Cumhurbaşkanlığı kavgası nasıl bir seyir izleyecek?!.

A -
A +

Epey zamandır, iki yıl sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi için açıktan-gizliden; derinden-satıhtan sürdürülen atışmalar, tartışmalar ve sürtüşmeler, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Amerika'dan dönerken uçakta gazetecilere yaptığı açıklama ile yeni bir kulvara girmiş bulunuyor... Evet, Erdoğan 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimine adaylığını koymayacağını kesin olmasa da, net sayılabilecek bir ifade ile açıklamış bulunuyor. "Merak etmeyin tavsiyeleri dinleriz, herkesin bildiği bir ismi seçeriz..." şeklindeki beyan, Çankaya Köşkü etrafındaki tartışmaların seyrini esaslı şekilde değiştirecektir. Zira şimdiye kadar, Köşk için en kuvvetli aday olarak görülen Başbakan Erdoğan, ikinci bir seçim dönemi için hedeflerinden bazılarını da deklare etmiş bulunmaktadır. Şimdi artık başka adayların yarışı hızlanacaktır!.. Yaklaşık üç ay önce, Ankara'nın nabzını çok iyi tutan dostlarımızdan biriyle görüştüğümüzde, 2007 yılı Mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için tam on dört tane adayın şimdiden boy gösterdiğini söylemişti. Bu sayı daha da artmış olabilir... Türkiye'de Çankaya Köşkü kavgaları genellikle çok sert geçmiştir. Bazen ihtilallere de gerekçe olmuştur! Onun içindir ki, bu kavgalardan en fazla sıkıntı çeken Süleyman Demirel, geçmişte sürekli olarak Çankaya'nın kavgasız ve entrikasız el değiştirmesinin ehemmiyetine işaret etmiştir. Ancak kim bilirdi ki, günün birinde Sayın Demirel de, 9. Cumhurbaşkanı kimliği ile bizzat bu kavganın, hem de çok erken başlayan bir kavganın içinde ve başrollerde yer alacak!.. Ahmet Altan, (www.gazetem.net 4 Temmuz 2005) "Çankaya Bombaları" başlığı ile yazdığı yazıda, son zamanlarda patlayan bombaların, tren yoluna yapılan sabotajların vs. temelinde, bu erken başlayan Köşk mücadelesinin yattığını ifade ediyor. Altan, "Saray Kavgası" olarak nitelendirdiği bu mücadelenin, Ankara'daki siyasiyun tarafından abartılarak; memleketin en önemli meselesi imiş gibi gösterilmeye çalışıldığını kaydediyor. Ona göre "Saray Kavgası" o kadar tahrik edici ki, Süleyman Demirel bile, bu durumdan umutlanarak, yeniden Çankaya'ya çıkma hesaplarını yapıyor hale gelmiş!.. Burada bir parantez açarak şu hususu belirtelim; 1982 Anayasasına göre, bir kişinin üst üste iki defa Cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün değil. Gerçi, Demirel 2000 yılı Mayıs'ından önce bu hükmü değiştirmek için az uğraşmamıştı ama, evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Oysa şimdi, artık Sayın Demirel'in tekrar Köşke çıkması için yasal bir engel bulunmuyor. Çünkü Anayasa "üst üste" seçilmeyi engelliyor, ikinci kere seçilmeyi değil. Bazılarınız "Süleyman Bey artık yaşlanmadı mı" şeklinde bir soruyu aklından geçirebilir. Ama bunun cevabını ben bile şuracıkta verebilirim; hatırlayınız Sayın Demirel 1980 ihtilalinden sonraki yasaklı dönemde, kendisinin artık siyasetten çekilmesini isteyenlere ne diyordu?!. "Mimar Sinan en güzel eserini seksen yaşından sonra ortaya koymadı mı gaardışım?.." Evet, evet hatırladınız değil mi, aynen böyle diyordu. Ve unutmayınız Sayın Demirel henüz 81 yaşında... Ahmet Altan'ın söylediklerine kulak vermek gerekiyor. Gerçi söylediklerinin bazısı korkutucu! Ama gelişmeleri dikkatle izlemekte yarar var. Altan bu Çankaya kavgasının yakın gelecekte çok daha sert kavgalara sebebiyet vereceğini, dolayısıyla ülkeyi ve hepimizi bütün olarak sıkıntıya sokacağını not ediyor. Bunun altını çizmekte yarar var. Ben yine de, Sayın Erdoğan'ın aday olmayacağını bu şekilde vaktinde açıklamış olmasını memleket hayrına sayıyorum. Gerçekten aklın ve mantığın gereği de buydu. Erdoğan'ın iki yıl sonra Köşke çıkmak istemesi, onun için çok erken bir emeklilik olurdu. Halbuki kendisi daha 51 yaşında!.. Siyasetin bir maraton koşusu olduğunu kendisi de çok iyi bilen ve sık sık dile getiren Erdoğan, bu uzun koşuda bence 80 yaşındaki Demirel'i örnek almalıdır. Sizlerin de tahmin edeceği gibi, bazıları çok önceden başlayarak "Efendim size Çankaya'ya çıkmak yaraşır..." telkinlerinde bulunmuş olabilir ama, bu tavsiye ve telkinler en hafif deyimiyle duygusallıktan öte bir şey değildir. Bütün mesele şudur; makam mevki mi, yoksa ülkeye hizmet mi önemli?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.