Fitil Erbil'de mi ateşlendi?!

A -
A +

Büyük" yahut "geniş Orta Doğu"nun yeni çıban başı olan Kuzey Irak'ta gün geçtikçe işler daha da karışıyor... 1991'deki Körfez Savaşı'ndan bu yana, sürekli olarak Türkiye'yi rahatsız eden, tedirgin eden olaylar tırmandırılıyor. Durum o kadar vahim ki, yıllardır bu bölgede oynanan oyunların gerçek faillerinin kim olduğu hususunda hâlâ tam ve doğru bir teşhis yok. Kuzey Irak'ta istediği veya kendisine en fazla yarayacak düzeni kurmak için kaç aktör devrede? Nihai hedefleri nedir? Hangi çeşit gizli veya açık ittifaklar devrede? Hiç dahli olmadığı halde, önemli gelişmelerin ardından haksız yere hedef alınan veya suçlanan Türkiye, olayların seyri ile ilgili olarak ne kadar etkili? Mesela 1991'de Saddam'ın topla tüfekle yurtlarından koparıp sürdüğü beş yüz bin Kuzey Iraklı insana bir an evvel kapılarını açması için baskı yapan Avrupa ülkeleri, bu insanlık dramına çözüm bulmak için ne derece gayret göstermiştir? Kendi ekonomik problemleri yüzünden zaten zor durumda olan Türkiye'yi, aç-sefil, perişan ve ölümle burun buruna olan yarım milyon kişinin dertleri ile başbaşa bırakan bu ülkelerin insani değerler yerine politik çıkarları gözettiği daha açık nasıl ortaya konabilir? Aynı şekilde yıllarca, Kuzey Irak'taki bazı Kürt unsurlarla, özellikle ön cephede olan iki parti ve onun lider kadroları ile iş pişiren Amerika, defalarca kendilerini yüzüstü bırakıp, Saddam'ın zulmüne terkettiği halde, her seferinde hiçbir şey olmamış gibi, yeni baştan onların üzerinden politika yürütmüş ve menfaat devşirmeye çalışmıştır. Bunun en son ve en bariz örneği olarak da, Irak'ı işgal harekatında "müttefik" olarak seçip kabul ettiği tek yerli unsur olarak Kürtleri ayrı bir konumda tutmuş, yardım ve destek dozunu da ona göre ayarlamıştır. Uzun zamandan beri bağımsız bir devlet hayali kuran bu unsurlar da, bekledikleri fırsatın gelmiş olduğunu düşünerek, ABD'nin kendilerine en fazla ihtiyaç duyduğu bir sırada taleplerini daha ısrarlı şekilde ve yüksek sesle, hatta zaman zaman Amerika'yı bile tehdide varacak biçimde, dile getirmeye başladılar... Ancak Kuzey Irak'ın sadece Barzani ve Talabani ve onların yandaşlarından ibaret olmadığını bilenler, bu coğrafyayı bekleyen büyük tehlikelerin farkında. Acaba Kuzey Irak'ta korkulan olayların fitili Erbil'deki patlamalarla mı ateşlendi?! KDP ve KYB'nin parti binalarında patlatılan ve yüzden fazla kişinin ölümüne yol açan bombalar daha büyük çalkantıların habercisi gibi görünüyor. Ve son olaylar da dahil bütün gelişmeler Türkiye'yi rahatsız ediyor. Ancak kafa karıştırmak isteyen odaklar, son olaylar sebebiyle Türkiye'yi bir kere daha suçlama ve karalamaya yeltenmiştir. Bu olayların arkasındaki güç olarak Türkiye'yi göstermeye çalışmak gibi kirli oyunlara baş vuran çevrelerin işi ne kadar ucuzlaştırdığı da ortada. Yıllardır Kuzey Irak'ta sükunetin sağlanması için asker gönderme dahil her türlü çabayı sarfeden Türkiye, bazılarının başvurduğu kirli terör yöntemlerine tenezzül edecek bir devlet değildir. Kaldı ki, buradaki çalkantı ve çatışmalar en fazla Türkiye'nin zararına... Erbil'deki bombaların gerçek faillerini merak edenler, El Kaide gibi, El Ensar gibi karanlık örgüt ve elleri besleyip büyütenlerin, onları kullananların kimler veya hangi ülkeler olduğunu bir kere daha araştırıp öğrenmeli. Fitil ateşlendi ama, inşallah asıl dinamiti patlatmadan söner!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.