Evet, Filistin halkı boğuluyor. Daha açık bir ifade ile Filistin halkı imha ediliyor!.. 21. asırda güya medeniyetlerin geliştiği, insan hakları ve özgürlüklerinin genişlediği bir çağda; Filistin'deki insanlar, bütün dünyanın gözü önünde; birer-ikişer, beşer-onar katlediliyor. Daha on gün önce, deniz kenarındaki kumsalda piknik yapan bir aileye yapılan vahşi saldırıda, bir ailenin 9 yaşındaki kızı hariç bütün fertleri öldürüldü. Tam 12 kişi... Dünya televizyonları bu korkunç saldırıyı ve dehşet içinde, çığlıklar atıp babasının cesedi başında çırpınan zavallı Filistinli kız çocuğunun o iç parçalayıcı görüntülerini yayınladı. Ancak ne beynelmilel siyasi kuruluşlardan, ne de insan hakları ile ilgilendiğini iddia eden sivil toplum kuruluşlarından; doğru dürüst bir tepki gelmedi. Birkaç cılız protestonun dışında, kimsenin gıkı çıkmadı... Peki neden? Nedeni aslında çok basit: çünkü karşı taraf çok güçlü. Sırtını Amerika'ya dayayan İsrail istediği gibi güç ve şiddet uyguluyor. Bu katliamdan birkaç gün sonra da, her zamanki gibi, örgüt üyelerini bombalıyorum diye, sivil halkın üzerine füze fırlattı ve ikisi çocuk tam dokuz kişi bu saldırıda hayatını kaybetti. Hepsi de sivildi. Ama İsrail için Filistinlinin sivili askeri fark etmiyor. Çünkü onlara göre, " En iyi Filistinli, ölü olanıdır!.." İsrail dün de, bir askerinin kaçırılmasını bahane ederek, Gazze Şeridi'ne kim bilir kaçıncı kez saldırıyordu. Saldırılar doğrudan Filistin'in alt yapısına yönelik. Köprüleri yıkıyor, elektrik santrallerini bombalayarak insanları karanlıkta bırakıyor... Maksat Filistin'de ilerde devlet yapısına dönüşecek bir düzenin kurulmasına müsaade etmemek. Daha önce de bu şekilde Filistin devletinin alt yapısını tahrip eden nice saldırılar yapıldı. Zaten bütün Filistin halkı, aylardır açlık tehlikesi ile yüz yüze... İlaç ve edevat yokluğundan, hastaneler ameliyat yapamıyor! Hamas'ın seçimleri kazanarak iktidara geldiği günden beri, Filistin tam bir ateş çemberinde. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği vs. dünyanın büyük ve etkili güç odakları; Filistin halkına, İsrail istekleri karşısında kayıtsız şartsız boyun eğdirmek için, insani yardımlar da dahil her türlü desteği kesiverdi! Güya insani yardımlar devam edecekti ve sadece Filistin Yönetimine yapılan yardım durdurulacaktı ama; top yekun bir ambargo ve izolasyon söz konusu. Filistin Yönetimi, halkın gıda ve ilaç gibi en acil ve zaruri ihtiyaçlarını karşılamaktan dahi aciz. Hükümet çaresiz. Memurlara maaş ödenemediği için, Filistin parlamentosu basılarak nümayiş yapılıyor. Hepi topu iki-üç milyar Dolarlık bir bütçe ile işleri çevirebilecek olan Filistin Yönetimi, bu parayı bulmakta aciz kalıyor. Çünkü yardımı yapan devlet ve kuruluşlar, Hamas'ın terör örgütü olduğu gerekçesi ile buna son verdi. Filistin'de eski yönetimi teşkil eden El Fetih Teşkilatı ile yeni iktidar olan Hamas mensupları arasında, iç savaşa zemin hazırlayacak çapta, büyük gerginlikler ve çatışmalar yaşanıyor. Bu çatışmayı iyice tetiklemek için İsrail hükümeti, El Fetih teşkilatına yüzlerce makineli ve Amerikan M 16 Piyade tüfeği verdi. Dikkat ediniz, gıda ve ilaç dahil Filistin halkının bütün hayat damarlarını kesen İsrail, birbirlerini daha kolay öldürsünler diye cömertçe silah verebiliyor!.. Bütün bunları bön bön seyreden diğer arap devletlerinin yönetimleri, ülkelerine ve vatandaşlarına ait yüz milyarlarca Doların Batı bankalarında yatıyor olmasına rağmen; Filistinlilere bir ekmek parası vermekte inisiyatif kullanamıyor... Bu ne feci haldir! Bu ne hacil durumdur böyle!.. Bütün insanlık bir halkın göz göre imha olmasına böyle seyirci mi kalacak? İnsani açıdan hiç mi bir ciddi müdahale olmayacak? Bazı insanların hayatı bu kadar ucuz mu? İsrail bir tek askeri için Filistin'in her tarafını yakıp yıkıyor. Ama öbür tarafta onlarca yüzlerce, hatta binlerce Filistinlinin katliama maruz kalmasına kimse ses çıkarmıyor? Bu ne biçim medeniyettir? Daha doğrusu böyle bir medeniyet olabilir mi? Uluslar arası hukuk, Birleşmiş Milletler, Adalet Divanları filan hep zengin ve güçlü devletler için mi var? Not: Kıymetli bilim adamı, Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'nin İslam Hukuku ve İslam Hukuku Tarihi adlı iki kitabını (Arı Sanat Yayınları)okuyucularımıza hararetle tavsiye ederiz.