Dünya utansın!..

A -
A +

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gazze'deki vahşetten dolayı utanç duyduğunu söyledi. İnsanlık adına hepimiz utanç duyuyoruz, duymalıyız!.. Fakat ne yazık ki, genlerinde zulüm, katliam, soykırım ve sömürgecilikten başka bir şey bulunmayan küresel aktörler; utanç duymak bir yana, bütün bu vahşetleri devam ettirebilmek için, her gün yeni yalanlar uyduruyor, bütün dünya ile küstahça dalga geçiyorlar... Önceki gün, Washington'da Amerikan ve İsrail Dışişleri Bakanları olan iki kadının suratına baktığımda şunu gördüm: İnsani duygulardan hiç ama hiç eser taşımayan kibir heykelleri gibiydiler. Ve pişkince yalan söylüyorlardı... Bohçasını toplamış olan Rice, Livni'yi "Yakında başbakan olacak..." diye şişirirken, beriki de onu, "Arkadaşım Condi geride çok iyi şeyler bırakıyor..." türünden pışpışlıyordu. İsrail, yaptığı katliam ve soykırımdan dolayı, dünyada giderek daha çok öfke ve nefret toplarken, ABD'nin desteğini yeni bir mutabakatla tazeleme ihtiyacında. Washington'da bunun için yeni imzalar atıldı. Zavallı Gazze halkına karşı yeni iş birliği!.. Ama tekrar belirtelim, bu devran böyle uzun sürmeyecek. Livni, Ulusal Basın Kulübünde, İsrail'in bilinen yalanlarını tekrarlarken, dışarıdaki kalabalık da şunu haykırıyordu: "İçeride savaş suçlusu var!.." Evet gerçekten içeride savaş suçlusu vardı ve dışarı çıkınca kalabalığın haykırışlarını bastırmak için de, konvoydaki araçların sirenleri çaldı. Bu sirenler aynı zamanda birileri için çalan çanlardı şüphesiz... İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam ve soykırım, dünyanın her yanında insanlığı ayağa kaldırmış bulunuyor. Artık her yerde İsrail idarecilerinin yüzüne "savaş suçlusu katiller..." diye haykırılacağı görülüyor. Washington'da olduğu gibi... Amerika'nın kayıtsız şartsız desteği bakalım ne kadar işe yarayacak? Ve bakalım bu destek ABD için neye mal olacak? İsrail, son olarak yine BM'ye ait bir okulu tank ateşiyle vurdu. Sonuç altı ölü, on dört yaralı... Daha önce de BM yardım binasını, Gazze'ye gönderilmiş olan insani yardımların bulunduğu depoları vurmuştu. İsrail yaptığı katliamı dünyaya duyuran medya mensuplarını da bombaladı. Yani hiçbir ölçü yok... Kimyasal silahları da fütursuzca kullanıyor. Son zamanlarda özellikle BM'yi hedef aldığı açık. BM Genel Sekreteri Tel Aviv'de iken, Gazze'de BM'nin yardım merkezini vurdu. İsrail bütün bu küstahlığı kimin sayesinde yapabiliyor?! Lakin şunu unutmayalım: İsrail ne kadar vahşet uygularsa uygulasın, Filistin halkını sindiremeyecektir. Yaralı kızının başında Türkiye'ye gelen, Filistinli anne Semira Ebu Matar'ın, Başbakan Erdoğan'a söylediği şu sözlere dikkat isterim: "Hiçbir yerden bize yardım gelmezse de, ağaç yapraklarını yiyip hayatta kalsak da, bu mücadelemizden asla yılmayacağız!.." İşte bu... Filistin'e destek vermekten korkan Arap liderleri, Semira'nın bu metaneti karşısında yerin dibine girmeli! İsrail açıkça savaş suçu işliyor. Uluslararası toplumu hiç ama hiç takmıyor. Çünkü -amiyane tabiri ile- arkasında dayısı var. Ama bir gün bütün bunların bedelini mutlaka ödeyecektir. Zira şimdiye kadar, İsrail gibi hareket etmiş olanların hepsi ödedi de...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.