Daha çok çalışmamız gerekiyor

A -
A +

Dün TBMM'de, Şemdinli'de meydana gelen olaylar hakkında, Meclis Araştırması açılmasına dair önergenin görüşülmesi çerçevesinde; yapılan konuşmaları pek çoğunuz en azından kısmen izlemiştir. Daha önceki benzerlerinde olduğu gibi, bu görüşmelerde de maalesef siyasetçilerimizin önemli konular hakkında, genellikle iyi hazırlanmadığı, hazırlanamadığı ve her zaman işin en kolay tarafına kaçarak polemik, spekülasyon ve rakip partilere sataşmada bulunmak suretiyle vaziyeti idare etmeye çalıştığını bir kere daha müşahede ettik... Halbuki tartışılan konu son derece hayati önem taşıyor. Devletin işleyişini çok yakından alakadar eden, geçmişte çok zararını gördüğümüz ve geleceğe dönük olarak da büyük endişeler taşıdığımız; illegal olayların, meşruiyet zemininden yoksun oluşumların, devletin gücünü kanunsuz şekilde kullanarak veya istismar ederek yapılan tehlikeli eylemlerin mahiyetini anlama gayreti söz konusu... Çünkü bu olayların milli birliğe, bütünlüğe ve devlet otoritesine yönelik büyük tehditleriyle yüz yüzeyiz! Şu halde bu kadar ciddi ve hayati meselede, parti sözcülerinin konu hakkında gerekli malumata sahip bulunması, dosyalarındaki dokümanlara hakim duruma gelmesi ve olayların künhüne vakıf olarak, sağlıklı bir mantık dokusuyla bilgilerini milletvekillerine aktarması beklenir. Ne yazık ki bu hazırlığı göremedik. Bu kesin. Büyük iddialarla Anavatan Partisi'nin başına geçen Erkan Mumcu'nun konuşmasındaki en önemli ve doğru kısım, kimlik tartışmasının bölücü örgütün değirmenine su taşıdığı tesbiti idi. Gerçekten Stalinist ve faşist ideolojilerden ödünç alınan bir yaklaşımla, bölücü örgütün bu çatışma üzerinden hedef kitlelerin farklılık bilincine kavuşturulması ve ötekileştirilenlerle husumetin derinleştirilmesi stratejisini izlediği çok iyi bilinen bir konu. Sayın Mumcu'nun bu noktaya dikkat çekmesi çok yerinde. Ve herhalde bu eleştirinin muhataplarından biri de Deniz Baykal olsa gerek. Zira Baykal, durduk yerde bu gereksiz tartışmayı derinleştiriyor. Üstelik Anayasa ve CHP'nin parti programı ile de çelişkiye düşerek... Ama Mumcu'nun bunun dışında ve Hakkari olaylarının anlaşmasına hiç de yardımcı olmayacak genel polemikler yapması, tek kelime ile o bildik ucuz siyaset usullerinden başka bir şey değildir. Ve bu, daha çok genç olan Erkan Mumcu'ya istikbalde bir getiri sağlamaz. CHP'nin sözcüsü İsmet Atalay ise, olay mahalline giden heyette yer almış olmasına rağmen, konuşmasında gazete ve televizyonlarda yer alan malumat ve dedikodulardan ileriye geçen bir bilgi vermedi, veremedi. Ne yazık ki, o da bilgi eksikliğini ve hazırlıksızlığını örtmek için; Başbakanın ve İçişleri Bakanının Türkiye'yi pazarlamasından filan dem vurdu!.. İktidar partisinin sözcüsü de muhalif partilere cevap yetiştirebilmek için, Meclis Araştırmasına konu yapılmak istenen hadiselerle ilgili doyurucu bilgi vermeyi bir tarafa bırakıp, CHP'nin internet sitesindeki malumatı aktardı. Böylece konu hakkında aydınlanmak isteyen milletvekilleri ve vatandaşlar da, artık kanıksamış olduğumuz sıradan, sıkıcı ve yararsız tartışmaları izlemekle yetindi! Yani sonuç ilk etapta hayal kırıklığı... Peki görmek istediğimiz tablo bu mudur? TBMM ve milletin vekillerinden beklediğimiz siyasi ciddiyet ve kalite seviyesi bu mudur? Elbette hayır. Halkımız, Milli İradenin tecelligâhı olan Meclis'ten; ülkenin temel ve hayati meselelerine kemali ehliyet ve ciddiyetle eğilmesini, olaylara ve gelişmelere doğru teşhis koymasını ve buna göre de çare üretmesini bekliyor. Milletin huzurunu kaçıran Şemdinli olayları hakkında, kurulacak araştırma komisyonu; eğer sadece göz boyamak ve yasak savmak kabilinden sureta incelemelerle iktifa ederse; çok daha büyük hayal kırıklığı yaşanır. Böyle bir şeye meydan verilmemelidir. İki şeye daha meydan verilmemelidir; birincisi, bölücü terör örgütünün bu ve bunun bahane edilmesiyle çıkarılan olayları tırmandırıp devlet otoritesini ve kamu düzenini bozmasına fırsat verilmemelidir. Bu cümleden olarak devletin asker ve polisinin haksız yere karalanmasına çalışanların oyunu boşa çıkarılmalıdır. İkincisi de, devletin hukuk kuralları dışına çıkan görevlileri varsa, derhal ve hiç gecikmeden bunlara gereken müeyyidelerin uygulanması ve bu meyanda devlet kurumlarının içinde; yanında, kenarında veya dışında ama ilintili olarak vücut bulmuş kanun ve hukuk dışı oluşumların tesbit edilip bertaraf edilmesidir. Bütün sorumlularının da hesaba çekilmesidir. Bunun için çok çalışmamız gerekiyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.