Gazze ablukası insanlık suçudur. Nokta!

Küresel güçler, oldum olası vicdanı tatile çıkardıkları için, adalet diye bir dertleri yoktur… Onlar için haklı olmanın tek kriteri güçlü olmaktır. Eğer güçlüyseniz her zaman haklısınız! Dolayısıyla zalim ile mazlumu ayırt etmede de aynı ölçü geçerli. Filistin’e nazaran güçlü olduğu için, İsrail her zaman haklı olarak ilan edilmiştir. Emperyalist güçler bu vicdansızlığı ortaya koyarken, hiç ama hiç rahatsızlık duymazlar. Tıpkı son hadisede olduğu gibi… Hâl böyle olunca da, İsrail için en acımasız, en zalim, en ırkçı ve en faşist politikalarını hayata geçirmek çok kolay oluyor. Dünya tarihinin en utanç verici sayfası, Filistin-İsrail meselesidir!.. Ancak malum çevreler bu yüz karası durumdan asla ve kata rahatsız değildir. Onlara göre, İsrail, Filistin halkına karşı her türlü insanlık suçunu işleyebilir. Mesela Gazze Şeridi'nin 18 yıldan beri açık hava hapishanesi hâlinde tutulmasının bunlara göre bir mahzuru yoktur. Dahası İsrail istediği vakit burayı havadan ve karadan ateş altına alarak, taş taş üstünde bırakmama yetkisine sahiptir. Sahi, son on sekiz senede İsrail ordusu Gazze’yi kaç defa yaktı-yıktı acaba? Soykırım mahiyetindeki bu saldırılarda kaç tane Gazzeli çocuk, kadın ve yaşlı sivil hayatını kaybetti? Doğru dürüst bir istatistik dahi yoktur, bilesiniz! Televizyonlarda neredeyse salya sümük ağlayarak Hamas’ın çocuk öldürdüğünü söyleyen tipler, şarapnel parçalarıyla vücudu delik deşik olmuş Filistinli bebekleri hiç hatırlamazlar. Çünkü onların hepsi Siyonizm’in penceresinden bakarlar. Eh, Siyonistlerin de düşüncesi gayet vahşidir: “En iyi Filistinli ölü olandır” diyorlar. Sözün bittiği yer değil mi?

 

Netanyahu hükûmetinde Maliye Bakanı olan Bezalel Smotrich, “Filistin halkı diye bir şey yok…” diyor resmen. Keza Filistin Beldesi Huvara’nın yeryüzünden silinmesi gerektiğini söylüyor herif!.. Aynı şekilde mevcut hükûmette Ulusal Güvenlik Bakanı olan Itamar Ben-Gvir, gençliğinden beri terör örgütleriyle iltisaklı. Daha on altı yaşındayken katıldığı Kach Örgütünün başı olan Meir Kahane’nin bütün davası Filistinlileri oradan kovmaktı. Bu adam 1994 yılında El Halil’de bulunan İbrahim Camii'ndeki cemaati tarayarak 29 Müslümanı öldüren Baruch Goldstein’in hayranı!.. Daha başka anlatmaya gerek var mı? Netanyahu’nun ne olduğu zaten bilinmiyor mu? Filistin topraklarında etnik temizlik yaptığını bizzat İsrail gazetesi Haaretz yazıyor. Kendi ülkesinde yolsuzluk-hırsızlık davalarından dolayı başı belada olan bu adam, yüz kızartıcı suçlarını örtbas etmek için ha bire Filistinlilere yükleniyor… Filistin devletini inkâr eden, Filistinlilere hiçbir şey vermeden anlaşma yapma yollarını arayan (Bunun için eski ABD Başkanı Trump’ın damadı Jared Kushner ile hayli kirli işler çeviren) Netanyahu… Şimdi Hamas’ın saldırısını fırsata çevirip Gazze’yi haritadan silmeye çalışıyor. Ve dünyanın ekseriyeti bu alçaklığa ses çıkarmıyor!

 

İsrail Savunma Bakanı Gallant, Gazze’nin tam bir muhasaraya alınması için direktif verdiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Elektrik yok, su yok, yemek yok. Hiçbir şey yok!..” İşte bu, düpedüz insanlık suçudur… Açıkça savaş suçudur. Bunun sonucu soykırımdan başka bir şey değildir. Burada, Gazze’de yaşayan iki milyondan fazla insanın tamamı, Hamas’la aynı muameleye tabi tutulmakta. Üç gündür Gazze’nin her metrekaresine bombalar yağdırılıyor. İsrail bu bombardımanı yaparken, daha önceleri de olduğu gibi, hiçbir şekilde sivil-askerî hedef ayrımı yapmıyor. Okul binası, hastane, ambulans aracı, kısacası önüne ne gelirse bombaladı, bombalıyor. Siyonist Hükûmet, Gazze’de bütün bu zulüm ve baskıları yaparken, Batı Şeria Bölgesinde de, Filistin topraklarını karış karış işgal ve ilhak ediyor. Her sene birkaç yerleşim projesiyle Filistin topraklarında Yahudileri iskân politikasını tam gaz devam ettiriyor. Ve Birleşmiş Milletler Teşkilatının karara bağladığı, iki ayrı devlet planını ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapıyor. Bu hedefe varmak için, Netanyahu hükûmetleri Filistin halkının direnç ve iradesini kırmaya dönük her türlü vahşet ve alçaklığı yapmaktan geri durmadı. Evet, Filistin halkını tamamen silmek için her türlü hinliği pratiğe dökmekten çekinmiyor...

 

İşte Hamas Teşkilatının son saldırıları, topyekûn yok olmaya sürüklenen bir halkın öfke patlamasıdır. Televizyonlara bazı tiplerin iddia ettiği üzere, taktik ve stratejisi yanlış olsa da, Hamas’ın maksadı ve hedefi, İsrailli çocukları öldürmek değil, Siyonistlerin işgal ve ilhak ettiği topraklarını kurtarmaktır. Siyonistlere yalakalık yapan İsrail muhipleri, bu hususta dilsiz şeytana dönüşüyorlar… Lakin Gazze semalarından yükselen gri ve siyah dumanlar, bu meselede kimin zalim kimin mazlum olduğunu gayet net biçimde anlatıyor.