Gözünün üstünde kaşın var!..

A -
A +

İstanbul'un trafiğinden gına gelmiş genç şöför; belli ki derdini dökmek istiyordu. -"Ah abi!.." diyordu; "İstanbul'un bu trafiği çekilecek dert değil ama, ne yazık ki, kendi memleketimde barınamayıp buraya gelmek zorunda kaldım..." Gereksiz alınganlıklara meydan vermemek için dertli görünen gencin terk ettiği şehrin ismini burada belirtmiyorum. Ancak hem iş imkanı ve geçim derdi, hem de sosyal yaşantı bakımından, dünyaya geldiği o büyükçe vilayet, arkadaşımızı sarmamış. Hatta sırf "Delikanlılık raconu" sebebiyle, bir keresinde boşu boşuna dayak yemiş: - "Abi adam gözümün üstüne yumruğu yerleştirdi. Kaşım açıldı, kan akıyor!.. Niye bana vurdun, diye sordum. O da birden afalladı, verecek cevap bulamadı. (Saçların kıvırcık!) dedi... Düşünsene abi, ben yanlış bir şey yapmamışım. Kimseye yan bakmamışım, kimsenin namusuna laf atmamışım... Kendi memleketimdeyim. Ama sırf onların mahallelerinde gezmeye çıkmışım diye, dayak yedim. Sonra ben de ağabeylerime söyledim. Onu buldular ve bir hafta her gün dövdüler!.. Sonra o bana geldi ve yalvardı. (Niye sen bize buralı olduğunu söylemedin!) filan diye özür diledi." "Gözünün üstünde kaşın var" deyimini nasıl da tam olarak karşılıyor değil mi?! "Saçların kıvırcık..." onun için dayak yiyeceksin. Bir de kurt - kuzu diyalogu var ya hani... Kurt yemeyi aklına koyduğu kuzuya suyumu bulandırıyorsun diye çıkışmış. Oysa zavallı kuzu, kurdun daha alt tarafında su içiyormuş. Orası önemli değil. Önemli olan kurdun ne düşündüğü!.. Bazıları diyor ki, "Tayip Erdoğan Çankaya'ya çıkmamalı..." Neden peki? Nedeni önemli değil. Onun da gözünün üstünde kaşı var. Yani hukuken herhangi bir geçerli gerekçe yok, ama olsun. Orası önemli değil. Önemli olan bu ülkede kendisini her şeyin sahibi olarak gören seçkinlerin ne düşündüğüdür. Hatta bunların bazıları diyor ki; "Sadece Erdoğan değil, yeni seçilecek Cumhurbaşkanı AK partiden de olmamalıdır..." Dikkat ediniz, bu beylere göre, milletin rey verip Meclis'e gönderdiği 355 tane AK Parti milletvekilinden hiçbiri Çankaya'ya çıkmamalıdır. Sebep?! Sebep önemli değil dedik ya!.. Çünkü onlar öyle istiyor, bu da sebep olarak yeter de artar çünkü. Yeniden eski hikaye... Peki onlar öyle istiyor diye, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bahse konu seçimi yapması engellenebilir mi? Onlara kalırsa engellenebilirmiş! Baksanıza Deniz Baykal yeniden o mahut 367 hikayesine sarılmıyor mu? Baykal ve onun gibi düşünenlerin umudu, Anayasa mahkemesinin siyasal bir kararla bu seçimi engellemeye yeltenmesi. Hukuk siyasallaşırmış, bunalım olurmuş, devletin işleyişi çıkmaza girermiş vs. bunların hiç önemi yok. Teorik olarak peş peşe seçim ve peş peşe Meclis'in feshedilmesi vb. komik ve acayip durumlar meydana gelirmiş filan... Bunların hiçbiri umurlarında değil. Hatta daha da geriye gidilerek, onların bu sakat mantalitesine göre Merhum Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin geçersiz hale gelmesi, yani Çankaya'nın 1991 -1993 yıllarında korsan olarak yönetilmesi... Ve dahi Özal'ın Anayasa mahkemesine seçtiği üyelerin üyeliklerinin geçersiz olması ve bunca yıldır Yüksek Mahkemenin işleyişinin bu duruma göre "sakat" olması gibi akla hayale gelmedik tuhaflıkların zuhur etmesi... Hepsinin, ama hepsinin bu beylere göre hiçbir şey ifade etmemesi ne garip. Ne ayıp!.. Neyse ki, kimse bu tuhaflıkların vukua geleceğine ihtimal vermiyor. Onun için de hayat normal seyrinde devam ediyor. Bakınız bizde yukarıdaki tuhaf tartışmalar sürerken burnumuzun dibinde neler oluyor: The Washington Post gezetesinin haberine göre; İran'ın eski savunma bakan yardımcısı Ali Rıza Askeri, kendi isteği ile ve İsrail Gizli Servisinin operasyonu ile İstanbul üzerinden Batı'ya kaçırılmış. Adı geçen şahıs, şimdi İran'ın devlet sırlarını Batılı (herhalde Amerikalı) yetkililere faş ediyormuş... Daha önce Harput'ta var olduğu iddia edilen Ermeni toplu mezarlarının araştırılması konusunda Türk Bilim adamlarıyla ortak araştırma yapmaya razı olan Ermeni Araştırmacı Ara Sarafyan, Diaspoar'nın baskısı yüzünden bu kararından vazgeçmiş... Türkiye bunca yıllık gecikmeden sonra nihayet nükleer enerji alanında ciddi çalışmalar yapma kararını izhar edince; derhal 165 kişiden oluşan "bilim insanı", nükleer enerji aleyhine deklarasyon yayınladı... Nisan ayında İstanbul'da yapılması beklenen Irak konferansının bir provası Bağdat'ta yapılıyor. Konferansın yapıldığı merkezin yakınında iki patlama meydana geldi. Ha bu arada gelen haberlere göre, ABD Irak'tan gizlice asker çekiyormuş!.. Bu yılın sonuna kadar en az altmış bin askerini çekmiş olacakmış. Yani o ilave olarak gönderilen birkaç bin askerin nakli, çekilmeyi kamufle etmek içinmiş! İyi pazarlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.