Felluce'ye demokrasi geldi!..

A -
A +

Dünkü gazetelerin birçoğu, "FELLUCE CEHENNEMİ..." şeklinde başlıklar atmıştı. Üç yüzbin kişinin yaşadığı kentten yaklaşık 250 bin kişi hayatını kurtarabilmek için kaçmış. Hayalet kente dönüşen Felluce'ye karşı, Amerikan işgal güçleri, "Hayalet Öfke" adıyla başlattıkları operasyonda, şehrin hastahanesini ve çalışır durumdaki tek ambulansını bile vurmuş... Yaralıların tedavi edilme imkanı ortadan kalktığı için, onlarca insan kan kaybından ölmüş. Ama beri tarafta tiraji-komik açıklamalar yapılıyor; "Sivillere zarar gelmemesi için dikkat ediyoruz(!)..." Sözde Irak hükümetinin komşu ülkelere ve bu arada Türkiye'ye gönderdiği mesaj daha da komik; "Felluce operasyonunu şehir halkı istedi..." Buyrun buradan yakın, Moğol istilasından sonraki en büyük yıkımın yapılmasını Felluce halkı istemiş. Herhalde demokrasinin böylece geleceğine inanmış olmalılar!.. İnsan zekasıyla, ancak bu kadar alay edilebilir. Dünya Felluce'de yaşananlara karşı utanç verici bir suskunluk içerisinde. İslam âlemi de, bu köşede defalarca tekrarldığımız üzere, tam bir perişanlık ve çaresizlik içinde. Üç gün sonra Ramazan Bayramı idrak edilecek. Acaba bu bayram, Irak'ta, Filistin'de, Afganistan'da, Karabağ'da, Keşmir'de, Çeçenistan'da nasıl ve ne kadar hissedilecek?! İslam dünyasının ne kadar sahipsiz olduğunu, şu sıralarda gayri müslimler daha açık ve net ifadelerle ortaya koyuyorlar... Bu hacil durum daha ne kadar sürecek acaba? Kuzeyden-Güneye, Doğudan-Batıya; tamamen İslam ülkeleri coğrafyasını hedef alan ve idari rejimlerin dönüştürülmesi, hatta sınırların yeniden çizilmesi dahil; her şeyi alt üst edecek bir projeye daha doğrusu askeri ve siyasi harekata maruz kalan müslümanlar, bu tasallut karşısında ne düşünüyorlar sahi? İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, halkı bilinçlendirmek için, Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOP)'ni düzenlediği bir sempozyumla masaya yatırmış. Vakıf Başkanı Şakir Eczacıbaşı, haklı olarak şu görüşü seslendiriyor; "Devletin bildiğini halk da bilmeli..." Bizce sadece Türk halkı değil, hedefteki bütün ülkelerin halkları bilmeli, şeklinde söylenmeliydi! Zira Emekli Orgeneral Kemal Yavuz'un da Sempozyum'da ifade ettiği gibi, "Bu proje ile ABD'nin amacı, Orta Doğu'daki enerji kaynakları üzerinde hakimiyet kurmak, böylece Avrupa Birliği'ni, Japonya'yı ve Çin'i kontrol altında tutmak ve İsrail'in güvenliğini kesin olarak sağlamaktır..." İşin özü, özeti, esası budur. Gerisi lafu güzaftır. Daha önce de yazdığımız gibi çalınmak istenen minareye kılıftır. Bu da demek oluyor ki, ABD hedeflerine varabilmek için Irak'ı üçe de beşe de bölebilir. Felluce'de, Ramadi'de, Necef'te insan haklarına ne kadar saygı gösterdiyse, Irak'ın toprak bütünlüğüne de o kadar saygı gösterir. Ve ona göre de demokrasi getirir... Evet, herkesin gözünü dört açıp, kulaklarının pasını da silmesi gerekiyor: ABD ve müttefikleri olan İngiltere ile İsrail'in at koşturduğu Büyük Orta Doğu, dünyanın tabii nerji kaynaklarının üçte ikisini barındırıyor. Almanya ve Japonya yüzde 90 nisbetinde bu kaynaklara bağımlı. Ve en fazla on beş yıl sonra ABD topraklarındaki petrol de bitecek... Acaba neyi anlatmak istediğimiz tam olarak anlaşılıyor mu? Felluce, özgürlük ve demokrasi adına yakılıp yıkılıyor. Sokaklarında oluk oluk kan akıyor. Ama bundan daha feci olanı, dünya olup bitenlere sessiz ve tepkisiz kalıyor. Bu da işgalcileri daha çok ölçüsüzlüğe sevkediyor. Ama sonuç yine de değişmeyecek. Değişmeyecek, çünkü zulüm hiçbir zaman payidar olmamıştır. Her şey inceldiği yerden, zulüm ise kalınlaştığı yerden kopmuştur. Kopacaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.