İsrail halkı dün sandık başında idi. Bu satırlar yazılırken seçim sonuçları hakkında henüz hiçbir somut bilgi yoktu. Ancak siz şimdi okurken sonuçlar büyük oranda netleşmiş olacak. En kesin sonuç bu seçimlerden tek başına iktidar çıkamayacağıdır. İsrail epey süreden beri aslında bir siyasi istikrarsızlık yaşıyor. Son on üç yılda İsrail'de bu yapılan altıncı seçim oluyor. Ülke siyasetindeki görüş ayrılıkları da giderek derinleşiyor. Toplam 5 milyon 279 bin seçmenin bulunduğu İsrail'de 34 parti seçimlere katılıyor. Bunlardan 12 tanesinin halen Knesset'te üyesi bulunuyor. 2005 yılı sonlarında yeni bir açılım yapmak üzere sağcı Likud partisini bırakıp merkezi Kadima partisini kuran Ariel Şaron, 4 Ocak 2006'da beyin kanaması geçirip komaya girince (Şaron'un koma hali devam ediyor) yerine Ehud Olmert gelmişti. 28 Mart 2006'da yapılan seçimlerden sonra başbakanlığa gelen Olmert, hakkındaki yoğun yolsuzluk suçlamaları sebebiyle parti başkanlığından ayrılmak zorunda kalınca, yerini Dışişleri Bakanı Tzipi Livni aldı. Ancak Livni'nin siyasi tecrübesizliği ve İsrail halkında giderek yükselen radikalleşme sebebiyle, Bibi Netanyahu'nun başında bulunduğu Likud partisi, bu seçimlerde birinci sıraya çıkmış gözüküyor. Livni ve İşçi Partisi'nin Genel Başkanı olan Savunma Bakanı Ehud Barak, Netanyahu'nun sertlik yanlısı politika kozunu elinden almak için son olarak 22 gün boyunca Gazze'yi yakıp yıktılar. Yarısından fazlası çocuk ve kadın olan (710 kişi) toplam 1369 Filistinli katledildi, beş binden fazla kişi de yaralandı. Elli bin kişi de evsiz kaldı. Fakat bu vahşet bile İsrailli radikal siyasetçileri kesmedi!.. Netanyahu, hükümeti "Gazze'yi dümdüz edip Hamas'ı bitirmedi" diye pasiflikle suçluyor. Seçimlerde İşçi Partisi'nin önünde üçüncü sırayı alması beklenen Evimiz İsrail (Yisrael Beiteunu) partisinin başkanı Avigdor Lieberman (Rusya göçmeni) ise daha ileri gidiyor. Şöyle diyor: "Böyle tek tek Filistinli öldürmekle olmaz. Gazze'ye atom bombası atılmalı!" Ehud Barak ise buna karşılık, "O kaç adam öldürmüş ki..." diyerek kendi şecaatini arz ediyor! Lieberman, Yahudi nüfusun homojenliğini korumak için İsrail vatandaşı olan Filistinli Arapların ülkeden sürülmesini, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle mübadele yapılmasını da savunuyor... Diğer bir aşırı sağ parti olan Şas'ın Lideri haham Ovadya Yosef de, Filistinlilerin böcek gibi ezilmesini ve Ölü Deniz'in dibine dökülmesini savunuyor... Yani hepsi de (Filistinlileri nasıl daha çok ve kolay imha ederim) gibi bir hesap içinde. Sonuç olarak İsrail'de durum bu şekilde tırmanıyor. İktidara kim gelirse gelsin, Filistinlilere hayatı biraz daha zindan etmek için çalışacak. 120 üyeli Knesset'ten hükümet çıkarabilmek için 61 parlamenterin desteği gerekiyor. Görünen o ki, bu seçimlerden en az üçlü, belki de dörtlü bir koalisyon çıkacak...