Kazakistan'daki saldırılar

A -
A +

Birkaç gündür, Kazakistan'ın Tengiz bölgesinde çalışan işçilerimize yapılan saldırı haberleri, medyada geniş yer tutuyor. Saldırıya maruz kalan vatandaşlarımızdan yüz kırk kişi yaralanmış. İçlerinde durumu ağır olup ameliyata alınanlar da var. Resmi kaynaklarca doğrulanmamakla beraber, saldırı olaylarında hayatını kaybedenler olduğu da öne sürülüyor. Dileriz bu ölüm haberleri doğru çıkmaz. Ancak bu olay her yönü ile vahimdir. Devletimizin bütün ilgili birimleriyle, en seri şekilde bu hadiseyi mercek altına alması ve siyasi-diplomatik her mekanizmayı devreye sokması; böylece meselenin en ince teferruatına kadar aydınlığa kavuşturulması gerekir. Böylece, ileride vukuu muhtemel başka hadiselerin de önüne geçilmiş olacaktır. Aksi halde buna benzer üzücü haberleri tekrar okumak zorunda kalabiliriz... Her ülkenin sınırları dışındaki menfaatleri, devletin buna dair stratejileri ve siyasi, istihbari ve gerektiğinde askeri uygulamaları ile korunur!.. Eğer bu politikalarda bir zaaf vukua gelirse; o menfaatlere çoktan beri gözünü dikmiş olan başka odaklar sizi bertaraf etmek için derhal devreye girer... Orta Asya dünya coğrafyasında çok önemli bir bölgedir. Kazakistan ise, bu coğrafyada en fazla stratejik önemi haiz ülkedir. 2 milyon 700 bin kilometrekare (Türkiye'nin yaklaşık dört katı) lik bu geniş ülkede yaşayan 17 milyon kişilik nüfusun yüzde kırkı Rustur. Yaklaşık bir milyon da Alman kökenli insan yaşar burada. Başta petrol ve doğalgaz olmak üzere yer altı kaynakları açısından, dünyanın en önde gelen ülkelerinden biridir. Bu özellikleri sebebiyle, Sovyetler Birliği döneminde, Kremlin idaresinin en fazla önem verdiği, topraklarını ıslah için büyük yatırım ve çalışmalar yaptığı ülke Kazakistan'dır. Rusya'nın Kazakistan'a verdiği önemi ünlü Rus yazar Soljenitsin'in şu ifadeleri açıkça ortaya koyar: "Rus askerlerinin Orta Asya Cumhuriyetlerinde ne işi var.... Ama Kazakistan Rustur!.." Kazakistan üzerinde, küresel aktör olma iddiasındaki bütün ülkelerin hedefleri ve çalışmaları vardır. Komünizmin yıkılmasından sonra, bu ülkedeki en büyük ihaleleri Hint ve Alman firmaları aldı... Türkiye'nin buradaki elli milyar Dolarlık yatırımda elde ettiği pay, sadece iki milyar Dolardır. Bunu bile hazmedemiyorlar... Türkiye, başından beri Orta Asya Cumhuriyetleri ile olan münasebetlerini, sistemli ve kararlı bir şekilde yürütmek yerine, palyatif ve gelip geçici yöntemlerle şekillendirmeye çalıştı. "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne..." edebiyatı maalesef yalnızca lafta kaldı. Oysa 1990'ların başında, BM'deki ay yıldızlı bayrağımızın yanında birden bire; yarım düzine daha Türk bayrağının dalgalanması bizi ne kadar da heyecanlandırmıştı! 1991'den itibaren bu ülkelerle büyükelçilik seviyesinde diplomatik münasebetler kurulmuştu. Bu memleketlerden on bine yakın öğrenci, Türkiye'ye getirilerek eğitilmeye çalışılmış ve yüzlerce firmamız da "Ata Yurdu"nda iş yapmaya başlamıştı. Ancak daha sonraki yanlışlar ve gevşeklikler, Türk Cumhuriyetleri ile olan münasebetleri çok olumsuz etkiledi. İlk önce Özbekistan Türkiye'den uzaklaştı... İran'ın başta Tacikistan ve Azerbaycan olmak üzere bu ülkeler üzerinde sistemli şekilde yürüttüğü çalışmaları, Türkiye gerçekleştiremedi. Daha çok Rahmetli Turgut Özal'ın, biraz da Süleyman Demirel'in şahsi gayretleri ile canlanan ilişkiler, hep inişli çıkışlı bir seyir izledi. Oysa bu cumhuriyetler üzerinde, özellikle Batılı ülkelerin yoğun şekilde devam ettirdiği misyoner faaliyetleri, onları bize yabancılaştırıyor ve uzaklaştırıyor. Başta Kırgızistan ve Kazakistan olmak üzere, kardeş ülkelerde Türkiye'ye karşı düşmanca hareketler giderek daha sık baş gösteriyor!.. Bu üzücü olayların daha fazla tırmanmaması için; Türkiye'nin daha fazla gecikmeden ciddi tedbirler alması lazımdır. Aksi halde bu kardeş cumhuriyetler; bizden daha fazla uzaklaşır ve buralarda canımızı sıkan olaylar çok daha artış gösterir. Saldırıya uğrayan işçilerimize ve ailelerine geçmiş olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.