Yaklaşık on günden beri, Irak'ın işgale karşı en sert direnişi gösteren şehirlerinden biri olan Felluce'nin dünya ile irtibatı kesilmiş durumda... Çünkü şehir bütünüyle Amerikan askerî kuşatmasında ve her türlü giriş-çıkış yasaklanmış bulunuyor. Felluce ve çevresinde cereyan eden olaylar, bölük-pörçük bilgi kırıntılarıyla anlaşılmaya çalışılıyor. Bütün tahdit, yasaklama ve kamuflaj harekâtına rağmen, bu şehirde çok şiddetli çatışmaların sürmekte olduğu gizlenemiyor. 300 bin kişinin yaşadığı Felluce'de 10 gün içinde öldürülen Irak vatandaşlarının sayısı en az 600 olarak veriliyor. Öldürülenlerin ne kadarının direnişe katılanlar veya çatışmaya girmeyen siviller olduğu belli değil. Havadan bombalanan yalnızca bir evde 26 kişinin öldüğü haberi bütün dünya basınında yer aldı. Aynı şekilde füze ile bombalanan bir camide en az kırk kişinin hayatını kaybettiği de, Amerikan güçleri tarafından tekzip edilemedi. Sadece iddiaların araştırılmakta olduğu söylenerek iş geçiştirildi... Felluce halkı günlerdir, aç-susuz, ilaçsız, çaresiz şekilde bir ateş çemberi içinde. Bunun sebebi, daha önce şehirde arabaları içinde yakılarak öldürülen dört Amerikalının intikamını almak!.. Evet, Amerikan askerî makamlarından daha önce yapılan açıklamada, bu olayın intikamının alınacağı açık bir şekilde belirtilmişti. İntikam almak ya da suçluları yakalamak gerekçesiyle başlatılan harekâtta, şimdiye kadar Amerika da en az elli askerini yitirdi. Çatışmalar öylesine genişledi ki, ABD askerî makamları ateşkes teklifinde bulunmak zorunda kaldı. Irak geçici yönetim konseyinden Ahmet Çelebi de, Felluce halkına karşı yürütülen acımasız operasyondan şikayet ederek ABD'nin Irak'taki askerî ve sivil görevlilerini suçladı. Düşünün, on gün içinde yalnızca bir şehirde altıyüzden fazla insan öldürülüyor ve dünya buna sessiz kalıyor. Savaş ortamında dahi, işgal altındaki ülke halkının asgari hayat şartlarının korunmasını amir, uluslararası hukuk kuralları yerlerde sürünüyor. Irak halkı korunmasız, sahipsiz ve çaresiz. Bu durum daha ne kadar devam edecek belli değil. Belli olan bir şey var, o da şu; bu ülkede işler her geçen gün daha da karışıyor. Amerika ve diğer koalisyon ortakları çok zorda. Irak'ta her gün yerli-yabancı üçer-beşer insan kaçırılıyor. Güvenlik ortadan kalkmış durumda. ABD'nin en fazla çekindiği Şii isyanı da devam ediyor. Daha önce "haydut" olarak nitelediği Muktada El Sadr'ı tutuklama kararını askıya aldığı gibi, onunla ateşkes yapmak için diğer Şii gruplar ve Irak Geçici Yönetimi üzerinden görüşmeler yürütüyor. Bush, Japonya'nın İspanya gibi askerlerini geri çekmemesi için apar topar yardımcısı Cheney'i bu ülkeye gönderdi. Yönetim yetkisinin Iraklılara devredileceği tarih yaklaştıkça, ülkede karışıklık ve çatışmaların daha da yaygınlaşması bekleniyor. Bu durumda Bush bir taraftan yaklaşan seçimler öncesinde, iç kamuoyunda hızla destek kaybederken, diğer yandan uluslararası arenada prestij kaybediyor. "Terörle mücadele" konusunda yanına aldığı ülkeleri kaybetmenin yanında, "Büyük Orta Doğu Projesi" gibi Amerikan operasyonlarının daha işin başında akamete uğramasının getireceği sonuçlar Washington'daki karar vericileri şu sıralarda kara kara düşündürüyor olsa gerek!.. Özetlemek gerekirse, bir yıl öncesine göre Irak'ta işler tekrar tersine dönmüş durumda. İşgal altındaki Irak halkı direnişi şiddetlendiriyor. Buna karşılık, daha ilk günden kendisini savaşın galibi olarak ilan eden ABD ve yandaşları; belli yerlerde kontrolü kaybettiği için ateşkes talebinde bulunuyor... Felluce'de tam olarak nelerin olduğu şu an için bilinmese de, bilinen bir şey var; Irak halkı işgale karşı mücadeleyi yürütmekte kararlı görünüyor.