Epey zamandır magazin medyasının malzemesi olan İngiltere Prensi Harry, sansasyonel haberlere konu olmak yönünden karısı Meghan Markle ile yarışıyor… Ancak her itirafı yeni ve utanç verici bir olay!
SPARE: Türkçesi “Yedek” demek… Piyasaya yeni çıkan ve her yönüyle skandal bir kitap. Daha açık ifadesiyle, İngiltere’nin Kraliyet Ailesinden dışlanmış Prensi, Harry’nin hayat hikâyesi. Ama ne hikâye!.. İngiliz Kraliyet Ailesinin, şimdiye kadarkinden katbekat fazla kirli çamaşırlarını ortaya döken bir kitap. Kimilerine göre, bu muhtevasıyla hanedanlığın temeline dinamit koyan bir kitap. Peki, nedir Prens'i bu hâle düşüren sebepler? Görünüşe göre, Amerikalı melez ve dul bir sanatçı olan Meghan Markle ile yaptığı evlilik, bu serüvenin tetikleyici olayı. Aile bu evliliği hoş karşılamadı ve çifti dışlama süreci de buradan başladı… Öyle ki, bu evlilik tercihi, ‘YEDEK’ Prens'i asla ve kata İngiliz tahtına vâris olamayacak noktaya getirdi. (Prens'in geçtiğimiz eylül ayında ölen, babaannesi Kraliçe Elizabeth’in amcası, Kral VIII. Edward da, vaktiyle Amerikalı dul Bayan Simpson ile evlenebilmek için tahttan çekilmek zorunda kalmıştı. Demek ki, Prens Harry de büyük amcasının yolundan gitmiş!) Harry’nin babası, çiçeği burnunda Kral III. Charles; tam yetmiş sene boyunca, sesini çıkarmadan tahta oturacağı günü bekledi. Nihayet beklediği gün geldi. Velakin uçarı Prens'in böyle bir şansı yok ve asla olmayacak. Bu yüzden de öfkesi çok büyük. Ailesine karşı başkaldırması da bu öfkenin eseri.
Prens Harry’nin hayat hikâyesi ibretlik olaylarla dolu… Her şeyden önce onun daha doğuştan “YEDEK” olması, bir nevi masal dünyasından çıkıp bambaşka gerçeklerle yüzleşmesi durumuna getirmiş. Peki, nedir bu “YEDEK” hikâyesi. Babası Kral III. Charles, Veliaht Prens iken, Harry’yi doğurduğu vakit eski karısı Lady Diana’ya şöyle demiş: “Bana bir vâris vermiştin. Şimdi de bir yedek verdin. İşim burada artık bitti…” Demek ki neymiş? Taht için bir vâris gerekliydi. Yedeği olursa, Bonus niyetine!.. İşte haşarı Prens'i böylesine bedbaht kılan ve maceradan maceraya sürükleyen, sonunda Kraliyet Ailesinden tamamen koparan sebep. Bütün görev ve temsil yetkileri elinden alınan (Bu arada her şeye rağmen hâlâ daha Sussex Dükü ve Düşesi unvanları devam ediyor!) Harry ve Meghan çifti, soluğu Amerika’da alıp başka alanlarda maişet peşine düştü. Eh, bu kadar şöhret olunca, karı-koca şimdiye dek para pul sıkıntısı çekmedi. Zira medya gereğinden çok çok fazla onları gündemde tutmakta kararlı. Ama onlar da beklentileri boşa çıkarmıyor. Her konuşmaları her hareketleri yeni bir olay ve bolca skandal üretiyor. Meghan’ın eltisiyle geçimsizliği epeyce malzeme verdi. Şimdi sıra Harry’de. O da hiç geride kalmıyor. İfşa ve itiraflarıyla, beklenin de ötesinde skandallara imza atıyor.
Harry, tahtın müstakbel sahibi; abisi Veliaht Prens William’ın; kendisine saldırmasından, boğazını sıkmasından tutunuz da, aile fertlerinin kendi aleyhine bilgi sızdırmak için şeytanla yatağa girmesine kadar, freni patlamış kamyon gibi gidiyor… Bu arada annesi Diana’nın ölümünden ne kadar çok etkilendiğini, onu asla unutmadığını da hatırlatarak; üvey annesi, şimdiki Kraliçe Camilla’nın ne kadar tehlikeli bir kadın olduğunu da söylemekten geri durmuyor! Bakalım daha neler çıkacak ortaya. Fakat bizi bu yazıyı kaleme almaya sevk eden husus, bu magazin hikâyeleri değil. Unutmayalım ki, İngiliz Kraliyet Sarayı’nın imza attığı skandallar çok daha fazla ve çok çok daha korkunçtur. Tarih bunları gerçek boyutlarıyla ne zaman yazıp ortaya dökecek, bilmiyoruz. Ama bir gün mutlaka, bütün pisliklerin ortaya döküleceğine inancımız tamdır.
Gelelim asıl meseleye. Prens Harry kitabında şöyle yazıyor: “Afganistan’da görev yaptım. Orada bulunduğum dönemde yirmi beş kişi öldürdüm. Ama bundan dolayı hiç utanç duymuyorum. Çünkü onları insan olarak görmüyordum. Şayet insan olarak görürseniz, o zaman öldüremezsiniz. Bizlere, onların insan olmadığına inanmamız için eğitim verildi…” Evet, aynen böyle diyor İngiltere Prensi Harry! İşte bu, Harry tarafından yazılan bir otobiyografi kitabı değil, insanlık tarihindeki en büyük kara lekelerden birinin ifşa ve itirafıdır. Amma ve lakin bu utanç verici, bu ürkütücü ifşaata rağmen, medeni diye takdim edilen dünya; bunları bir insanlık suçu olarak değil, Sussex Prensesi Meghan ile Galler Prensesi Kate Middletone arasındaki kıskançlık ve kavganın dedikodusu gibi karşılıyor. Günlerdir bu yüzkarası itiraflar piyasada çalkalanıyor. Ama birkaç cılız tepki dışında kimsenin gıkı çıkmıyor! Afganistan’da 20 sene boyunca vahşi metotlarla, kimyasal silahlarla kaç milyon insan katledildi? İngiliz ve Amerikalı “Beyazlar”, onları insan olarak görmüyor. Peki, geri kalanlar insanlık namına ne düşünüyor acaba?