Dün Hakkari'nin Çukurca İlçesi, Kavuşak Köyü Hantepe mevkiindeki askerî birliğe yapılan terörist saldırıda altı askerimiz şehit düştü, dokuz tanesi de yaralandı. Yine Van'ın Gürpınar ilçesinde, intikal hâlindeki askerî araca yapılan saldırıda bir askerimiz daha şehit düştü. Şüphesiz bu saldırılar çok üzücü, sinir bozucu ve rahatsız edici. Ama rahatsız edici daha başka durumlar da var. Öncelikle 26 seneden beri, devam eden terörle mücadelede; bölücü örgütün aktif silahlı gücünün beş altı defa yok edilmiş olmasına rağmen, hâlâ daha bu çapta saldırıları gerçekleştirebiliyor olması... Bütün tecrübelere, üstün askerî silahlara; modern araç ve gereçlere rağmen, teröristlerin yurt içine sızma ve saldırı gerçekleştirmesinin önlenememesi, bu işte bir yanlışlığın olduğunu gösteriyor... Esasen o yanlışlık ta baştan yapıldı! Nizami ordu birlikleriyle gayri nizami harp veya düşük yoğunluklu çatışmayı sürdürmenin, hem daha fazla kayıp verme, hem kesin sonuç almak bakımından uygun olmadığı bilindiği halde; gerek askerî strateji, gerekse sivil inisiyatif ve politik kararlar açısından yanlış olduğu gün gibi aşikâr. Buna rağmen çeyrek yüzyıl aynı yanlışta ısrar edilmesi, elbette rahatsızlık verici. Diğer taraftan bu süre zarfında terörün bitmemesi, tam tersine azması üzerine kurulan gizli-açık iç ve dış tezgâhların, ülkeyi getirdiği nokta daha beter rahatsız edici. Günlerdir terörle mücadelede "İHANET" gibi algılanan bir olayda, rahatsız edici sorulara; devletin ilgili makamlarından doğru dürüst bir cevap alınamaması, korkunç derecede 'rahatsız edici' değil mi? Rahatsız edici olaylar zinciri uzadıkça uzuyor. İskenderun'daki deniz birliğine yapılan ve yedi askerimizin hayatına mal olan terörist saldırının detayları gün ışığına çıktıkça, rahatsız edici durum had safhaya çıkıyor. Teröristler eylemi gerçekleştirmeden önce, mezkur birliğin her tarafında keşif çalışması yapmış ama, bunu önlemekle görevli askerî istihbarat birimleri; aynı şehirdeki mevlit cemiyetlerini, okullardaki müsamere programlarını ve halı sahalardaki futbol maçlarını izlemekle görevli oldukları için, geliyorum diyen faciayı haber alamıyorlar iyi mi! Peki bu durumu hangi sözcüklerle ifade etmeli? Dahası altı ay önce, ele geçen bilgi ve belgelerden saldırının yapılacağı öğrenilmiş olmasına rağmen, önlenememiş olmasının izahı ne olabilir? Evet bütün bunlar fazlasıyla rahatsız edici durumlar. Tunceli'nin Nazımiye İlçesi Sarıyayla Karakolu'na yapılan saldırı sırasında, sağlık ekiplerinin destek birliklerinden çok önce olay yerine yetişmesi müthiş rahatsız edicidir. Dağlıca baskını sırasında yedi saat süren çatışmalara, bu süre zarfında ana birliklerden hava ve kara desteğinin sağlanamamış olması rahatsız edici. Aynı şekilde bu saldırının olacağına dair, tam dokuz gün önceden hazırlanan ve bütün komuta kademelerine gönderilen istihbarat raporlarına rağmen; gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmamış olması, çok çok rahatsız edici. Bu saldırıdan on bir gün önce, o İHANET konuşmanın yapılmış olması ve üç yıl boyunca bunun soruşturmasının dahi yapılmamış olması, çok ama çok rahatsız edici!..