İsrail dünya ile alay ediyor!..

A -
A +

Dün CNN televizyonunun sorularını cevaplandıran İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres, tiraji-komik açıklamalarda bulundu: Mesela dedi ki; "Filistinlilerin neden şiddet uyguladığını anlayamıyoruz..." Böyle bir yaklaşım tam manasıyla Yahudi zihniyetinin yansıması. Hani meşhur hikaye var ya. Yahudi bir taraftan adamı döverken, diğer taraftan da bağırırmış, yetişin adam öldürüyorlar diye... İsrail bütün dünyanın gözü önünde, masum Filistin halkını, çoluk çocuk ayırmaksızın insanlık dışı metodlarla katlederken, başta toprakları ve mabedleri olmak üzere onların bütün değerlerini aşağılayıp, Devlet Başkanı Arafat'ın bürosunu seviyesizce ve ahlaksızca tuvalet yerine kullanırken, bu gayri insani uygulamaları onaylamadığı halde kabine üyesi olarak sorumluluğunu paylaşmak zorunda kaldığını itiraf eden Peres, tam bir pişkinlikle Filistinlilerin neden şiddet uyguladıklarını anlamadıklarını söyleyebiliyor. Peki bunlara hiç soran olmadı mı; siz neden 35 seneden beri Filistin topraklarını işgal altında tutuyorsunuz? Neden uluslararası hukuka, BM kararlarına aykırı olarak Filistin topraklarında Yahudi yerleşim birimleri kuruyorsunuz? Üstelik buralara yerleştirdiğiniz fanatik Yahudiler Filistin köyleri üzerinde terör estiriyor. Onların herşeyini yakıp yıkıyorlar!.. Evet, Şimon Peres bütün bunları hiç olmamış gibi göstererek, herkesle alay edercesine, pişkince ifadelerde bulunuyor. Ve geçmişte attıkları imzaları unutarak, daha önce birlikte Nobel Barış Ödülü'nü aldığı Arafat'ı politika değişikliği yapması şartıyla muhatap alacaklarını söylüyor. Böylece İsrail sözde Arafat'ı köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Ölümü göstererek sürgüne razı etmeye yelteniyor. Ve böylece Oslo anlaşmasıyla verdiği söz ve yükümlülüklerden kaçınmaya çalışıyor. Yani Filistin devletini önlemeye, bunu beceremezse, mümkün olduğu kadar geciktirmeye ve küçültmeye çalışıyor... Ama bütün bunlar nafile. Geçen gün de yazdık, bu saatten sonra İsrail, Arafat'ı öldürse bile onu daha da güçlendirmiş ve misyonunu tamamlamasını kolaylaştırmış olacak. Arafat'ın ölüsü, hem Filistin devletini hızlandırır ve hem de Filistin halkını bütünleştirir. Beyrut Kasabı Şaron'un ırkçı, zalim ve kirli politikası, onun Bosna-Hersek ve Kosova Canavarı Miloşeviç'ten daha tehlikeli bir katil olduğunu; başlarında kipa, bir ellerinde tevrat, diğer ellerinde bomba Filistinlileri boğazlayan İsrail askerleri de Nazi askerlerinden daha acımasız olduklarını ortaya koydular. Şimdi dünyanın bunlara dur demesi gerekiyor. Aksi halde, Arafat'ı bir tehdit olarak göstermeye çalışan Şaron'un bizzat kendisi bölge ve dünya barışı için en büyük tehlike olma noktasına geldi. İsrail ne kadar katliam yaparsa yapsın Filistin halkını oratadan kaldıramaz. Ancak dünya yaptıklarına sessiz kalıp, bu ırkçı devletin Ortadoğu'yu bütünüyle kan gölüne çevirmesine fırsat vermemelidir. Balkanları ateşe veren Miloşeviç'i, başında başarılı devlet adamı Clinton'ın bulunduğu Amerikan yönetim'i durdurmuş, bununla da yetinmeyip onu derdest ederek adalete teslim etmişti. Ama şimdiki yönetimin başı Bush, hâlâ Şaron'a destek veriyor. Galiba Bush'un zeka seviyesi ile dalga geçenlere hak vermek gerekiyor! Zira eli kolu bağlı, hapsedildiği odanın kapısına tank namluları dayanmış Arafat'tan terörü durdurmasını istiyor... Haydi biz de Bush'un anlayacağı şekilde bir espri yapalım: Eğer Arafat, İsrail terörünü durdurmaya muktedir olsaydı, Bush'un çağrısına zaten gerek kalmayacaktı!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.