek açıklamalarına karşılık, Çin her seferinde sayılarını arttırdığı uçak ve savaş gemileriyle, Ada’nın hava sahasında ve kıyılarında seri tatbikatlar yaparak kararlılığını gösteriyor. Hâl böyle olunca da, Çin ve ABD arasındaki gerilim biraz daha yükseliyor. Geçtiğimiz günlerde Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın ABD'yi ziyareti sırasında, iki ülkenin, Çin'in nükleer silah stokunu arttırmasına yönelik eleştirileri olmuştu. Çin Yönetimi bu beyanlara karşılık sert açıklamalarda bulunmuştu. Bunun devamında, Pekin’den hayli sivri ve bir o kadar keskin bir açıklama daha geldi. Çin bu defa, ABD'yi Suriye'yi yağmalamakla suçladı. 

 

 

 

"YAĞMALAMA REZİLLİĞİ KARŞISINDA DEHŞETE DÜŞÜYORUZ"

 

 

 

Hani derler ya böyle laf kavgada bile söylenmez… Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, ABD askerlerinin Suriye'den petrol ve tahıl kaçırdığını ifade ederek, "ABD'nin Suriye'yi yağmalamasının aleniliği ve rezilliği karşısında dehşete düşüyoruz" dedi. Vang, Pekin'de düzenlediği basın toplantısında, ABD ordusunun 14 Ocak'ta, Suriye'nin Haseke ilinden petrol yüklü 53 tankeri Irak'taki üslerine transfer ettiği iddiasıyla ilgili değerlendirmede bulunurken şaşırtıcı laflar etti...

 

Esad rejiminin resmî verilerinin, 2022'nin ilk yarısında Suriye'de çıkarılan petrolün yüzde 80'inden fazlasının; ABD işgal güçleri tarafından ülke dışına kaçırıldığına işaret ettiğini belirten Vang, "Bu haydutluk Suriye'deki enerji krizini ve insani krizi derinleştiriyor. Suriye halkının yaşama hakkı ABD tarafından çiğneniyor. Suriye halkı az miktarda petrol ve gıdayla kışı geçirmeye çalışacak" ifadelerini kullandı.

 

Vang, ABD güçlerinin bu ayın başında da, Suriye'den 60 tanker ve kamyon dolusu petrol ve tahıl kaçırdığını ileri sürerek, "Söz konusu askerî yardım olunca; milyarlarca, hatta on milyarlarca dolar sağlama 'cömertliğini' gösteren ABD'nin, Suriye'nin kaynaklarını çalarkenki açgözlülüğü gerçekten çarpıcı" değerlendirmesini yaptı.

 

Washington yönetimine uluslararası hukuka uyma ve petrol hırsızlığının hesabını verme çağrısında bulunan Vang, "ABD, alırken de verirken de ülkeleri kargaşaya ve felakete sürüklüyor, sonra da kendi hegemonyası ve çıkarları için bunun meyvelerini topluyor. İşte ABD'nin 'kurallara dayalı düzen' dediği bu" diye konuştu.

 

Özetleyecek olursak, karşılıklı tırmandırılan bu gerilimin, hiç de hayra alamet olmadığı ortada…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Engin20 Ocak 2023 01:15

Akın akın gelip başımıza bela olacakları gün olacak.