Dünya bu vahşeti ne kadar seyredecek?

A -
A +

Ey ikiyüzlü dünya!.. Görüyoruz, o çirkin suratın hiç kızarmıyor. Tarihin daha önce hiç kaydetmediği korkunç bir vahşeti, gayet sakin şekilde seyrediyorsun… İnsanın kanını donduran canavarlığı, sıradan bir film izler gibi izliyorsun. Peki, bu alçaklığa daha ne kadar devam edeceksin? Dünyanın en etkili yayın kuruluşlarından biri olan İngiliz BBC televizyonu muhabiri, canlı yayında; İsrail’in yasaklanmış ve savaş suçu olan fosfor bombasını kullandığını anlatıyor. Ama o da ne? Anında o muhabir yayından alınıyor. Yani bu insanlık suçu, bütün dünyanın gözü önünde sansürleniyor. BBC bu yayın ahlaksızlığını ne derece maharetle yaparsa yapsın, milyonlar ve milyonlar; yapılan vahşeti gördüğü gibi, o muhabirin dile getirdiği gerçekleri de gayet net biçimde duydu. Asla unutmayacak! O BBC ki, daha önce de, alçakça bir yalanı yaymaktan çekinmemişti. Evet, HAMAS’ın 40 tane bebeğin başını kestiğini iddia etmişti. Bu adi yalan ortaya çıkınca da, gazeteci olacak o ahlaksız ve yüzsüz muhabir, özür dilemek zorunda kalmıştı. Ama daha büyük rezalet, koskoca ABD Başkanı'nın da bu yalan kervanına katılıp, aynı şekilde bebeklerin başının kesildiğini söyleyebilmesiydi. Her ne kadar Beyaz Saray’dan yalanlama yapıldıysa da, bu kadar korkunç bir dezenformasyon karşısında, Biden’ın bizzat özür dilemesi gerekmez miydi? Ama bunlar böyledir. Utanmaları yoktur…

 

Bunlar kösele suratlıdır. Bunların hakikati görecek gözleri kördür. Bunlar doğruları asla duymak istemezler. Çünkü işlerine gelmez. Bunlar sadece kendi menfaatlerini düşünür. Bunlar için insan hayatı bir şey ifade etmez! Bakınız on bir günden beri, Gazze halkının üzerine yağmur gibi bomba yağdırılıyor. Hedef gözetmeksizin… Gazze’nin büyük kısmı yerle bir oldu. Enkazın altında yüzlerce Filistinli sivilin cesedi var. Bu canavarlık savaş diye kabul edilebilir mi? Şu alçaklığa bakar mısınız? İsrail, Gazze’de bulunan Durra Çocuk Hastanesini beyaz fosfor bombasıyla bombalıyor. Burada üst üste tam üç tane insanlık suçu söz konusu. Bir, hastane bombalanıyor. İki, bu hastane çocuk hastanesi. Üç, cari savaş hukukuna göre, yasaklanmış olan fosfor bombası kullanılıyor… Hani nerede 1907 Lahey Anlaşması, nerede 1949 Cenevre Sözleşmesi ve nerede 1977 ek protokolleri? Nerede, güya bütün insanlık adına tesis edilmiş insani hukuk mekanizmaları? Bunlara göre, savaşta ilk husus asker-sivil ayırımının yapılmasıdır. Kasıtlı olarak sivillerin hedef alınması savaş suçudur. Yani masumların öldürülmesi insanlık suçudur. Keza bu kurallara göre, su kaynaklarının, sivil yerleşim yerlerinin, sağlık tesislerinin ve askerî olmayan vasıtaların hedef alınması da savaş suçudur. Ama İsrail hastaneleri bombalıyor. Okulları bombalıyor. Evleri zaten bombalıyor. Dahası ambulansları bombalıyor!.. İnsanlık aleyhine ne kadar cürüm varsa, hepsini işlemekten çekinmiyor. Çünkü arkasında bütün küresel güçler sıraya dizilmiş, kendisine kayıtsız şartsız destek veriyor.

 

Hâl böyle olunca, İsrail her türlü etnik temizlik, işgal, ilhak ve soykırım suçlarını işlemekten çekinmiyor… Üç çeyrek asırdan beri, İsrail’i; işlediği bütün insanlık suçlarında arkalayan, cüret telkin eden ve en önemlisi uluslararası hukuk önünde hesap vermesine mâni olan hep o malum emperyalistler oldu. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğerleri… Hâlihazırda yine hepsi İsrail’in kuyruğuna takılmış sürükleniyor! Filistin halkı adına bir gösteri yapılmasına bile müsaade etmiyorlar. Maalesef, insanlık, medeniyet, hak, hukuk ve adalet kavramları adına acınası bir vaziyet. Daha beteri görünen o ki, emperyalistler kara sicillerini büsbütün karartmaya devam etmekte ısrarlı. Gazze’de morglarda yer kalmadı. Öldürülen üç bine yakın insanın neredeyse üçte biri çocuklar… Hayatta kalabilenler de, açlık ve susuzluktan kırılıyor! Yahu böyle bir tabloya hangi vicdan tahammül eder? İsrail hükûmeti hâlâ utanmadan bağırıyor; Gazze’ye su yok, gıda yok, yakıt yok, hiçbir şey yok!.. Bunun manası şu: (Bende insanlık namına bir endişe yok…)

 

Her türlü insanlık suçunu işlemesini İsrail için bir imtiyaz olarak görenler, Filistinlilerin yaşama hakkını çok görüyorlar. Daha doğrusu topyekûn yok sayıyorlar. Başka izahı yok. Amerikan Kongresinde, İngiliz Hükûmeti içinde, tıpkı İsrail Yönetiminde olduğu gibi, “Gazze haritadan silinmelidir” diyebilen insan kılıklı, fakat canavar ruhlu yaratıklar söz sahibi oldukça, dünyaya adalet gelmesini beklemek beyhudedir. Şayet evrensel vicdan diye bir şey varsa, şimdiye kadar harekete geçerdi herhalde. Velakin yetmiş beş seneden beri bundan bir iz görülmedi. O sebeple, İsrail de Deyr Yasin Katliamını, Sabra ve Şatilla Katliamını, Gazze Katliamını ve burada sayamayacağımız sayısız katliam, etnik temizlik ve soykırımı devam ettirebiliyor. Yazık, insanlığın haysiyeti bu kadar yerlerde paspas olmamalıydı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.