Daha fazla tırmanmamalı!..

A -
A +

Danimarka gazetesinin başlattığı fitne bütün İslam Dünyasında tepkilere ve tabii huzursuzluklara yol açmaya devam ediyor. Bütün dünya için bir tehdit potansiyeli taşıyan ve "medeniyetler çatışması" için tam bir provokasyon mahiyetinde olan bu karikatür rezaletini, Danimarka siyasetçileri büyük bir hamakat veya küstahlık içinde; hâlâ daha fikir hürriyeti ile açıklamaya çalışıyorlar. Bunların başını ise ülkenin başbakanı Rasmussen çekiyor. Daha önce de bu köşede temas ettiğimiz gibi, bu tarz bir yaklaşım insanların zekasıyla alay etmektir. Nitekim gün geçtikçe, ortaya çıkan bilgiler Danimarkalıların yalancılığını ve samimiyetsizliğini belgeliyor. Daha önce İsa aleyhisselam hakkında benzer karikatürleri yayınlamayı kabul etmeyen aynı gazete, İslama dönük bu saldırıyı fütursuzca gerçekleştirmiştir!.. Bunu neden yaptıkları konusundaki bir soruya verilecek cevaplar pek çok. Avrupa'da bir İslam korkusunun (İslamofobi), son çeyrek asırda giderek yayıldığı kimsenin meçhulü değildir. Refahın artmasıyla birlikte insanların da maddileşme yarışına girmesi ve sosyal dengeleri koruyan değerlerin hızla aşınmaya ve kaybolmaya başlaması, Avrupa insanını büyük bir manevi boşluğa ve bunalıma sürükledi. Bu bunalıma çare olarak, muharref Hristiyanlığın yeterli olmayacağı açıktı. Bunu fark eden binlerce Avrupalı, (ki, bunlar hem sosyal mevki, hem de eğitim ve kültür yönünden iyi seviyelerde bulunan insanlar) dalga dalga İslam dinini seçmeye başladı. Bu durum yıllardan beri Avrupa medyasında geniş şekilde işlenmektedir. Elbette mutaassıp çevreler buna kayıtsız kalmayacaktı... Onların da kendilerine göre tedbirleri vardı. Hele hele, misyonerlik çalışmalarında yüz yılların tecrübesine sahip çevreler, kolaylıkla pek çok formül geliştirebilirdi. Danimarka'da bir gazete tarafından başlatılmış gibi görünen, ama artan tepkilere rağmen, üstelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu alandaki kararlarına rağmen; Avrupa'nın diğer ülkelerinin gazeteleri de aynı provokasyona katılıp devam ettiriyorlar. Bu mesele, geldiği nokta itibariyle medeniyetler çatışması için bir prova niteliği taşımaktadır. Olay bu kadar nettir. Yapılan çeşitli yorumların bir kısmı, gerçekleri aksettiriyor olsa da, işin esası budur. Bu hususu dikkatlerden kesinlikle kaçırmamalıdır. Zira doğru bir karşılık vermek için, meseleyi doğru tesbit etmek şarttır. Aksi halde tehlike çok daha büyüyebilir. Trabzon'da işlenen cinayet, ülkemizin provokasyonlara ne kadar açık olduğunu göstermektedir. Eğer yetkililerin açıklamalarındaki bilgiler gerçekten doğru ise, yani yakalanan çocuk yaştaki zanlı, hakikaten karikatürlerin etkisi ile o cinayeti işlemişse; durum vahimdir. Şunun için vahimdir: İnsanları provoke etmek için yabancı servislerin muhtemel örtülü operasyonları, ülkemizi açık bir tehlike ile yüz yüze getirebilir. Suriye, Lübnan, Afganistan ve İran'daki olayları bu açıdan değerlendirmek lazımdır... Türk halkı bir cihan imparatorluğunun mirasçısı konumuyla, esasen hoşgörü, müsamaha, farklı din, ırk ve kültürlere mensup insanlarla yüz yıllarca birlikte yaşamış olmanın zenginik ve erdemine sahiptir. Bu alandaki farklılığı bütün dünya tarafından da bilinmekte ve kabul edilmektedir. Ama ne yazık ki, uzun süreli ajitasyon ve provokasyonlar, bazı insanların düşünce tarzlarında tahribata yol açabiliyor. Dolayısıyla, tasvip edilmeyen münferit hadiseler zuhur edebiliyor. Yine (eğer doğruysa) kaydını düştükten sonra, Trabzon'daki papaz cinayetini bu tür bireysel olaylara örnek gösterebiliriz. Başbakan Erdoğan'ın dün bu konuda yaptığı açıklama son derece yerinde ve her yönü ile takdire şayandır. Erdoğan'ın söyledikleri, hem İslam medeniyetinin, hem de Türk Milleti'nin asırlarca dünyaya örnek olan yaşantı, düşünce ve inançlarının mahiyetini ortaya koymaktadır. Umarız, başta Danimarka Başbakanı olmak üzere, Avrupa'nın diğer sorumlu insanları da, Erdoğan'ın bu açıklamalarındaki sağduyuyu anlar ve onlar da benzer davranış biçimleri içine girer. Aksi halde, zaten huzursuz olan dünya, iyice huzursuz hale gelir. Batılılar bu huzursuzluktan kazançlı çıkacaklarını düşünüyorlarsa, büyük hata yapıyorlar. Yine temenni edelim ki, bu hatalarından çabuk dönsünler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.