Erdoğan'ın siyasi ve ekonomik çıkarması...

A -
A +

Başbakan Erdoğan'ın, altı tane bakan; yaklaşık üç yüz iş adamı ve diplomat ile bürokrattan oluşan devasa bir kafile ile Mısır, Tunus ve Libya'ya gerçekleştirmekte olduğu resmî ziyareti başka türlü tanımlamak mümkün mü?!. Bu ziyaret, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da çok büyük siyasi olayların yaşandığı bir sırada gerçekleşiyor. Bölgede yüzyılın değişimleri (Eski Osmanlı toprakları olan bu bölgede, dönemin küresel güçleri tarafından 1919-1940 yılları arasında radikal düzenlemeler yapıldı...) yaşanıyor denilse yeridir. Altmış küsur yıllık Arap-İsrail ihtilafının yeni eşiklere geldiği (Önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletlerde Filistin Devleti'nin bağımsızlığına kavuşması için oylama yapılacak...), 2011 yılı başından bu yana önce Tunus'ta, daha sonra Mısır, Libya, Bahreyn ve Yemen'de ve Suriye'de, buraları yöneten rejimlere karşı başlayan kitlesel başkaldırıların bölgesel, hatta küresel dengeleri altüst ettiği; Türkiye'nin İsrail ile, kurulduğu 1948 yılından beri ilişkilerinin en gergin noktalara tırmandığı bir zamanda yapılan bu çıkarmanın yankılarını, Bölge ve Batı medyasından izliyoruz. Erdoğan'ın ziyareti kesinlikle Bölge'de derin ve kalıcı izler bırakacak... Mısır'daki rejim değişikliğinden sonra, Cumhurbaşkanı Gül'ün ardından bu defa Başbakanlık seviyesinde resmî ziyaret gerçekleşiyor. Davutoğlu da daha önce birkaç kez gitmişti. Mısır, en kalabalık nüfusa sahip ülke olarak, Arap dünyasında özel bir konuma sahiptir. Arap-İsrail ihtilafının da belirleyici ülkesidir. "Mısırsız savaş, Suriyesiz barış olmaz..." sözü bunu anlatır. Mısır'daki siyasi, sosyal ve kültürel gelişmeler, her zaman Arap Âlemini ciddi biçimde etkiler. Türkiye-Mısır ilişkilerinin seyir biçimi de, Bölgede çok köklü değişimlere yol açabilir. Diğer taraftan Başbakan Erdoğan'ın, bölge ülkelerine ve genel olarak dünyaya vereceği mesajlar, dikkatle izlenecektir. Türkiye Arap Dünyasındaki büyük siyasi değişim ve dönüşümlerle çok yakından ilgileniyor, ilgilenmekle yetinmeyip; istikamet ve yeni düzen belirlemekle meşgul bu ülkelere yol göstermeye ve yardımcı olmaya çalışıyor. CHP'lilerin "Arap Sokağı" diye hafife aldığı, Arap kamuoyunda yüksek popülaritesi olan Erdoğan'ın; bu ziyaret sırasında Mısır, Tunus ve Libya vatandaşlarına, Filistinlilere ve genel olarak bütün Araplara vereceği mesajlar zihinlerde derin izler bırakacak... Şayet gerçekleşirse, Erdoğan'ın Tahrir Meydanında yapacağı konuşma, hiç şüphesiz, Obama'nın Kahire'den yaptığı konuşmadan daha çok dikkat çekecektir. Türkiye'nin özellikle Mısır ve Libya ile ekonomik alanda kuracağı yeni ortaklıklara da dikkat isterim. İsrail ile Camp David düzenini behemehâl değiştirecek olan Mısır'ın, yalnızca ABD'den gelecek yardımlarla (Ki, eskisi gibi gelmeyecek...) vaziyeti idare etmesi mümkün değil. Mısır, mutlaka ekonomik hamle yapmak zorunda ve bu hamlede de Türkiye-Mısır Ortaklığı çok önemli...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.