Ergenekon'dan kaçış yok!..

A -
A +

Geçen hafta meydana gelen bazı gelişmeler, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak, zihinlerde pek çok soru ve tereddüdün uyanmasına yol açtı. Sanıklardan Hurşit Tolon'un tartışmalı bir gerekçe ile, hakim tarafından tahliye edilmesiyle çok kimse; (Acaba bu davada yolun sonuna mı gelindi?) diye, kendi kendine veya başkalarına sormaya başladı. Zira 11. Dalgada gözaltına alınan iki emekli orgeneralin tutuklanmadan serbest bırakılmış olması, Şener Eruygur'un da daha önce sağlık sebepleriyle tahliye edilmiş bulunması; sanki bu davanın sınırlı bir biçimde ve yalnızca daha düşük makam ve rütbedeki kişilerin yargılanmasıyla biteceği gibi bir intiba uyandırdı. Fakat hemen akabinde ortaya çıkan bazı çarpıcı durumlar, bu ilk kuşkuların pek de geçerli olamayacağını gösterdi. Şener Eruygur'un eşi ile, GATA'daki bir askerî doktor arasında cereyan eden diyaloğun fâş edilmesi, Ergenekon sürecinin önünü kesmeye veya davayı savsaklatmaya dönük gayretlerin boşa çıkmaya mahkum olduğunu ortaya koydu. Bayan Eruygur'un inkâr edemediği diyalog, iki bakımdan vahim nitelikte idi. Birincisi, "12. ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi bizden..." gibi, yargı ile ilgili dehşet verici bir yaklaşımdı. İkincisi de, hastanede yoğun bakımda yattığı sanılan Şener Eruygur'un aslında ciddi bir sağlık probleminin olmadığına dair doktorların beyanı idi... Öyle ya, istedikleri dakika taburcu edebilirlermiş ama, tekrar tutuklanır diye bu yola tevessül edilmiyormuş!.. Nitekim yeni çekilmiş fotoğraflar da, gerçek durumu kanıtlıyordu. Ses kaydındaki verilere göre, aynı kumpasın içinde olduğu anlaşılan kimi Baro Başkanları ile bir kısım medya, bahse konu ses kaydının elde ediliş biçimine fokus yaparak, her zamanki gibi, işin esasını dikkatlerden kaçırmaya yelteniyor ama nafile... Bu ülkede hükümeti alaşağı etmek, rejimi değiştirmek için her türlü kirli oyun oynanırken onların gıkı çıkmıyordu. 28 Şubat döneminde gırla giden kasetleri, 32 kısım tekmili birden televizyonlarında oynatanlar, (bu kayıtlar nasıl yapılmış, nasıl elde edilmiş...) diye hiç sorma zahmetine girmiyordu. Barolar o zamanlar tatilde idi sanki!.. Emekli Tuğgeneral Ersöz'ün, Eruygur'un talimatıyla kaydettiği tam 2500 adet görüşme de, bunları rahatsız etmiyor! Zira ucu kendilerine dokunmuyor... Ama darbe yapmaya kalkışanlara hesap sormaya gelince, güya hukuk adına, buna mani olmaya çalışıyorlar. Yani, birileri yargı sürecinin işlemesini engellemek ve kanundan yakayı sıyırmak için her türlü hileye, dalavereye başvuracak... Bu normal karşılanacak. Ama tezgâh ortaya çıkınca da, hukuka aykırı dinleme yapıldığını ileri sürüp, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışılacak. Bu işler o kadar kolay mı? Şurası kesin: Ergenekon süreci, geldiği noktadan geriye asla gitmeyecektir. Davayı şu veya bu şekilde etkilemeye kalkışanlar, çok daha sert reaksiyonlarla karşılaşabilir!.. Karadayı'nın ses kayıtları, bunun bir göstergesi sayılabilir... Ülkeyi yıllarca sun'i krizlere sokan kirli yapılanmanın bertaraf edilmesine mani olmaya çalışanlara, esas tepkiyi halkımız gösterecektir. Karanlık senaryolar, tek tek gün ışığına çıkıyor. Aktörler fena halde rahatsız olsa da, buna mani olamaz. Hurşit Tolon'un tahliyesinde, hakimin ihsas-ı rey niteliğinde gösterdiği yanlış gerekçe, 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından derhal düzeltildi... Buradan herhalde önemli mesaj çıkmış olsa gerek! Ergenekon sürecinden kaçış yok!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.