Havada bulut var yahut Böyle başa böyle tıraş!..

A -
A +

Merhaba sevgili okuyucular! Yazının başlığını biraz yadırgamış olabilirsiniz. Kusura bakmayınız, izinden yeni döndüğüm için, ilk günden havaya giremedim. Ama bir-iki gün içinde bunu yakalayabileceğimi ümit ediyorum... İzin dediysem, sadece dört hafta boyunca yazı yazmadım, yoksa tatil filan yapmadım! Onun için bazı meslektaşlarımızın ecnebi memleketlerdeki egzotik adaları anlatan türden bir yazı yazmamı da beklemezsiniz herhalde?!. Neyse... Eğlenceli tatil yazısı olmasa da, eğlenceli bir gündem yazısı yazmayı deneyebiliriz. Türkiye'nin evlere şenlik gündemi aynı. Aynı medya, aynı siyaset, al birini vur ötekine! İzindeyken mümkün mertebe gazete okumamaya, tv. seyretmemeye çalıştım ama yine de bazen mecburiyetten bakakaldım!.. Aman ne haberler, ne yorumlar... Beyaz Saray'ın kapısı önündeki parktan canlı yayın yapan "deneyimli" sunucunun yönlendirici sorularına cevap veren eski Washington, yeni Ankara Temsilcisi bayan meslektaşımız, Başbakan'ın "gerçeklerden nasıl izole edildiğini ve bu sebeple Amerikalı muhataplarının verdikleri mesajları nasıl doğru algılayamadığını vs..." anlatıyordu. Aynı temsilci, Atlantik ötesinden yazdığı (story) de, Erdoğan-Bush görüşmesinin en önemli ayrıntısı olarak, Oval Ofis'e giren bir at sineğinin itlaf edilmesini anlattı. Eeh, Fehmi Koru'ya da malum sineğin cinsiyetini araştırmak kaldı! Koru, böyle bir fırsatı kaçırır mıydı?.. Merak etmeyin fazla uzak olmayan bir gelecekte CIA belgelerine dayanarak o sineğin cinsini, cibilliyetini en kâmil manada ifşa edecektir!.. Gelelim "Ankara'nın Gündemi"ne... Gündem tabii ki Çankaya ve Türban... Gerçi 11. Cumhurbaşkanının seçilmesine daha iki sene var ama, olsun, erken davranmakta fayda var. Erken kalkan yol alır, diye boşuna söylememişler. Ne olur ne olmaz, rehavete kapılmaya gelmez. 9. Cumhurbaşkanı, durup dururken bunun işaretini vermedi herhalde?! Çankaya'ya türbanlı bir cumhurbaşkanı çıkar mı? Yanlış okumadınız, "Türbanlı bir Cumhurbaşkanı..." Başkentin nabzını "diplomat gazeteci" olarak en iyi tutabilen meslektaşlarımız soruyor, Anamuhalefet Partisi Lideri Baykal da cevap veriyor. Baykal'a göre durum çok vahim! Türkiye bir kimlik krizine doğru ilerliyor... İddiasına göre, daha şimdiden Fransız Cumhurbaşkanı, Erdoğan'a haber göndermiş; "Eşinizi getirmeyin..." diye. Gündem mi istiyorsunuz, alın size bomba gibi gündem! Durunuz daha bitmedi; Baykal'a göre, eşi türbanlı olan bir kişinin cumhurbaşkanı seçilmesi, peşinden türbanlı bir cumhurbaşkanını getirir. Hiç belli olmaz, ilerici kadınlar da feminizm adına bunu alkışlar... Daha sonra da (nerede yanlış yaptık?) diye kara kara düşünülür (müş)! Gözünü sevdiğim Türkiye, sen büyük memleketsin... Sevgili okuyucular, izinden yeni döndüğüm için ben anlamakta zorlanıyor olabilirim ama, herhalde siz anlamışsınızdır. Yani Sayın Baykal tam dokuz sene sonraki Türkiye'nin muhtemel fotoğrafını çiziyor değil mi? Yani 2007'de seçilecek 11. Cumhurbaşkanının eşi türbanlı olursa, bundan ötürü 2014 Mayıs'ında seçilecek 12. Cumhurbaşkanımız türbanlı bir hanımefendi olacak... Eeh, 2015 gibi Avrupa Birliği'ne girmeyi hayal ettiğimize göre, "Kopenhag Kriterleri"ne bunun neresi aykırı?!. Şaka, şaka... "Buluttan nem kapma" durumu bu kadar gerçek olur! -Havada bulut var. -Vaay sen bana ördek dedin! -Nasıl yani?! -Bulut olunca yağmur yağar, yağmur yağarsa göl olur, gölde de ördek yüzer!.. Evet, durum o kadar vahim ki; Sayın Baykal ufuktaki kimlik krizini anlatırken bile, yorulduğunu söylüyor. Ne diyelim böyle başa böyle tıraş! Yanlış anlaşılmasın böyle medyaya böyle muhalefet demek istemiyorum. Ne olur ne olmaz, havada bulut var hikayesine kinaye teşkil eder de!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.