Dünyayı magazinden ibaret sananlar...

A -
A +

Orta Doğu baştan başa ateşler içinde. Her gün Lübnan'da, Irak'ta, Filistin'de hayatını kaybeden ve yaralanan insanların sayısı bile; artık doğru dürüst kayıtlara geçirilemiyor! Irak'ta üç seneyi aşkın zamandır; tam olarak kaç kişinin kurşun ve bombalarla öldüğünü kim biliyor?! Şimdi buna bir de Lübnan eklendi. Dün Beyrut'ta toplanan Arap Ülkeleri'nin Dışişleri Bakanları toplantısında; Başbakan Fuad Sinyoura, gözyaşları içinde, sadece Hula köyünde 40 kişinin öldüğünü bildiriyordu. Bu rakam dünkü İsrail saldırılarından sadece birisinin yol açtığı can kaybı!.. Bir milyondan fazla Lübnanlı mülteci durumunda; bunların dörtte biri ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Filistin'de, her gün masum insanların İsrail askerleri tarafından öldürülmesi; artık vak'a-i adiyeden sayılır oldu! Bültenlere bile girmiyor... Dünya medyası, Orta Doğu'daki gelişmelerle ilgili sayısız haber-röportajlarla; makale ve yorumlarla kendi ülkelerindeki insanları bilgilendiriyor. Peki etrafımızda bütün bunlar olup biterken, ülkemizdeki medya organları nelerle meşgul acaba? Tek kelime ile özetlemek mümkün: MAGAZİN!.. Evet dünyayı magazinden ibaret sanan medyamız; her zamanki gibi "Vur patlasın, çal oynasın!" havasında. Hani Orhan Veli'ni o ünlü mısraları var ya; "Ne atom bombası, ne Londra Konferansı/ Bir elinde cımbız, bir elinde ayna; umurunda mı dünya!.." Türk medyasının şu sıralardaki en önemli manşetleri; hangi ünlü nerede tatil yapıyor, hangi iş adamı eşini kimle aldatıyor, bilmem hangi sözüm ona sanatçı veya gazetecinin icra-yı rezalet görüntüleri vs. Televizyon kanalları ya sabahın köründen itibaren artık iyice seviyesizleşen televole programlarını, yahut da tatil beldelerinden plaj görüntülerini canlı yayınlıyor. Gazetelerdeki "sosyal içerikli"(!) makale ve yorumlar da hepten pespayeleşti. Türk toplumunun ahlak-namus, iffet gibi değerlerini çağdaşlık ve modernlik adına öyle tahrip ediyorlar ki, tam bir felaket!.. Dr. Faruk Turan'ın, "KÜRESEL STRATEJİLERE AŞİRETSEL YAKLAŞIM" başlıklı; Türkiye'deki elit kesimin zihniyetini analiz eden bir yazısından bazı satırları buraya alarak, bu ahval ve gidişatın nereden kaynaklandığını anlamaya çalışalım: "Türkiye'nin çok önemli elit, bürokrat, akademiysen, aydın ve yönetici kesimi 20. yüzyılın son çeyreğinde, bir başka ifade ile bundan 15-20 yıl öncesinde varlıkları keşfedilen birçok cumhuriyet, devlet, federasyon, ulus ve halkın yerini de, adını da bilmiyordu. Hatta bu ülkenin gençleri 'amip'in döllenmesini yıllarca ezberlemiş, ancak yeryüzündeki her insanın parmak izinin farklı olduğunu üniversiteyi bitirdikten sonra, hatta otuzlu yaşlarında öğrenebilmişti. Zira, eğitim sisteminin tarih, coğrafya, anatomi, biyoloji vs. öğretim sistemsizliği o biçimde kurgulanmıştı. Bugün 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, yeni sistemlerin, yeni dünya düzenlerinin yıllar öncesinden kurgulandığını yeni yeni telaffuz etmeğe başlamamızın en belirgin göstergesi, teknolojinin bize sunduğu, müziğini bile bölgeye göre ve önceden melodilendirmiş savaş, ölüm, kan, top sahneleridir... Önceki yüzyılda yarım yamalak da olsa yaptırım gücü olan 'hukukun gücü' ileriki yıllarda karşılaşılacak olan yeni formasyonuna kadar 'gücün hukuku'na dönüşmüş ve meşruiyet kazanmıştır. Fakat bu yeni stratejileri ülkemizdeki algılama, yorumlama, tavır ve tedbir konularında bazı resmi söylemlere, gazete manşetlerine, uzman görüşlerine, markalı ve imzalı aydın yorumlarına bakınca 'aşiretvari yaklaşımlar'ın ötesine geçemediklerini görmek herkesi kederlendirmelidir. Aslında hakikaten büyük olan bu ülkenin, 80 milyonluk ve imparatorluk bakiyesi bir ülkenin insanlararası ufuk çizgilerini bu kadar nakıs biçimlendirenler vebal altından kalkamayacaklardır... Kan gövdeyi götürürken, ülkeyi seksen milyonluk bir aşiret zannedip 'Lübnan'daki Türkleri almaya giden askerimizin gözlüğüne hayran kaldılar...' diye manşet atmanın veya tuzu kuru birkaç kalemin 'Erdoğan ve Zapatero'nun mesajı dünyayı ayağa kaldırdı' vs... diye yazmasının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur..." Dünyayı magazinden ibaret sananları, görüldüğü gibi savaş değil, işin magazin yönü ilgilendiriyor. Renkli gözlükler, onlar için ölü-yaralı veya mültecilerden daha önemli!.. ..... Not: Yazının tamamı için Bkz. www. haberkuşağı.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.