Eylül de sıcak geçecek!..

A -
A +

Yazının başlığına bakarak hava tahmini falan yaptığımız zannedilmesin! Biz ülkenin siyasi ve sosyal tartışma konularının seyri hakkındaki tahminimizi belirtiyoruz. Haftalardır gündemi büyük çapta meşgul eden Yargıtay-MİT tartışması, önceki gün aniden farklı bir kulvara girdi. Daha önce altı Eylül günü, yeni adli yıl açılışında önemli bir açıklama yapacağını duyurmuş olan Birinci Başkan Eraslan Özkaya; yirmi günlük rapor alıverdi... Dolayısıyla yeni adli yıl açılışında bulunmayacak ve konuşma da yapmayacak demektir. Zaten açılış konuşmasını onun yerine kimin yapacağı bile açıklandı; Yargıtay Birinci Başkan Vekili Mater Kaban yapacak bu görevi. Özkaya'ya son zamanlarda, başta kendi meslektaşları ve mesai arkadaşları olmak üzere çok çeşitli çevrelerden istifa etmesi için yoğun baskı vardı. Tartışmanın ilk günlerinde; "Neden istifa edeyim, istifa etmek suçu kabullenmek anlamına gelir..." beyanında bulunan Eraslan Özkaya; peş peşe gelen telefon konuşmalarının deşifreleri ve bunlarla ilgili kamuoyundaki yorumların aldığı boyut karşısında, anlaşılan tutumunda değişiklik yapma mecburiyeti hissetti. Zaten gelinen noktada başka türlü hareket etmesi de çok zordu. Evet, Özkaya büyük ihtimalle, bunu kesin ihtimal olarak da anlayabilirsiniz; üç ay kalmış olan yaş haddinden emekliliğini öne çekerek görevinden çekilecek!.. Özkaya'nın çekilmesi ile tartışmalar bitmeyecek tabii. Belki çok daha alevlenecek ve başka sonuçlar da doğuracak. O sonuçlar için biraz beklemek gerekecek. Diğer taraftan, Eylül ayı ortasında toplanacak olan TBMM, yeni Ceza Kanunu Tasarısını ele alacak. İşte burada da epeyce tartışma yaşanacak. Zira Tasarıda o tartışmaya kaynaklık edecek epeyce malzeme var. Türkiye bir taraftan fikir özgürlüğü, din ve vicdan hürriyeti konusunda reformlar yapıp çağdaş toplumlara ayak uydurmaya çalışırken; bu tasarı ile öyle hükümler getirilmek isteniyor ki, geçmişi ve bugünü aratacak nitelikte... Herhalde kaş yapayım derken göz çıkarmak buna denir. Eğer tasarı mevcut haliyle kanunlaşırsa, en başta AK Parti kendi ayağına ateş etmiş olacak. Buna karşılık farklı bazı çevrelerin de tasarının muhtevasında yapılmasını bekledikleri değişiklikler var. Bu değişikliklerin yapılması hususunda, iktidar partisi ile muhalefet arasında, nasıl bir uzlaşma sağlanacak? Daha doğrusu uzlaşma sağlanabilecek mi? CHP'li Ali Topuz'un sergilediği üslup eğer CHP'ye hakim olursa, bu iş gerçekten zor. Bir de toplumun farklı kesimlerinden birbirine zıt yönlerden estirilecek havanın kaldıracağı toz-dumanı hesaplayın... Türkiye siyasi ikliminde gerçekten çok sıcak bir Eylül ayı bekleniyor. Sadece iç politikada değil, dış politikada da Eylül ayı çok hareketli ve sıcak geçecek. Eylül'ün hemen başında Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin'in çok önem atfedilen ziyareti var. Otuz iki sene aradan sonra ilk defa bu seviyede bir Rus devlet adamı Türkiye'ye geliyor. Ve masada pek önemli konu var. Boğazlardan sevk edilen petrolün geleceği, doğal gaz, helikopter projesi, Gürcistan ve bütünüyle Kafkasya meselesi... Eylül ayında ayrıca iki başka önemli ziyaret var. Bunlardan biri, AB'nin genişlemeden sorumlu komiseri Verhaugen'in Ankara'ya gelecek olması. Ekim ayının altısında açıklanacak olan ve Türkiye'nin üyelik müzakeresi için hayati önem taşıyan Rapor öncesinde bu ziyaret gerçekleşiyor. Diğer taraftan İran Devlet Başkanı Hatemi de Eylül ayında Ankara'ya resmi bir ziyaret yapacak. Bu ziyaret de hem iki ülke ilişkileri, hem bölgenin bugünkü durumu açısından son derece kritik bir anlam ifade ediyor. Türkiye-İran münasebetlerinin halihazırdaki durumu, Orta Doğu'nun geleceği için de önemli sinyaller veriyor ve hem ABD, hem de AB tarafından dikkatle izleniyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.