Kesinlikle evet!..

A -
A +

Başlığı biraz açalım: Bir, pazar günü yapılacak referandumda benim oyum EVET. İki, referandumdan çıkacak sonuç da kesinlikle EVET... Yazıya bu şekilde giriş yapmamın sebebi, son günlerde bir kısım medyada estirilmek istenen 'hayır' rüzgârının fazla şişirme olduğuna işaret etmek içindir. Biliyorsunuz malum medyanın böyle dönemlerde durumdan vazife çıkarma alışkanlığı kroniktir! Her seferinde ortalığı toz dumana katar, fakat neticede yanlış ata oynadığı belli olunca da, pişkin bir tavırla işi kıvırmaya çalışır. Hiç şüpheniz olmasın, yine öyle bir durum söz konusu. Referandumda hayır çıkması için kendilerine özel bir misyon biçen kimi kalemler ile eyyamcılığı seven bazı araştırma kuruluşları kıtır atıp duruyor. Ama fazla gün kalmadı. 12 Eylül akşamı herkesin saçı kesilir ve önüne dökülür... Zoraki yöntemlerle önde göstermeye yeltenenler, bir kere daha fena halde mahcup olacaklar. Bunu bir tarafa kaydediniz. Dahasını da söyleyelim: Evet oyları öyle yüzde elliler civarında değil, yüzde altmışlara tırmanırsa kimse şaşmasın!.. Türk halkının sağduyusu her zaman öne çıkarak, çetin meselelerin hâle yola sokulmasını sağlamıştır. Bunu unutmayalım... Şu halde 12 Eylül günü sandıktan çıkacak netice için endişeye mahal yok. Önemli olan 13 Eylül ve sonrası dönemde bu neticeye paralel olarak, vesayet rejiminin ortadan kalkması ve demokrasinin tam anlamıyla kökleşmesi için, diğer gelişmelerin de sağlanmasıdır. Bu noktada hâlâ daha halka şantaj yapmaya çalışanların acınası durumuna da bir nebze değinmek isterim: Çok trajik bir şekilde, genel başkanlık koltuğunu kaybeden Deniz Baykal; anlaşılan bunca serüvene rağmen hâlâ yeterince ders çıkarmamış görünüyor. 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında, Anayasa Mahkemesinden bekledikleri kararın çıkmasını sağlamak için şantaja başvuran Baykal, yine benzer havalarda... Çok tuhaf bir açılamada bulundu CHP eski lideri. Ona göre, referandumda evet çıkarsa ülke bölünürmüş!.. Çünkü halkın yarısı yapılan değişikliğe karşı imiş falan filan. Bu nasıl mantıktır yahu, el insaf! Kırk yıllık siyaset hayatında Baykal'ın niçin duvardaki patlamamış tüfek misali bir türlü iktidara gelemediği, daha doğrusu halktan iktidar yetkisi alamadığının hikmeti bir kere daha anlaşılıyor. Baykal unutmuşsa buradan hatırlatalım: 1961 Anayasasının referandum sonucu yüzde 61.5'ti. Yazı ile yüzde altmış bir buçuk. Halkın yarısı o zaman da anayasaya karşı idi. Üstelik o yüzde 61.5, dayatma ve silah gölgesinde temin edilmişti... Siyaset bilimci Baykal böyle akla ziyan yorumlarla CHP'de tekrar ipleri eline geçireceğini zannediyorsa, bu defa çok daha kötü yanılır. Bizden hatırlatması... Bugüne kadar halkın reyini hor görenler hep hüsrana uğradı. Bazı diplomalı elitler, vatandaşın irfanını bir türlü anlamıyor ve her seferinde duvara tosluyor. Bilmem ki bunlara nasıl anlatmalı! Aklı bir karış havada olan seçkincilere, halkımız pazar günü iyi bir ders verecektir. Endişeye mahal yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.