G-8 ve ikinci çevreleme politikası...

A -
A +

Büyük Orta Doğu Projesi -(BOP)" veya yeni adıyla "Geniş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi - (GOKAP)" ne değişik bir gözle bakmaya ne dersiniz?! Evvela bir tesbit yapalım; "Amerikan Derin Devleti"nin resmi teorisyenleri vardır. Francis Fukuyama gibi, Samuel Huntington gibi, Bernard Lewis gibi... Bunlara zaman zaman teoriler ısmarlanır ve Amerika Birleşik Devletlerinin zaman içinde kontrollü şekilde, kendi politikaları paralelinde ve elbette kendi menfaatleri çizgisinde ve hizmetinde yürütecekleri tezlere, bilimsel bir kisve giydirerek lanse etmeleri istenir... Fukuyama'nın "TARİHİN SONU", Huntington'un "MEDENİYETLER ÇATIŞMASI" bunun en çarpıcı örnekleri. Esasen ısmarlama ve devlet orijinli, ama Prof. etiketli kimselerin bilimsel kisve giydirdikleri bu tezler, bilim ve siyaset çevreleri tarafından tam olarak teşhis edilip yanlışlanıncaya kadar, yahut kendiliğinden iflası görülünceye kadar, epeyce gürültü koparırlar ve uzunca bir zaman da göz boyayabilirler. İşte bugün yine ortalığı toz dumana katan BOP ya da GOKAP, başlangıcı Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezine kadar uzanan, onun üzerine inşa edilen "YENİ DÜNYA DÜZENİ" söylemi ile (Hatırlayacaksınız, ilk defa Sovyetler Birliği'nin çöküşte olduğu 1990'lı yılların başında, bilhassa Körfez Savaşı sırasında Baba Bush, dünya medyasını kullanarak bu sloganı dünyaya yaydı...) geliştirilen ve nihayet "BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ" diye son şekli verilen kavram, böyle ABD markalı bir tez, proje, plan vs. Ne derseniz deyin. Hepsi dışarıdan empoze, hatta Türk Dış Politika mekanizmaları tarafından da ifade edildiği gibi, dayatmadan ibaret. Peki tutar mı? Resmi olarak müzakere masasına gelene kadar tam dört defa değişiklik geçirdi... "Özgürlük ve demokrasi operasyonu" olarak lanse edilen Irak işgali ne kadar tuttu? Afganistan ve Irak kaosu orta yerde iken, yani daha iki ülke dönüştürülememişken, 22 ülke veya daha fazlası nasıl değiştirilip dönüştürülebilecek, yani kendi deyimleriyle ne kadar "dizayn" edilebilecektir ki? İkinci Dünya Savaşından sonra; Orta Doğu için ilk önce 1947'de, Sovyetler Birliği, yani komünizm tehlikesine karşı "Truman Doktrini" ortaya atılmıştı. İlerleyen yıllarda bu plana takviye sadedinde "Çevreleme Politikası"; yani Sovyetlerin özellikle Doğu Avrupa'da kendisine bağlı sosyalist peyk devletler oluşturmasına kontr siyaset olarak, NATO (Kuzey Atlantik Paktı), Balkan Paktı, Bağdat Paktı, Güney Asya Antlaşması Örgütü (SEATO) ve Anzus paktı kurularak Doğu Bloku'ndan gelecek tehdit, durdurulmaya ve kontrol edilmeye çalışıldı. Soğuk Savaş dönemi, çevreleme ve "yeşil kuşak" siyaseti ile geride bırakıldı. Bu çerçevede, NATO dahil, bütün paktlar misyonunu tamamlayıp, bir kısmı zamanla fiilen de ortadan kalktı... Şimdi de ikinci bir "Çevreleme Politikası" ile yüz yüzeyiz demek aslında yanlış olmaz. Çünkü bu planın çıkış noktası, Geniş veya Büyük Orta Doğu'daki enerji havzalarının ve ulaşım yollarının ilerde, bir başka süper güç veya güçler tarafından ele geçirilmeden kontrol edilmesine yöneliktir. Afganistan'dan Gürcistan'a kadarki ABD askerî konuşlanması başka ne anlama gelir ki? Ancak hemen belirtelim ki, bugünkü Irak işgali, aslında ABD ile AB'nin Orta Doğu üzerinde kapışmasıdır. Bu tartışma götürmez bir gerçektir. Ne var ki, AB askeri yönden ABD'ye kafa tutacak noktada olmadığından, bu kapışma şimdilik siyasi alanda sürmektedir... Diplomatik söylemler sizi aldatmasın! Evet, aslında siyaseten çatışma halinde olan ABD ve AB, Büyük ya da Geniş Orta Doğu üzerinde G-8 Zirvesinde müzakere yürütmektedir. Bu müzakerede Rusya AB'ye yakın durmaktadır. Peki Türkiye'nin pozisyonu nedir? Onu da zaman gösterecektir... Bu şartlar altında, en yakın işaret de, yıl sonunda AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi verip vermemesi ile alınabilecektir... BOP üzerinde görüşlerimizi bildirmeye devam edeceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.