Her yeni yılın ilkleri, mutlaka haber konusu olur. Yeni yılın ilk trafik kazası, ilk trafik cezası... vs. Yeni yılın ilk cinayeti: Maalesef bıçaklanan iki kardeşten birisi ölmüş. Yeni yılın ilk cinneti ve intiharı: Cinnet geçiren polis eşini öldürüp intihar etmiş. Yılın ilk depremi Arjantin'de meydana gelmiş... Yeni yıla ilk giren coğrafya parçası Avustralya'da, ülkenin dörtte bir sular altında... Vandalizmin ilk vukuatı da İstanbul Davutpaşa'da. Beş otomobil kundaklanmış! Yılbaşı gecesi her zamanki gibi, her yönüyle hareketli geçmiş. Kayıtlara göre sadece İstanbul'da çeşitli suçlardan 64 kişi gözaltına alınmış. Bunlardan 33'ü taciz eyleminde bulunmuş. Gerisi alkol, hırsızlık vb. olaylar. Bu taciz eylemi de, İstanbul'un bir klasiği haline getirildi. Bazı medya organları yılbaşı gecesinin özel faaliyeti gibi, Beyoğlu ve civarındaki taciz olaylarına fokus yapıp toplumun dikkatini çekmeye çalışıyor. Bu kadar ayyaşın, berduşun, serkeşin, it-kopuğun mekan tuttuğu yerlerde taciz de olur, her türlü rezalet de olur. Burada asayişi tam olarak sağlamak imkânsız gibi. Ne yani, her bir sergerdenin tepesine polis mi dikilecek? Medya her yıl bu taciz olaylarını abartarak sununca, sanki bazıları da şöhret uğruna gönüllü şekilde taciz mağduru olmaya çalışıyor!.. Velhasıl kepazelik için ortama katkı verenler çok... "Bir şeyin şuyuu vukuundan beter" hükmünü iyi anlamak lazım. Yeni yılda sevindirici haberler de var şüphesiz. Mesela yeni doğan bebekler... Ama o bebeklerin kaç tanesi Muallim Cudi Efendi'nin şu dörtlüğünü imtisal edecek: "Yâdında mı doğduğun zamanlar/Sen ağlarken gülerdi âlem/Öyle bir ömür geçir ki;/Mevtin sana hande, ellere matem." Evet, işin püf noktası burası... Yeni yılla birlikte daha çok olumsuz haberler verilir. Hatta bazıları iç karartıcı tahminlerde bulunurken, âdeta temennide bulunur gibi bir fotoğraf verirler!.. Ama ne mutlu ki, böyle menfi pompacıların öngörüsü genelde tutmaz. Geçmiş yılları şöyle bir hatırlarsanız, ne demek istediğimi anlarsınız. Hem falcılık, remilcilik, kehanet vb. hurafelere kim kanar ki?!. Her şeye rağmen, 2011 senesinden ümitvarız. Ülkemizde de, dünyada da daha iyi şeyler olacağını tahmin ediyoruz. Buna inanıyoruz. Evet her şey güllük gülistanlık değil. Ama dünyanın hali de bu değil mi zaten?!. Sıkıntılar ve ferahlıklar ikiz kardeş gibi, hep yan yana, iç içe. Şer güçleri de her zaman tetikte. Baksanıza Mısır'da Kıpti kilisesine bomba atılmış. En az 21 ölü. Nijerya'da askerî lojmanlara da aynı şekilde bombalı saldırı olmuş. Pakistan'da ABD'nin pilotsuz uçakları, yine sivil bölgeleri bombalamış... Afganistan'da geçen yıl tam beş milyon çocuk okula gidememiş! Evet dünyanın büyük bir kesiminde manzara iç açıcı değil. Ama yine de geleceğe ümitle bakıyoruz. Yeni yılın şaşırtıcı haberleri de var: Mesela beş kişiyi öldürmekten, yedi kişiyi yaralamaktan yargılanan ve hakkında kesinleşmemiş 90 yıl 10 ay hapis cezası hükmü bulunan sanık, CMK'nın 102'nci maddesi gereğince tahliye edilmiş iyi mi? Medya'da bu haber "büyük ikramiye" şeklinde verilmiş. Buna ne dersiniz?!.