Çok önemli gelişmeler bunlar!..

A -
A +

"DEVLET BAŞKANI, MİLLİ GÜVENLİK KONSEYİ BAŞKANI VE GENELKURMAY BAŞKANI..." Her biri başlı başına, muazzam bir güç; yetki ve otoriteyi ifade eden bu sıfatların tamamını, 12 Eylül 1980'den 6 Kasım 1982'ye kadar; Org. Kenan Evren, kendi uhdesinde bulunduruyordu. Bu tarihte, Anayasa referandumu ile birlikte ve kendisinden başka bir aday olmaksızın, halkoyuyla Türkiye'nin yedinci Cumhurbaşkanı seçildi ve yedi sene de bu görevi ifa etti. Ve Kenan Evren, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sivil ve demokratik rejimini silah zoruyla ilga eden, anayasayı rafa kaldıran, bütün siyasi partileri de kapatan askerî müdahalenin lideri olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifade vermeye çağrıldı. Terör ve organize suçlara bakmakla görevli Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen, Evren'le birlikte dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya'yı da telefonla arayarak ifade vermeye davet etti. Buna karşılık Evren'in avukatı, müvekkilinin sağlık durumunu ileri sürerek (Evren 94 yaşında), Ankara'da ikamet ettiği evde ifadesinin alınmasını talep etti. Milli Güvenlik Konseyi üyesi ve dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer de ifadeye çağrılmadan bir gün önce, 87 yaşında hayata gözlerini yumdu. Konseyin diğer iki üyesi Nurettin Ersin (KKK) ve Sedat Celasun (JGK) yıllar önce vefat etmiş bulunuyorlar... Evren gibi, Şahinkaya'nın da önemli sağlık problemleri olduğu belirtiliyor. Yaşı hayli ilerlemiş iki emekli orgeneralin hukuki durumu bundan sonra nasıl bir süreçte seyreder, bugünden kestiremiyoruz. Ama 12 Eylül'ün soruşturmaya tabi tutulmuş olması bile, tek başına çok önemli bir gelişmedir. Soruşturma nereye kadar uzanır, müşahhas bir netice çıkar mı çıkmaz mı, bunlar işin teferruat kısmıdır. Diğer taraftan, Balyoz Soruşturması çerçevesinde, Harp Akademileri Komutanı Org. Bilgin Balanlı, dün İstanbul'da özel yetkili Cumhuriyet Savcısına ifade verdikten sonra, tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Balanlı hakkında tutuklama kararı çıktı. Org. Balanlı bugüne dek tutuklanmış en üst rütbedeki muvazzaf generaldir. Bir gün önce de yine aynı soruşturma çerçevesinde, yedi general ve amiral ile iki kurmay albay savcılıkta 12 saat boyunca ifade vermişti... Türkiye gibi on yıllarca askerî vesayetin hüküm sürdüğü bir ülkede, muvazzaf generallerin; bırakın savcılıklarda ifade vermesi, daha önce Meclis Araştırma Komisyonlarına bilgi vermek üzere dahi, zahmete girmediğini biliyoruz!.. O sebeple, hukuk devletinin işlerliği bakımından bu süreç son derece önemlidir. Önemli makamlarda görev yapan insanların, kanun karşısında hesap verir duruma düşmesi, esas itibariyle sevimsiz olmakla birlikte; kanun önünde eşitlik, adaletin tecelli etme yolunun açık olması ve elbette hukukun üstünlüğü bakımından çok olumlu ve önemli gelişmedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.