Kardan Adam diyaloğu!..

A -
A +

Çizgi ustası Salih Memecan, pazartesi günkü Sabah gazetesinde "Yılların Kardan Adamı" lejandı ile nefis bir karikatür çizmişti... Yılların siyaset adamını andıran kardan adam; yanındaki kardan adamla konuşuyor: "Ben yeniden siyasete ısınıyorum." Beriki karşılık veriyor; "Isınmasan iyi olur!" Evet, bir cilt kitapta ancak anlatılabilecek meseleyi, Memecan iki çizgi ve iki cümle ile ve müthiş çarpıcı şekilde halletmiş... Bu da karikatüristin mahareti! Neyse biz sadede gelelim: Bir süreden beri, Sayın Süleyman Demirel'in yeniden politikaya dönmesiyle ilgili olarak; çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Kimi zaman onun Çankaya'ya yeniden çıkması konusu, birileri tarafından özellikle gündeme taşınıyor. Bazen de merkez sağı yeniden toparlama görevine soyundurulmak isteniyor vs. Bu spekülasyonlara kendisi de bizzat epeyce katkıda bulunuyor. Mesela geçenlerde Kızılcahamam'da uzun bir kamp geçirmesi, bu vadideki tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Neredeyse "Baba şapkayı eline alıp yeniden yollara düştü..." diye anonslar yapılacak!.. Kendisi de her vesile ile "Eğer siyaset yapıyor olsaydım, meydanların hali başka olurdu..." türünden çeşitli mahfillere mesajlar veriyor. Bu ahval epeyce süredir devam ediyor. Üç gün önce Mehmet Barlas, Demirel'in Takvim gazetesinde çıkan röportajından önemli bir paragrafı köşesine alarak yorumlamıştı. Paragraf şöyle idi: "Unumu eledim ama eleğimi henüz asmadım. Çünkü bunca yıl kazandığım tecrübedir. Öğrendiğim şeylerin bugün ülkeye faydası olacaksa veya ülkeye lazım olacaksa... Ve bu lazım olma keyfiyetinin takdiri gene bu ülkenin insanlarına, halkına ait olacaksa; Yani bir gün gelip 'Ne oturuyorsun kalk ülkenin sana ihtiyacı var;' gibi bir taleple karşı karşıya kalırsam ve o ihtiyaç gösterilecek şeyi benden başka birisinin yapamayacağına kanaat getirirsem, ben hizmeti reddetmem... Ama talep benden gelmez." Görüldüğü gibi izahat son derece mükemmel. Eh, bu da Sayın Demirel'in tecrübe dediği şey!.. Politika ve tarihi ile ilgilenenler, hemence bir şeyin farkına varabilirler; Sayın Demirel'in benmerkezci bir yaklaşımla takdim ettiği, tanımladığı veya kendisine biçtiği rol, geçmişte İngiltere'de Winston Churchill'e, Fransa'da Charles De Guelle'e verilen rollere tıpa tıp benzemiyor mu? Ne var ki, Demirel bu rolü oynama durumunu pek çok şarta bağlıyor. Bu şartların gerçekleşmesi o kadar kolay değil, hatta belki hiç mümkün değil... Ama Demirel'in söz konusu rolün tarifini böyle kusursuz şekilde yapması, gönlünde aslanın açık işareti de değil midir? Barlas, Demirel'in aktif politika hayatında üstüne düşen rolü iyi oynayamadığını şöyle açıklıyor: "1960-70'lerde Merkez Sağdaki 'Derin Koalisyon'un sürekli dağılmasına hem tanık hem sebep oldu... Sadece Demokratik Parti olayını kastetmiyorum... Mesela Erbakan da Adalet Partisinin içinde olabilirdi. Turgut Özal'ın 1977'de MSP'den aday olması da, adaylığı reddedildiği için değil midir?.. Bırakalım 1980 öncesini. 1991'de Özal Cumhurbaşkanı, Demirel Başbakanken; bu ikili birlikte çalışsaydı Türkiye'nin durumu çok farklı olmaz mıydı bugün? 28 Şubat döneminde Demirel DYP'yi böleceğine, ANAP-DYP birleşmesi için çaba harcasaydı mesela..." Evet, Barlas'a katılmamak mümkün değil gerçekten. Demirel vakti zamanında, gereğini hakkıyla yerine getiremediği rolü, şimdi hangi gerekçelerle yeniden istiyor acaba? Bildiğimiz kadarıyla Sayın Demirel, Çankaya'ya çıkmadan evvelki son seçimde halktan ödünç oy isteyerek iktidar ortağı ve başbakan olabilmişti. Bu dönemdeki ölçüsüz vaadlerini yerine getirmek uğruna, mesela sosyal güvenlik sistemini nasıl çöküntüye uğrattığını da hatırlayalım... Kendisi kabul eder etmez bilemem ama, Çankaya onun için siyaseten bir kurtuluş kapısı olmuştu... Bakmayın şimdiki söylemlere. Sayın Demirel hakikaten ununu elemiştir. -Eleğini henüz asmamışsa bile- artık eleyeceği bir şey kalmamıştır. Kendisi tecrübeli politikacı, akil adam ve "bir bilen" sıfatlarıyla, bazılarına elbette akıl verebilir, yol gösterebilir. Bunda hiç tereddüt yok. Ama aktif politika artık Sayın Demirel'in işi olmasa gerek. Çankaya meselesine gelince... Bu konuda Demirel'in yukarıda saydığı şartlara ilaveten daha pek çok şey var. Ve bunların hepsi de Demirel'den yana görünmüyor. Onun için "kardan adam" haklı galiba; Yeniden politikaya ısınmasa iyi olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.