"Olacaktır" ifadesini "olmalıdır" şeklinde de kullanabilirdim ama, kast-ı mahsusa ile bu başlığı tercih ettim... Sebebi de şu: Son günlerde yeniden başlatılan ve ısrarla sürdürülmek istenen, daha çok kafa karıştırmaya dönük tartışmaların anlamsızlığını vurgulamak... Bu kadar net yaklaşmamın dayanağı da, esasen anayasanın 101. maddesinin; 21 Ekim 2007 tarihi itibariyle yürürlüğe giren değişiklikten önceki hükmüdür. O hüküm (101/1) şöyledir: "Cumhurbaşkanı, ..... yedi yıllık bir süre için seçilir." Hüküm kesin ve nettir. Yedi yıllık süre için. Burada herhangi bir tereddüde mahal yoktur. 21.10.2007 tarihli değişiklikle (Referandumda yüzde altmış sekiz halk desteği gördü...), aynı maddenin birinci fıkrasına, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği hükmü kondu. İkinci fıkrada da, görev süresinin beş yıl olduğu ve bir kişinin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebileceği düzenlemesi yapıldı. 101. maddenin eski hali 3. fıkrada, bir kimsenin iki defa seçilemeyeceği hükmü vardı. Şimdilerde tartışma konusu yapılan durum, daha önce Fransa'da da yaşandı ve Jacques Chirac, birinci döneminde iken, anayasa değişikliği ile bizdeki gibi Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıla indirildi. Ancak Chirac, birinci dönemi yedi yıl olarak tamamladı. Zira seçildiği tarihteki anayasa hükmü yedi yıl idi. Fransa'da öteden beri iki kez seçilmek mümkün olduğu için, Chirac da ikinci kez seçimi kazanarak beş yıl daha görev yaptı... Sayın Gül için, ikinci defa seçilme imkanı yoktur. Gerekçe AY eski 101/3. madde! Ülkemizde sürdürülen tartışmalarda, aynı tarihteki anayasa değişikliği çerçevesinde, AY 77. madde hükmü gereğince; Milletvekili seçimlerinin de, beş yıldan dört yıla indirildiği ve bu değişikliğin bir sonraki seçimlerde uygulandığı ifade ediliyor... Milletvekili seçimlerinin, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile kıyaslanması, son derece yanlış bir yaklaşımdır. Zira aynı 77. maddenin ikinci fıkrasında, "Meclis bu süre (dört veya beş yıl) dolmadan seçimlerin yenilenmesine karar verebileceği gibi, AY'de belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de seçimler yenilenebilir..." deniliyor. Cumhurbaşkanının AY 104 maddedeki yetkisine dayanarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilmesi için; AY 110. madde gereğince hükümetin güvenoyu alamaması veya 99. madde çerçevesinde gensoru ile düşürülmesi veya 111. madde mucibince, görev esnasında güvensizlik oyu ile düşürülmesi halinde; 45 gün içinde yeni hükümetin kurulamaması, kurulsa dahi güvenoyu alamaması durumunun gerçekleşmesi gerekir... Diğer taraftan, AY 78. md. gereğince, savaş hali sebebiyle, TBMM seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Halin icabına göre, bu uygulamayı usulüne göre tekrar da edebilir. Bir diğer hüküm de, (AY 102/3 md.) eski haline göre, Cumhurbaşkanının süresi içinde seçilememesi durumunda, derhal TBMM'nin seçimlerinin yenilenmesi idi. Ki, 2007'de Türkiye bu durumu yaşadı. Bu izahatı vermemizin sebebi, Meclis seçimleri ile Cumhurbaşkanı seçimlerinin çok farklı hükümler içerdiğini ve birbiri ile asla karıştırılmaması gerektiğini vurgulamaktır. Özetlersek, Sayın Gül'ün görev süresi, tartışmasız yedi yıldır. Beş yıl olduğuna dair argümanlar, kesinlikle geçersizdir. Daha ziyade AK Parti'nin gelecekteki yönetimi ile ilgili olarak, yapılan spekülasyonların; siyasi zeminde karşılığı olsa bile, 2014'e kadar, Cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemesi söz konusu değildir.