Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na bravo gerçekten!.. Yazıya böyle bir giriş yadırgatıcı gelebilir. Doğrudur. Kaldı ki, bu köşede öyle herkese bol keseden 'aferinler' de dağıtılmaz. Lakin Sayın Davutoğlu, takdiri gerçekten hak ediyor. Dış politika alanında kalem oynatan bazı meslektaşlar; epeydir "Komşularla sıfır sorun" meselesine, kafayı takmış bulunuyor. Neymiş efendim, "Arap Baharı - (veya yazı!)" ile birlikte, bu tez çökmüşmüş de, bundan sonra daha çok problem çıkarmış da... Bu minvalde kalem oynatanların, 'başdanışman' sıfatını aldığı dönemden başlayarak, Ahmet Davutoğlu'na şaşı baktıklarını yakından biliyoruz. Önyargılı yaklaşımları sebebiyle, şimdiye dek alelacele hüküm verdiklerini, daha sonra yanıldıkları ortaya çıkınca da, kimilerinin işi pişkinliğe vurduğunu, pek azının da yarım ağızla yanılgıyı kabul ettiğini de izliyoruz. 'Komşularla sıfır sorun', tezi çökmüş filan değil. Tam aksine Bölge için bir barış ve entegrasyon vizyonu olarak, pekala geçerliliğini korumakta... Davutoğlu'nun hem vizyon hem aksiyon bakımından, ne denli çap sahibi olduğunu; kısa müddet önce Libya'da Bingazi'de, "Ömer Muhtar'ın Torunları"na Arapça hitap ederken, bir kere daha müşahede ettik. Neyse sadede gelelim: Sayın Davutoğlu dün Avrupa Birliği'ne hakikaten tarihi bir rest çekti. Hem de AB'nin genişlemeden sorumlu komiseri Stefan Füle, Türkiye'de temaslarını sürdürürken bunu yaptı. AK Parti Hükümetlerinin dış politikaya dair strateji ve uygulamalarını, nedense takıntılı biçimde; AB ile bütünleşme hedefiyle çelişkiliymiş gibi değerlendiren kalem erbabı bakalım bu çıkışı hangi noktalara çekecek!.. Ama önemli değil. Bundan sonrasını AB düşünsün. Türkiye, söyleyeceğini en açık biçimde ifade etmiş bulunuyor. Şayet Temmuz 2012 tarihine kadar, yani Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB Dönem Başkanlığını devralacağı tarihe kadar, Ada'da çözüm bulunmaz ve entegrasyon sağlanmaz; yani Kuzey ve Güney'in teşkil edeceği yeni devlet çatısı altında, Türkler ile Rumlar birlikte bu görevi üstlenmezse, Türkiye'nin AB ile ilişkileri resmen donacaktır. Zira Türkiye bu şartlarda AB ile ilişkilerin sağlıklı biçimde yürümeyeceğini değerlendirmektedir. Davutoğlu'nun kesin olarak ifade ettiği üzere, Türkiye AB Dönem Başkanı olarak, Kıbrıs Rum Yönetimi'ni muhatap almayacaktır. Nokta!.. Yazıyı bir fıkra ile noktalayalım: Mişon'un Salamon'a borcu varmış. Ertesi günkü ödemeye hazır olmadığı için akşam eve üzüntülü gelmiş. Karısı asık suratının sebebini sorunca da anlatmış. "Ondan kolay ne var" demiş karısı. Hemen pencereyi açıp komşuları Salamon'un karısına şöyle seslenmiş: "Kocamın size borcu var. Yarın ödemeyi yapamayacak, haberiniz olsun..." Ardından pencereyi kapatıp kocasına; "Şimdi onlar düşünsün. Biz keyfimize bakalım..." demiş. Davutoğlu da şimdiden gerekli uyarıyı yaptı. Gerisi AB'ye kalmış gayrı!