Demokrasiye şaşı bakmak...

A -
A +

Siyasi parti liderlerinin, herkesten çok demokrasiye gölge düşürebilecek söz ve tavırlardan şiddetle kaçınması gerekmez mi? Demokratik rejimin üzerine en çok titremesi gerekenler onlar değil mi? Şu halde, kimden gelirse gelsin; demokrasi için nakise olacak her türlü söz ve davranışa karşı, ilk önce siyasi liderlerin reaksiyon göstermesi beklenir. Oysa CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 28 Şubat sürecinde yaşanan post modern darbeyi, "Silahlı kuvvetlerin bir sivil toplum örgütü gibi fonksiyon icra ettiği"ni söyleyerek değerlendirmişti!.. Son olarak da, görev devir teslimi töreninde Org. İlker Başbuğ'un yaptığı konuşmaya tuhaf bir yorum getirdi Sayın Baykal. Gerçi yükselen tepkiler üzerine, sonradan sözlerini tavzih etmeye çalıştı ama; ilk değerlendirmesi, bu tür konuşmaların artık yeterli olmadığı, zira etki bakımından yetersiz kaldığı yönünde idi. Yani bu konuşmaların ötesinde sanki bir eylem yapılmasını istiyor gibiydi... Sözlerini tavzih ederken, "Darbe dönemi artık kapanmıştır..." türünden bir yaklaşımla, farklı bir vurgu yapmaya çalışıyor ancak; Baykal hâlâ daha, devlet yönetimi ve toplumdaki siyasi eğilimler, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik gelişmeler; kısacası tamamen sivil toplumun ve sivil siyasetin alanında kalan meselelerde; askerin belirleyici rol oynamasının, çağdaş uygarlık düzeyine uygun bir durum olmadığını söyleyemiyor!.. Ana muhalefet liderinin tavrı böyle mi olmalı? Aynı şekilde, askerî darbe ve muhtıralara en fazla muhatap olan Sayın Demirel de, Türkiye'de artık askerin siyasetçilere sınır çizmek yerine; kendi görev alanlarında kalmaları gerektiğini hatırlatmak yerine; bahse konu konuşmanın, yalnızca siyasetçiler için değil, herkes için açık bir uyarı niteliğinde olduğuna vurgu yapıyor. İşte bu, bir nevi demokrasiye şaşı bakmaktır. Sivil siyaset ve demokrasinin birileri tarafından, icabında kayıt altına alınabileceğini kabullenmektir. Bu sakil anlayış, geçmişte demokrasinin birkaç kez askıya alınmasına yol açtı!.. Bu yaklaşım aynı zamanda bize, geçmişte demokrasinin korunması yolunda pek fazla bir gayret gösterilmediğini de anlatıyor. Askerlerin sivil siyaseti dizayn etmeye yönelik çıkışlarını, biraz garipsemesine karşılık; "Bunun pek de sakıncalı bir şey olmadığı" yolunda görüş belirten bir kıdemli başyazar da aynı havada!.. Herhalde medeni dünyanın gidişatına rağmen, askerî cenahın daimi şekilde etkili muhalif güç olarak konumunu muhafaza etmesini istiyor... Sivillerin demokrasiye böyle şaşı bakması, askere bahane olmaz mı?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.