Hasip Kaplan, üslup ve insanlık...

A -
A +

Sıradan konuları bile, sivri ve rahatsız edici üslubuyla; anormal mecralara sokabilen bir kişi, BDP'li Hasip Kaplan... Kaplan'ın pek de normal olmayan bu halini, onun geçmişine; ideolojik ve siyasi mensubiyetine ve yüklendiği misyon veya misyonlara hamletmek mümkün pekala!.. Hasip Kaplan bu tutum ve davranışlarıyla, acaba nereye varmak istiyor veya nereye varabileceğini düşünüyor? Bir bakıyorsunuz Meclis Kürsüsünde, bağıra çağıra elindeki bardağı oraya buraya vurarak, cam parçalarını etrafa saçarak, güya birilerini protesto ediyor... Bay Kaplan'ı ne zaman konuşurken görsem, mutlaka elektrikli bir hava, yüksek tansiyon ve gergin bir ortamı beraberinde sürüklediğini müşahede ediyorum! Son derece trajik bir hadise olan Uludere meselesini, Meclis Genel Kurulunda gündeme getirirken; konuya hiçbir yararı olmayacağını bile bile, provokatif ifadelerle gerginliği alabildiğine körüklüyor. "Bu emri hangi hayvan verdi?.." diye sözüm ona kara mizahla Tarım ve Hayvancılık Bakanına soru yöneltiyor. Şayet Hasip Kaplan, insanlık ve hayvanlık ayırımında gerçekten hassas davranıyorsa, mesela Kayseri Pınarbaşı'nda bombalı otomobili patlatarak dört yaşındaki çocuğu babasız bırakan, beş yaşındaki günahsız çocuklar da dahil, bir düzineden fazla insanı yaralayan hayvanların kim olduğunu, bu hayvanları sevk ve idare edenlerin ne türden hayvanlar olduğunu da merak etmeli ve kaynağını sormalıdır değil mi? Sadece orada kalmamalı, küçücük çocukların bir eline 5 lira (evet beş lira), diğer eline Molotofkokteyli veya bomba vererek polise attıran, atmayı beceremediği için kendisini yakan çocuğa acımayan hayvan veya hayvanların da kim olduğunu bir güzel araştırıp bulmalıdır! Şov yapmakla, ajitatörlük yapmakla, teröristlerin elebaşına avukatlık yapmakla, insanlık yapılmış olamaz. Zira bu türden davranış ve faaliyetlerin insanlıkla bir arada olması mümkün olamaz... O yüzden Bay Kaplan, öncelikle Kürt halkının zekâsıyla alay etmeyi bırakmalı ve yüklendiği vekillik emanetine ihanet etmemelidir. Diğer taraftan İktidar Partisi, özellikle Başbakan Erdoğan da; Hasip Kaplan ve yoldaşlarının tahriklerine kapılmamalı, onların ortamı germe hedeflerine katkıda bulunmamalıdır. Son günlerde karşılıklı tırmandırılan sert üslubun, bu ülkeye hiçbir faydası yoktur. Uludere Faciasının her yönüyle aydınlatılması, devletin namus borcudur. Bunun için başlatılmış olan adli ve idari soruşturmaların ciddiyetle sonuna kadar sürdürülmesini sağlamak, en başta hükümetin görevidir. Bu faciayı bahane ederek devleti zora sokmak isteyen iç ve dış odakların maksatları bellidir. Çabaları da meydandadır... Mesele bunların tuzaklarını boşa çıkarmak ve hedefe ulaşmalarına fırsat vermemektir. Her halükârda, Meclis çatısı altında bulunan siyasi partiler arasında, diyalog ortamının sağlanması kaçınılmazdır. Yeni anayasanın geniş katılım ve mümkünse bütün partileri içine alan bir konsensüsle yapılması, ülkemiz için elzemdir. Terörle mücadele konusunda, sonuç alıcı müzakerelerin gerçekleştirilebilmesinin yolu da bu diyalog ortamıdır!.. O yüzden, karşılıklı ağır ifadelerle bir yere varılamayacağı açıktır. Bu gerginlik, PKK'nın değirmenine su taşıyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.