Felluce faciası!..

A -
A +

Irak'ta işgale karşı direnişin sembol kenti olan Felluce, ramazan ayının başından beri Amerikan güçlerince havadan ve karadan bombardıman altında tutuluyor. Daha önce de defalarca aynı şekilde saldırıya maruz kalan kentin, haftalarca dünya ile bağlantısı kesilmiş, içerideki halk yiyecek-içecek sıkıntısına düşmüş, çocuk-kadın, yaşlı gibi savunmasız insanlar tam bir perişanlık ve sefalet içine düşmüştü... Şimdiki saldırı ise, daha önce yaşanan felaketleri kat be kat geride bırakır nitelikte. Bugüne kadar, Felluce, Ramadi, Bakuba gibi sünni direniş üçgeni başta olmak üzere, Irak'ın bütününde ne kadar insanın öldüğü hiçbir şekilde bilinmiyor. Bağımsız kaynaklar işgalin başlangıcından bu yana, Irak'ta yüzbinden fazla sivilin hayatını kaybettiği yolunda bilgiler veriyor! Irak'ta ve özellikle Felluce'de tam bir facia yaşanıyor. Dün bu satırların yazıldığı sırada, basın toplantısı düzenleyen Irak'ın sözde başbakanı İyad Allavi, beşuş bir çehre ile basının olayları abarttığını ve yanlış bilgi verdiğini bilmem kaçıncı kez tekrarlıyordu... CIA ajanlığı müseccel olan ve ABD'nin eliyle koltuğa oturttuğu Allavi'den farklı bir açıklama beklenemezdi zaten. Kaldı ki, şii olan Allavi'nin sünni üçgen konusunda çok fazla hassasiyet duyması da beklenmemliydi. Sünni olan devlet başkanı Gazi El Yaver'in bu konuda sadece sitemde bulunmaktan başka elinden bir şey gelmiyordu. Beri tarafta, Kuzey'deki Kürt Bölgesi hariç, Irak'ın bütününde iki ay süre ile yürürlükte kalacak "Olağanüstü Hal" ilan ediliyordu. Sanki Irak'ta olağan bir hal varmış gibi! Evet, Irak'ta durum tek kelime ile dehşet verici. Irak halkı savunmasız ve çaresiz. Buna karşılık işgal güçleri acımasız. Bazı gazetelerdeki haberler doğru ise, ABD askerlerinin intikam ve cesaret duygularının güçlendirilmesi için, Roma dönemindeki gladyatör gösterileri yapılıyor. Ayrıca saldırılardan önce, bir papazın yönetiminde askerlerin topluca katıldığı dini ayinler yapılıyor... Bu noktada durup düşünelim; Irak, Bush'un ağzından kaçırdığı "Haçlı Seferi" gerçeği ile yüz yüze değil mi? Yahut çok önceden kurgulanan "Medeniyetler Çatışması" senaryosu fiilen sahneye konulmuş olmuyor mu? İslam Dininin en fazla kıymet verdiği ay olan ramazan boyunca, güya Felluce'de bulunduğu söylenen terörist Ebu Musab El-Zarkavi'nin yakalanması için, şehir yakılıp yıkılıyor. Daha önce benzer iddia ile bir Türkmen şehri olan Telafer de tahrip edilmişti. Terörle savaş sadece çalınmak istenen minareye kılıf!.. Asıl maksadı gözden kaçırmamak gerekiyor. Zira bölgede çok büyük oyun oynanıyor. Zaten "Büyük Orta Doğu Projesi" diye, kendileri isim koymadı mı? Şimdi asıl cevabı aranan soru şu: Bu oyun tutar mı? "Medeniyetler Çatışması" senaryosunda birinci düşman İslamiyet, İkincisi de Konfüçyen İnanış... Daha önce Konfüçyüs dünyası ile çok yakın, hatta iç içe denilebilecek bir yerde; Budist Vietnam'da, ABD benzer bir harekata girişmişti. Orada da, tıpkı Irak'ta olduğu gibi acımasız ve ölçüsüz davranmıştı. Napalm bombalarıyla Vietnam ormanlarının neredeyse tamamı yakılmıştı. Sekiz yıl süren savaşta iki milyon Vietnamlı insan hayatını kaybetmişti. Ama sonunda savaşı kaybeden taraf Amerika olmuştu. Hem de onuru fena halde kırılmış olarak... Bugün ABD askeri güç olarak rakipsiz. Irak'ta, karşısında nizami bir ordunun bulunmadığı bir ortamda, istediği gibi hareket ediyor. Ama kontrolü bir türlü sağlayamadığı da apaçık ortada. Felluce'de, Bakuba'da, Ramadi'de, Necef'te, Bağdat'ın banliyölerinde yürüttüğü şiddetle bir sonuç alması mümkün değil. Zira şiddet şiddeti doğurur. ABD'nin baskısı arttıkça işgale karşı direniş de artıyor, artacak... Amerika göstermelik bir seçim yaptırabilmek için bütün gücüyle yükleniyor ama, sonuç fiyasko olacak gibi görünüyor. Bu arada kaç bin masum insan daha ölür, o belli değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.