Irak için yeni politika(lar)...

A -
A +

Irak'ta 10 gün sonra yapılacak seçimlerle birlikte, çok daha farklı bir dönem başlayacak gibi görünüyor. Üç ayak üzerine oturacak Federal bir yönetim sisteminin; daha da derinlik kazanması beklenen yeni dönemle ilgili olarak, Irak'taki bütün gruplar hazırlıklarını sürdürüyor. Daha önce geçici parlamento için yapılan seçimleri boykot eden ve anayasa referandumunda da hayır oyu kullanan "Sünni kesim"in; bu seçimlerde takınacağı tavır, Irak'ın geleceği ve işgale karşı direnişin seyri açısından büyük önem arz ediyor... Zira başından beri ABD ve İngiliz işgaline karşı direnişi devam ettiren unsur, Irak'ın Sünni nüfusudur. Son günlerde özellikle Amerikan kamuoyunda, Bush Yönetimine; Irak'tan çekilmesi için giderek artan baskılar ve buna paralel olarak dış dünyadan gelen tepkiler, Washington'u iyice köşeye sıkıştırmış durumda!.. Şu ana kadar, baskılar karşısında her şeye rağmen dik durmaya çalışan Bush ve ekibi; başarısızlıklar ve kayıplar arttıkça, hem hatalarını itiraf ediyor hem de mecburen politika değişikliklerine yöneliyor. Bu çerçevede son zamanlarda Amerikan yönetimi arayışlarını hızlandırmış görünüyor. Bir taraftan çekilmenin takvimini belirleme yönünden; "Irak Güvenlik Kuvvetlerinin duruma hakim olması..." söylemini sürdürürken, diğer taraftan da, direnişçileri görüşmeler yolu ile ikna etmeye çalışıyor. Bu cümleden olarak iki gün önce, Sünni Arapların temsilcisi olarak "Hizb-ul İslam"ın lideri Tarık Haşimi ile ABD'nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad'ın İstanbul'da bir araya gelmesi; bu görüşmeye Başbakan Vekili ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün katılması, çok önemli bir gelişmedir. Çünkü bu görüşmeden donra Haşimi; Sünnilerin seçime katılma temayülünü açıklamış bulunuyor.Türkiye bir müddetten beri şekillendirmeye çalıştığı yeni Irak politikasını; daha kararlı ve istikrarlı bir yaklaşımla mevcut ve yakın gelecekte doğacak yeni boşlukları doldurmak üzere geliştirmelidir!.. Şu hususun altını çizmek gerekiyor; bugünkü tablodan yansıyan görüntülere kimse aldanmamalıdır. Zira Irak'taki mevcut durum ile Amerika'nın bu ülkedeki pozisyonu orta ve uzak vadede çok ama çok değişecektir... Amerika Irak'ı işgal etmesine etti ama, daha sonrasını hiç de istediği biçimde getiremedi! Baksanıza devirmiş olduğu Saddam'ın yakalanması ve yargılanmasında bile arzu ettiği ortamı oluşturamadı. İşgalin gerekçeleri gibi, yakalanma hikayesi de fos çıktı!.. Mahkeme ise tam bir tiyatro görünümünde devam ediyor. Saddam, ilk duruşmada mahkeme başkanını da köşeye sıkıştıran bir çıkışla Iraklılara istediği mesajı verebildi. Amerikan basını bile Saddam'ın şovunu "çok tiyatral ve etkileyici" olarak değerlendirdi. Dünkü duruşma da, öncekine benzer sahnelerle devam etti. Avukatlar mahkemeyi terk ederken; Saddam da "Yaşasın Arap Devleti!" diye bağırıyordu. Buradaki mesajın bütün Araplara yönelik olduğu açık değil mi?!. Evet, Amerika eninde sonunda Irak'tan çekilecektir. Bütün Iraklılar ve bu arada Kuzey'deki Kürtler de herhalde buna göre hesaplarını yeniden yapmaya başlamıştır... Irak'taki yeni durum için; Türkiye, Suriye ve İran'ın iş birliği çok önemli. Bazı odaklar bu üç ülkenin aralarında dostluk ilişkilerini güçlendirmesini hazmedemiyor! Ancak bu istikametten şaşmalıdır... Bu sebeple Abdullah Gül'ün bir süre önce Şam'a yaptığı ziyaret ile (Sadece Lübnan konusu ile sınırlı görmemek lazım...); İran Dışişleri Bakanı Manuşer Muttaki'nin birkaç gün önce Ankara'ya gelmesi ve Erbakan ile Baykal dahil, birçok eski ve yeni politik liderle samimi görüşmeler yapması; yakalanan olumlu havanın devamı için önemli adımlardır. Bunların devamı gelmelidir. Türkiye, bu bölgede sahip olduğu stratejik konumun gereğini cesaretle yerine getirmelidir. Irak için yeni politikalar böyle bir vizyonla geliştirilmelidir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.