Erdoğan-Zelenskiy görüşmesi ve yansımalar...

Sesli Dinle
A -
A +

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin dış temasları, genel maksadı ve özel sebepleri ne olursa olsun, her zaman dünyada ciddi ilgi görüyor. Türkiye-Ukrayna ilişkileri ise en başından beri büyük dikkatle izleniyor…

 

 

 

Rusya-Ukrayna savaşı uzadıkça, sadece bölgesel barışa değil, genel olarak dünya sulhüne de menfi etkileri katlanarak büyüyor… Bir buçuk seneyi geride bırakan bu savaşta, şimdiye kadar ateşkes ve barış görüşmeleri için yapılan en ciddi; tarafsız ve devam ettirilebildiği takdirde, sonuç alması muhtemel tek teşebbüs, Türkiye’nin daha savaştan evvel başlattığı ara buluculuk çalışmaları oldu… Savaş patlamasından sadece kırk gün sonra, iki ülke dışişleri bakanlarının İstanbul’da bir araya gelmesine ev sahipliği yapan Türkiye, gerçek tarafsız ve barışa katkı için samimi gayret içinde olmakla dünyadan takdir topladı. Ne yazık ki, çeşitli sebep ve engellerle, barış yolunu açacak görüşmelerin devamı gelmedi. Bir müddet önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat ifade ettiği üzere, savaş lobilerinin, Ukrayna-Rusya ihtilafının barışçı yollardan hâl yoluna konulması yerine, çatışmalarla sürdürülmesi yönünde teşvik ve tahrikleri barış çabalarını baltaladı… Ama Türkiye, savaşın durması ve barış için diyalog zemininin muhafaza edilmesi konusunda, gayretlerini her şeye rağmen devam ettiriyor. Bu noktada, Ukrayna-Rusya arasında esir değişimi başta olmak üzere, insani konulardaki ara buluculuğumuz şimdiye kadar önemli sonuçlar verdi. Aynı şekilde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ortaya koyduğu güçlü irade ve bizzat Putin’in de dile getirdiği üzere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi gayretleriyle, taraflar arasında sağlanan mutabakat sayesinde, bugüne kadar milyonlarca ton tahılın emniyetli şekilde muhtelif ülkelere sevk edilmesi temin edildi. Dünya çapında bir gıda krizi yaşanması böylece önlenmiş oldu.

 

Zelenskiy’nin dün İstanbul’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile müzakere etmeye geldiği konuların başında, süresi 17 Temmuz’da bitecek olan Tahıl Koridoru Anlaşması geliyor. Bu satırlar yazılırken, henüz resmî bir açıklama yapılmamıştı. Temenni ederiz ki, daha önce üç defa uzatılan bu anlaşmanın devamı hususunda, tarafların ortak rızası tekrar sağlanır. Bilindiği üzere, tahıl koridoru meselesinde şimdiye kadar esnek bir tavır sergileyen Rusya, kendi tahıl ürünlerinin de ihtiyaç sahibi ülkelere ulaştırılması hususunda gerekli ortamın hazırlanmasını istiyor. O yüzden her seferinde, itiraz ve hatırlatmalarını kayda geçiriyor. Dün, Zelenskiy’nin İstanbul’a gelmesine saatler kala, Kremlin tarafından dikkat çekici bir açıklama yapıldı. Açıklamada daha önce yapılacağı belirtilmiş olan Erdoğan-Putin görüşmesi teyit edilirken, tarih konusunda net bilgi verilmedi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna Devlet Başkanı ile yapacağı görüşmenin sonuçlarının dikkatle takip edileceği bildirildi. Türkiye tarafından da önceden beyan edildiği üzere, Erdoğan-Zelenskiy görüşmesinin ana konularından biri de, Ukrayna-Rusya savaşının son durumu ve bölgedeki yansımaları. Batı’nın hâlihazırdaki tavrı, ne yazık ki savaşın durdurulmasına yönelik değil, tam tersine barış kapılarını açabilecek niyet ve teşebbüslere de set çeker mahiyette. ABD’nin Avrupa Birliği’ne de kabul ettirdiği mevcut politikalar, ne pahasına olursa olsun, Rusya’yı bu yolla yıpratmak ve dahi iyice zayıflatmak!.. Bu yüzden olacak, Çin Halk Cumhuriyeti tarafından dile getirilen ara buluculuk teklifi de kale alınmadı.

 

Batı bu savaşta, Ukrayna’ya çok yüksek miktarda askerî yardım yaptı ve devam ettirmek niyetinde. Her ne kadar Batı toplumlarında bu hususta giderek tepkiler yükselmekte ise de, Başta ABD olmak üzere, Yönetimler henüz bu tepkilere kulak verme niyetinde görünmüyor… Batı’dan aldığı destekle orantılı olarak, Rusya’ya karşı direniş kararlılığını ayarlayan Zelenskiy, acaba kendi iradesiyle baş başa kalsa, nasıl bir karar verir?  Bu sorunun cevabı çok önemli. Zira son bir buçuk yıldır yakılıp yıkılan Ukrayna ülkesi ve halkı, herhâlde bu şekilde devam etmek istemez… Yukarıda işaret ettiğimiz üzere, Türkiye’nin gayretleri dışında; resmî platformlarda, Rusya-Ukrayna savaşının durdurulmasına yönelik bir ciddi teşebbüs mevcut değil. ABD ve Rusya’nın eski diplomatları tarafından gayriresmî olarak yürütüldüğü açıklanan gizli görüşmelerin ne kadar etkili olacağı da çok su götürür!.. Unutulmamalı ki, savaş uzadıkça, yalnız Doğu Avrupa ve Kafkasya Bölgesi değil, genel olarak dünya sulhü de büyük bir tehdit altına giriyor.

 

Çünkü Rus-Ukrayna savaşında işlerin kontrolden çıkmasını tetikleyecek pek çok unsur var. Tek başına Wagner isyanı bile bu hususta büyük tehlike olduğunu gösterdi. Zaporicya Nükleer Santrali'ndeki provokasyonlar keza her an bir felakete kapı aralayabilir! Ama en tehlikelisi, şüphesiz, Rusya’nın sık sık gündeme getirdiği nükleer silah kullanılması meselesi… Rusya’nın fazlaca köşeye sıkıştırılması, acaba nükleer tehlikeyi ne derece tırmandırır? Üzerinde çok düşünmek gerekiyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.