Filistin halkı ne zaman birlik olacak?..

A -
A +

Tam on buçuk aydır, Gazze halkı tarihin şahit olduğu en vahşi bombardıman altında… Can kaybı sayısı resmî rakamlara göre 39 bini aştı. Binlerce kayıp var. Ve bu şartlarda, Filistin halkı hâlâ bölük pörçük!..

 

 

 

Parçala ve yönet... Parçala ve kontrol et... Parçala ve yut!.. Bu deyişleri hep duyarız. Fakat ne manaya geldiği konusunda, zihnimizi pek de yormayız. Öylesine duyar geçeriz işte. Ama beri tarafta bu stratejiyi uygulayan şer güçler, tam da birlik olamama zaafımızdan sonuna kadar istifade eder. Bizi birbirimize düşürür, bu anafordan da yeteri kadar menfaat devşirir! Örnek mi istiyorsunuz? İşte Filistin halkının içler acısı durumu. Yüz küsur seneden beri darmadağın, birlik- beraberlikten mahrum, bölük pörçük, perişan ve çaresiz… Güya Filistin’i ve Filistin halkını kurtarmak için, irili ufaklı çok sayıda grup ve teşkilatlar kuruldu. Ve maalesef, Siyonist İsrail bunların içine kolayca sızarak içeriden kontrol etti, icabında yönlendirdi ve dahi yönetti… Siyonist İsrail’e karşı gevşek ve esnek davranan kuruluşlar “ILIMLI” olarak tanımlandı. Ana prensiplerden taviz vermek istemeyen ve sert hareket eden gruplar ise “RADİKAL” olarak damgalandı. Zamanla bu gruplar çeşitli Batı devletleri tarafından, İsrail’in talep ve telkinleri sonucu "TERÖRİST ÖRGÜT” olarak kabul edildi. Topraklarını işgalden kurtarmak için mücadele eden vatansever Filistinliler, gayet kolaylıkla “terörist” diye damgalandı. Filistinliler âdeta doğuştan suçlu olarak damgalanmıştı… Ve bu hâl günümüzde, Filistinlilerin âdeta yaşama hakkının bile olmadığı gibi bir insanlık dışı netice getirdi. Siyonist İsrail, tam da bu durumdan istifade ile katliam ve soykırım faaliyetine devam ediyor. Sadece son kırk sekiz saatte, Han Yunus şehrinde hayatını kaybeden Filistinli sayısı 90 kişiyi geçti...

 

Siyonistler dünyanın her yerinde iş birliği içinde, Filistin halkını tarihten silmek için seferber olmuş durumda. Şöyle ki, Siyonist Joe Biden adaylıktan çekildi, ama onun yerine gelmesi muhtemel Kamala Harris’in kocası fanatik bir Yahudi olarak “First Gentleman” sıfatıyla, faaliyete başlamak için gün sayıyor. Trump gelirse de, damadı Jared Kushner başdanışman postunda, çoktan göreve hazır… İngiltere’nin yeni başbakanı Keir Starmer aynen Biden gibi kendisini çok önceden Siyonist olarak ilan etmişti zaten. Onun selefi Hint Kökenli Rishi Sunak, aynı şekilde kayıtsız şartsız destek vermek üzere, Netanyahu’nun önünde reverans yapmıştı! İnsan Kasabı Netanyahu’yu, Kongre’de konuşturup ayakta alkışlayan Amerika’nın yüz karası davranışı, hangi ahlaka sığar acaba? 1948 öncesi dönemde, Filistin topraklarında amansız bir terör faaliyeti sergileyen Haganah, Stern, İrgun gibi Yahudi terör örgütleri, sonra birleşerek İsrail devletinin temelini teşkil etti malum. İsrail’in birinci kuşak yöneticileri, Ben Gurion; Menahem Begin, İzak Şamir, Golda Meir, Moşe Dayan, Ariel Şaron… Hep bu terör örgütlerinin militanı olan düpedüz insan kasaplarıydı. Öyle ki, İngiliz sömürge yönetimi bunların bazılarının kellesine ödül dahi koymuştu. Ne var ki, sonraki dönemlerde bunların esas kimliği unutuldu ve malum canavarlar birden İsrail’in “devlet adamı” oluverdiler. Ne yazık ki, Filistinliler topraklarını koruma ve devletlerini kurma konusunda, beklenen başarıyı ortaya koyamadı. Bunun sebepleri çok ve çeşitli… Öncelikle diğer 22 Arap devletinin Filistin halkına bakış açısındaki çarpıklığı dikkate almak gerekir! Araplar kendi aralarında anlaşamamak üzere anlaştıkları (İttefakna ala ella nettefiku…) için, başarı adına ciddi adım atamıyorlar.

 

En büyük bedeli ödeyen, en şiddetli acılara maruz kalan Filistin halkı; şayet kendi arasında bir nebze bütünlük sağlayabilse, durum bugünkü faciadan pekâlâ farklı olabilirdi… Ama olmadı, olamadı! Peki, hiç mi olmayacak? Bu perişanlık daha ne kadar sürecek? Bu çile ne zaman son bulacak? Unutmayalım, Filistin Halkı yekvücut olduğu gün, durum hayli farklı olabilir. Velakin buna fırsat verirler mi? Şartları sonuna kadar zorlamak lazım! Filistinli grupların, Çin’in başşehri Pekin’de yaptıkları iki günlük toplantı sonunda, yayınlanan ortak bildiri, her şeye rağmen ümit verici. Toplantı Çin’in resmî daveti üzerine gerçekleşti ve esasen Çin’in Orta Doğu’ya dönük hedeflerini de açıklıyor. Daha önce Suudi Arabistan ve İran’ı buluşturup anlaştıran Pekin yönetimi, nisan ayında da el-Fetih ve Hamas’ın toplantısına ev sahipliği yapmıştı. El-Fetih ve Hamas’ın da katıldığı, on dört ayrı grubun toplantısı sonunda, ortak bildiri yayınlandı. Bildiride özetle, “Bütün Filistinli güç ve grupları Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çerçevesinde toplayan kapsamlı bir Filistin Ulusal Birliğine ulaşma ve BM kararlarına uygun olarak, Başşehri Kudüs olan Bağımsız Filistin Devletinin kurulmasını sağlama ve 194 sayılı BM kararına binaen, dönüş hakkını garanti altına alma konusunda anlaşmaya varıldığı” belirtildi. Temenni edelim ki, bu anlaşma kâğıt üstünde kalmasın hayata da geçirilebilsin… Ancak şimdiye kadarki tecrübelere bakılırsa, bu pek de kolay bir şey değil. On dört ayrı örgüt, on dört farklı yaklaşım. Her birinin değişik ülke ve servislerle olan temasları vs. İnşallah düşmanlarını şaşırtırlar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.