Son zamanlardaki karşılıklı ziyaretlerle, iki ülke ilişkilerinin daha iyi bir döneme girdiğini belirtmek gerekiyor. Özellikle 2007 yılının son çeyreğinde; Kuzey Irak topraklarından Türkiye içlerine doğru gerçekleşen yoğun terörist saldırılar sebebiyle; çok kritik gelişmeler yaşanmıştı... Bu dönemde bilhassa, Mesut Barzani'nin yaptığı kimi açıklamalar da; tansiyonu iyice yükseltmişti!.. Yakın geçmişi kısaca hatırlayacak olursak; peş peşe meydana gelen olaylar, neredeyse ipleri koparacak noktaya doğru sürüklüyordu: 17 Ekim 2007 tarihinde, TBMM; sınır ötesi operasyona karar verme konusunda, hükümete yetki tezkeresi veriyordu. Bundan tam dört gün sonra, 21 Ekim'de Dağlıca'daki taburumuza menfur bir saldırı gerçekleşti... Bu saldırı her yönü ile diğerlerinden çok farklı idi!.. Saldırıya katılan terörist sayısı, kullanılan silah ve lojistik imkânlar ve saldırının safhalarında uygulanan taktikler ile hepsinin üzerine tuz biber olan sekiz askerimizin kaçırılması... Yani Türkiye'yi, en yüksek seviyede tahrik ederek derhal bir karşı harekâta sevk etmek için; çok iyi hazırlanmış bir saldırı!.. Bu saldırıda terörist örgüt, hangi güçlerden nasıl yardımlar aldı? Orası devletin ilgili birimlerinin tespit edeceği bir husus. Esasa dönelim: Şayet Dağlıca saldırısından hemen sonra bir sınır ötesi harekât yapılsaydı, sadece Irak hükümeti ve Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetimi ile değil; ondan önce ABD ile fena halde bir sürtüşme ve bütün Arap dünyası ile de çok gergin bir ortama sürüklenme ihtimali vardı! Fakat Türkiye, bu tuzağa düşmedi. Hükümet ve Dışişleri Bakanlığı; konu ile ilgili bütün taraflarla siyasi ve diplomatik temasları en yoğun şekilde sürdürürken; Silahlı Kuvvetlerimiz de, sınır ötesi operasyon için hazırlıklarını tamamladı... 28 Kasım 2007 tarihi itibariyle; Hükümet Genelkurmay Başkanlığına, sınır ötesi operasyon için yetki direktifini gönderdi. Bundan üç gün sonra yani 1 Aralık'ta ilk sınır ötesi operasyon yapıldı. Ancak en önemlisi, 22 Şubat 2008'de başlayan "Güneş harekatı" idi. Siyasi ve diplomatik altyapısı çok iyi hazırlandığı için; bu sınır ötesi operasyonlara; daha önce beklendiği şekilde, başka ülkelerden ve özellikle ABD ve Arap ülkelerinden bir tepki gelmedi. Tam aksine, uzun süre iş birliği konusunda ayak direyen Amerika; artık Kuzey Irak'taki terör örgütü ile ilgili olarak ciddi istihbarat desteği veriyordu... Operasyondan kısa bir süre sonra, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani Türkiye'ye geldi ve terörle mücadelede iş birliği yapacaklarını Ankara'da da tekrarladı... Ancak Mesut Barzani'nin bölücü örgüte destek mahiyetinde anlaşılan, rahatsız edici beyanları sebebiyle; Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimle sıkıntılar devam etti. Geçtiğimiz hafta, Başbakanlık Dış Politika Başdanışmanı ve Büyükelçi Ahmet Davutoğlu Başkanlığı'nda; Bağdat'a giden heyetin, Neçirvan Barzani ile resmen görüşmesi, Kuzey Irak'taki bölgesel yönetim ile de yeni bir sayfa açmış oldu... Buna paralel olarak, Mesut Barzani'nin söylemleri de, çok ciddi olumlu değişikliğe uğradı. Üstelik, hâlâ daha Kuzey Irak'a operasyonlar devam ederken!.. Bu yeni dönemi, başka bir yazıda daha detaylı yorumlamaya çalışacağız.