Erdoğan'ın "tahrikleri" teşvik oldu!..

A -
A +

AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın, sık sık tekrarladığı; "Bunlar Sivas'tan öteye geçemezler...", "Afyon Gavurdağı'nın doğusuna neden gidemiyorlar?.." şeklindeki eleştirileri, CHP ve MHP için bir yerde teşvik oldu! Bu seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu, Güneydoğu'ya her gittiğinde, yapılan bu eleştirileri hatırlatıyor ve şöyle diyor: "Benim için Sivas'tan öteye geçemez diyordu. Bakınız ben her yere gidiyorum. Hakkari'de de, Batman'da da, Diyarbakır'da da miting yapıyorum..." Hakkını teslim etmek lazım. Kılıçdaroğlu bu konuda Deniz Baykal'a göre çok aktif. Zira Baykal sadece Doğu ve Güneydoğu bölgesi değil, diğer illerde de miting yapmakta pek hamarat değildi. Her seçim döneminde, az sayıda meydan mitingi ve daha ziyade kapalı salon toplantıları ile durumu idare ediyordu. Ama Kılıçdaroğlu, miting sayısı bakımından Erdoğan'la başa baş yarışıyor... Diğer taraftan Milliyetçi Hareket Partisi, tam on altı yıllık bir aradan sonra dün Diyarbakır'da miting tertip etti. Hayli başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. Çünkü en son mitinginde, merhum Türkeş kırk, bilemediniz elli kişilik bir topluluğa hitap etmişti. Oysa dünkü kalabalık hiç de fena değildi. Meydanda toplananların nerelerden geldiği, çok da irdelenecek bir husus değil. Zira bütün partiler bu yola başvuruyor. Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın söylemlerine gönderme yaparak, "Buraya Sivas-Gavurdağı hattını yerle bir etmeye geldim..." dedi. Keşke MHP ve CHP için Diyarbakır'da, Hakkari'de, Şırnak'ta vs. miting yapmak böyle olağanüstü bir şeymiş gibi algılanmasa. Aynı şekilde BDP için de, Orta Anadolu vilayetlerinde miting yapmakta hiçbir zorluk olmasa... Yani Sayın Bahçeli veya bir başkası, "İnadına Diyarbakır'a gideceğim!.." şeklinde meydan okuma ihtiyacı duymasa... Fakat ne yazık ki, yılların yanlış politikaları, karşılıklı birikimler işi bu noktaya getirdi. Devlet Bahçeli Diyarbakır'da, beklendiği gibi birlik-beraberlik mesajları verdi. Bu mesajların bir ölçüde yankı yapacağını da elbette belirtmek gerekir. Mesela; "Washington'dakiler, sizi benim kadar sevemez. Brüksel'dekiler benim kadar anlayamaz. Erbil'deki Peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez..." sözleri iz bırakır nitelikte idi. Aynı şekilde, "Türk Milletinin hiçbir evladı bu ülkenin zencisi değildir. Türk Milletinin hiçbir ferdi, bu ülkenin ötekisi değildir... Diyarbakırlı kardeşim, siz bizsiniz biz de siz..." derken, esasen "Gavurdağı-Sivas hattı"ndan ziyade, Türklerle Kürtler arasında örülmek istenen duvarları yıkmak istiyordu. Doğrusu bu sözler kucaklayıcı idi. Zaten MHP Liderinden, Kürt Meselesi için yeni bir söylem, yeni bir açılım beklenmiyordu. Ama Diyarbakır mitingi, hem MHP hem de ülke için olumlu bir gelişmedir. Ve seçim sonrası dönem için de, uzlaşmaya kapı aralar nitelikte belirgin bir işarettir. Bunu gözden kaçırmayalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.