Kanunla şike olur mu?!.

Sorudaki tuhaflığa takılıp kalmayın... Esasen, dikkat çekmek istediğim başka noktalar vaMerhum Necip Fazıl'ın bir şiirinde şöyle der: "Bir sır ki aşikâre/Avcı yenik şikâre..." Gençler için belirtelim: 'Şikâr', av demektir. Dolayısıyla Üstad Necip Fazıl, bir kimsenin sırrının faş olmasını, avcının ava yenilmesiyle eş değer tutuyor. 'Şikeden girdin, şikârdan çıktın... ne alakası var', diye sabırsızlananlar olabilir. Zaten yukarıdaki beyti de Üstad'ın "Sabır" başlıklı şiirinden aldım. Devamı şöyle: "... Yalnız, yalnız sabırda/Çaresizlere çare." Azıcık sabır sadede geleceğim!.. Vaktiyle alkollü araç kullananlara karşı yasal düzenleme yapılıyordu. Önceleri hayli sıkı hükümler vardı. Ama bir türlü bu hükümler uygulanamayınca, başka formül arandı. Sonunda şöyle bir noktaya gelindi: Yalnızca bir kadeh içki, araba kullanmaya mani değildir... Hayda! Sürücünün kaç kadeh içtiği nasıl tespit edilecekti... Velhasıl o keşmekeş hâlâ sürüyor. Şimdilerde en agresif, en manyak, en maganda sürücüler sanki bizim memleketin yollarında fink atıyor. Alkollü araç kullananlar bir taraftan, "haplananlar" bir taraftan gırla gidiyor. Bakalım nereye varacak!.. Gelelim şike meselesine: Yedi ay kadar önce sporda şike ve şiddetle mücadele konusunda bir kanun çıkarıldı. Bu kanun hükümleri çerçevesinde de, nihayet beş ay önce bir operasyon başlatılarak, yıllardan beri herkesçe bilinen ama çaresizce göz yumulan ve seyredilen, şike-bahis; kısacası spora ve centilmence mücadeleye yakışmayan her türlü kirli tezgâha çomak sokuldu. Aralarında pek meşhur isimlerin de olduğu, epeyce sayıda şüpheli gözaltına alınıp sorgulandı. Bir kısmı tutuklandı, halen yargılamaları sürüyor. Şike iddialarına ismi bulaşan kulüplere dair henüz dişe dokunur bir cezai işlem de yapılamadı. Futbol Federasyonu, çeşitli bahanelerle işi zamana yayma politikası güttü. Bütün bunları fazlasıyla biliyorsunuz ama... Gel gelelim işin sonu bir tuhaf oldu. Tıpkı başlıktaki soru gibi!.. Ülkenin en mühim konularında dahi, bir araya gelemeyen Meclis'teki dört parti; şappadanak mevcut şike kanunu hükümlerini sulandıran bir teklif sundular. (BDP sonradan imzasını çekti.) Teklif kaşla göz arasında Meclis Genel Kurulu'ndan geçti, halen Cumhurbaşkanının onayını bekliyor. Ancak kamuoyunun kahir ekseriyeti de, Sayın Gül'den bu kanunu veto etmesi için hassasiyet bekliyor!.. Nasıl oldu da böyle oldu? Gül'ün yedi ay önce onayladığı kanun, ne çabuk da eskiyiverdi?!. Gaziantep Milletvekili, aynı zamanda meslektaşımız Şamil Tayyar, Cumhurbaşkanına yazdığı mektupta durumu şöyle özetliyor: "Açıkça belirtmeliyim ki, Meclis olarak spordaki Ergenekon'a, İstanbul dukalığına ve spor mafyasına yenik düştük. Bir milletvekili olarak tüm Türkiye'den özür diliyorum..." Sayın Tayyar, mektubunda diğer endişelerini dile getiriyor ve kanun değişikliğinin bu haliyle yürürlüğe girmesi durumunda; mevcut şike operasyonunun akamete uğrayacağını, bundan böyle şike eylem ve organizasyonları ile spor mafyasına karşı kesinlikle mücadele edilemeyeceğini vurguluyor. Bu kanunla, kişiye özel örtülü af ve kurtarma operasyonu da cabası... Demek ki neymiş? Cevap için başlığa bakınız!