Kılıçdaroğlu karışık sinyaller veriyor

Sesli Dinle
A -
A +
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni dönemde partisinin ilk grup toplantısında konuştu… Kolay bir durum değil. Her ne kadar Kılıçdaroğlu “ağır bir yenilgi almadık” diyorsa da, hakikat ortada!..
 
Hem Parlamento seçimlerini hem cumhurbaşkanlığı seçimini iki hafta arayla kaybetmek, nasıl oluyor da ağır bir yenilgi olmuyor? Her iki seçimde de aradaki fark dört puanın üzerinde… Ağır yenilgi başka türlü nasıl olabilirdi acaba? CHP’ye (haydi çemberi geniş tutalım, Altılı Masa'ya; nam-ı diğer Millet İttifakı'na oy veren vatandaşlar, acaba Kılıçdaroğlu’nu dinlerken ne düşündüler?
 
Çehresine sinmiş moral bozukluğu ile çok dağınık ve savruk bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, öbür yönüyle de sanki hâlâ seçimler öncesinde devam ediyor. Daha doğru ifade ile seçim öncesinde takılıp kalmış. Çünkü seçim propagandasının klişelerinden olan “SARAY VE SARAYLI” yakıştırmalarını, yine de bol bol kullandı. Hâlbuki, seçimler olmuş bitmiş, atı alan Üsküdar’ı geçmiş!..
 
Bir ara gerçeği daha yalın biçimde itiraf etmek zorunda kaldı. Şöyle dedi: “DOĞRUSUNU İFADE ETMEK GEREKİRSE KAYBETTİK…” Fakat yine de kuyruğu dik tutma adına, şunu ilave etti: “Ama söz veriyorum saray yönetimini mutlaka göndereceğim…” Kemal Bey düne kadar ne sözler vermişti oysa! Lakin o baharlar gelmedi bir türlü. Dolayısıyla “BEN KEMAL, GELİYORUM” pembe hayali de, serapa umutsuzluğa ve belirsizliğe dönüştü… Grup konuşmasında Kemal Bey, “Artık çekil” diyen partilileri sakinleştirmeye ve tabii zaman kazanmaya çalıştığını
açıkça ortaya koydu.
 
Lakin yenilgi üstüne yenilgiyle sabrı çoktan tükenen partililer, daha ne kadar bekleyecek? Kemal Bey mesajlarını muğlak ve hayli karışık biçimde verdi… Kullandığı ifadeler elastiki… Her iki tarafa da rahatlıkla çekilebilir. "Gemiyi sağlam limana götürmek yine kaptanın görevi" diyor. Bu sağlam limandan kasıt nedir? Yahut sağlam liman neresi oluyor? Burada düpedüz (dümen bendedir ve bende kalmalıdır) demeye getiriyor.
 
"Bize oy veren 25 milyon vatandaşı otuz milyona çıkarmak da yine benim görevim" diyor. Yani ancak kaptanlık bende kalırsa, böyle bir sonuç alacağız diyor net olarak… Velakin şöyle bir karışık orta da yapıp durumu muğlaklaştırıyor: DEĞİŞİMİN ÖNÜNÜ SONUNA KADAR AÇACAĞIM…
 
Bu cümlede genel başkanlıktan çekilmek de dâhil, değişim için gereken her şeyi yapma vaadi var. Epey zamandan beri CHP’de liderlik pozisyonuna soyunmuş isimler, şimdi bu açıklamaları nasıl okuyacak? Daha önemlisi, bu mesajlar doğrultusunda sonraki manevralarda, muhalifler nasıl hareket edecek? Hepsi Kılıçdaroğlu’nun gitmesi için birlikte hareket edebilir mi? Bu imkânsız bir durum. Her ihtimale karşı Kemal Bey'den yana dümen kırmaya hazır isim çok…
 
“Bir parti liderinin cumhurbaşkanlığına aday olması asla doğru değildir…” diyen Kılıçdaroğlu’nun, niçin bu lafının tam tersini yaptığı, şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu? Evet, Kılıçdaroğlu seçimleri kazanamıyor ama parti kongrelerini hiç zorlanmadan alıveriyor!..

Gürsel Tekin seçim gecesinde kalmış!

Gürsel Tekin CHP’nin önemli isimlerinden. Eski İstanbul İl Başkanı… Milletvekilliği ve parti genel sekreterliği dâhil CHP’de önemli görevler yaptı. Liderlik için hevesli olduğunu da gizlemiyor. KILIÇDAROĞLU ÇEKİLİRSE ADAY OLURUM deyiverdi…
 
Böylece, Ekrem İmamoğlu, Tanju Özcan ve Özgür Özel de dâhil, gönlünde aslan yatıran kişilere bir nevi rakip sayılır. Gelgelelim Gürsel Tekin hâlâ seçim gecesinde kalmış gibi bir hava veriyor. Diyor ki: “Islak imzalı tutanakları getirsek, seçimi alırdık…”
 
Nasıl yani?!. Ona kalırsa, 17 bin sandıktan veri alınmamış. Toplam sandık sayısı 191 bin küsur olduğuna göre, demek ki yüzde dokuzundan veri alınmamış oluyor… Ama tam olarak böyle demiyor. “Ben arkadaşların verilerini doğru kabul ederek girdim. Fakat bendeki veriler daha farklı idi. Sonra da konuşmama yasak getirildi…” diye izahatta bulunuyor. Nasıl izahsa!
 
Kaybetmeyi kabullenememek insanı böyle hâllere sokuyor. Gürsel Tekin şunu nasıl izah ediyor acaba? Seçim gecesi ve sonrasında, Altılı Masa liderleri bir araya gelip; seçim güvenliği ve sandıkların emniyeti bakımından herhangi bir sıkıntı olmadığını beyan etmediler mi? Kılıçdaroğlu’nun, yukarıda işaret ettiğimiz; “Doğrusu biz kaybettik…” sözü, Tekin için bir şey ifade etmiyor galiba! İlçe, İl Seçim Kurulları ve Yüksek Seçim Kurulunun verdiği kararlar neyin nesi o zaman? Unutmayın, seçim kazanmak önce vizyon sahibi olmayı gerektirir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.