İKT Sonuç Bildirisi

A -
A +

İslam Konferansı Teşkilatı'nın İstanbul'da üç gün devam eden zirvesinin sonuç bildirisi, pek çok önemli meseleye dair önemli kararlar taşıyor... Bunların başında, Kuzey Kıbrıs'ın "Kıbrıs Türk Devleti" olarak tescil edilmesi geliyor. Bu hususla ilgili olarak Bildiride şu ifadeler yer alıyor: "Üye ülkeler, Kıbrıs Müslüman halkının İKT organlarının tüm çalışmalarına, faaliyetlerine ve toplantılarına BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın planında öngörüldüğü adıyla katılmasına karar verir." Bunun yanında; "Kıbrıs'taki iki tarafın, birinin diğerini yönetme, sömürme, baskı ya da tehditte bulunma imkanını vermeden, güvenlik, barış ve uyum içinde yan yana yaşamalarını sağlayan tam eşitliğini prensip olarak teyid eder..." denilerek, öteden beri Kuzey Kıbrıs Türk Halkının haklarının görmemezlikten gelinmesine karşı kuvvetli bir çıkış yapılmış oldu. Aynı şekilde, bildiride, uluslararası topluma somut adımlar atma çağrısında bulunularak, "İnsanlık dışı izolasyonun" üstesinden gelinmesine yardımcı olmaları istendi. Geçmiş dönemlerde bilhassa bazı Arap ülkelerinin Kıbrıs konusunda, Yunanistan ve Rum tezlerine yakın durduğunu ve çoğu kez, Türkiye'nin İKT zirvelerinden beklediği sonucu alamadığını hatırlayacak olursak, gelinen nokta son derece önemli ve memnuniyet verici... Aynı şekilde Teşkilatın Genel Sekreterlik gibi, en önemli ve en fonksiyonel mekanizmasının ilk defa ve hem de seçimle Türkiye'ye geçmiş olması da, yepyeni bir dönemin başlangıcı sayılabilir. Bu noktadan sonra Türkiye'ye düşen, İKT'yi farklı bir platforma taşımada gerekli performansı göstermesidir. Yeni hükümetle başlayan yeni dış politika anlayışının böyle bir hedefin yakalanmasını kolaylaştıracağını tahmin ediyoruz. Böylelikle, Uluslararası arenada, dünyanın 200 devletinden 57 tanesini bünyesinde barındıran İKT, daha müessir, daha fonksiyonel ve daha saygın bir kuruluş haline gelebilir. Sonuç Bildirisi, Filistin ve Irak meselesinde de, çok net bir tavır yansıtıyor. Orta Doğu barış sürecinin tehlikeye girmesinden bütünüyle İsrail'in sorumlu olduğu belirtilerek, 14 Mart 2004 tarihinde Bush-Şaron ortak basın toplantısında, ABD Başkanının İsrail politikalarına destek veren açıklamasının sakıncalarına işaret ediliyor. Bu çerçevede ABD'nin İsrail'e verdiği "Garanti Mektubu" da reddediliyor. İsrail'in sivil halk üzerinde estirdiği terörden tutun da, Filistin topraklarını ikiye bölen "Güvenlik Duvarı" inşası ve Şeyh Ahmet Yasin'in öldürülmesine kadar bütün hukuksuz uygulamaları şiddetle kınanıyor. Bundan da öteye Filistin Halkının "intifada"sının İslam ülkeleri tarafından mümkün olan bütün yollarla destekleneceği, Yaser Arafat ve Filistin halkına yönelik kuşatma harekâtının bir an önce kaldırılması gerektiği vurgulanıyor. Irak'ta, kutsal mekanlara yapılan tecavüz, sivil halkın öldürülmesi, hapishanelerde tutuklulara yapılan insanlık dışı işkenceden tutun da, işgalci güçlerin taşıdığı sorumluluklara; Azerbaycan toprakları üzerindeki Ermeni işgaline, Batı Trakya'da seçilmiş müftülere ve oradaki müslümanların hakları üzerindeki kısıtlamalara kadar; İslam ülkelerinin pek çok meselesine bildiride yer verildi ve bu konuda İKT'nin politik tavrı ortaya kondu. Bildiride yer alan bir başka önemli husus da, İran'ın barışçı amaçlarla yürüttüğü nükleer çalışmaya destek verilmesi oldu. İran'ın bu konuda Uluslarası Atom Enerjisi Ajansı ile iş birliği yaptığına dikkat çekilirken, bütün ülkelerin barışçı amaçlarla nükleer çalışma yapma hakkına sahip olduğu da hatırlatıldı. İKT Sonuç Bildirisinde, ABD'nin Suriye'ye uyguladığı ambargoyu yeniden gözden geçirmesi çağrısı da yapıldı... Özetle belirtmek gerekirse, Sonuç Bildirisinin son derece kapsamlı ve doyurucu bir muhtevaya sahip olduğu görülüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.