Başyazar Oktay Ekşi, 1956/57 yıllarına ait bir hatırasını naklederken şunları yazdı (21 Ocak Hürriyet); 1912'de hükümeti devirmek için Babı Ali Baskınını gerçekleştiren Halaskar Zabitan grubuna mensup, gençliğinde "Çerkes Hasan" diye tanınan, maceracı ve pek çok olaya karışmış; ilerleyen yaşında da hâlâ iddiacı bir karakter sergileyen; Falih Rıfkı Atay'ın da arkadaşı olan 75 yaşlarındaki "Hasan Amca"nın, kırkbeş yıl sonra; bir bölümünde kendisinin de rol aldığı geçmiş dönemin olayları ile ilgili olarak birkaç ay Milli Kütüphane ve Meclis Kütüphanesinde araştırma yaptıktan sonra, şunları söylemiş: "Evlat biliyor musun ne oldu. Biz Mahmut şevket Paşa hükümetini devirmeye çalışırken; meğer o zamanın İngiliz Büyükelçisi hesabına çalışıyor muşuz. Bugün öğrendim." Dikkat ediniz gençlikte "Çerkes Hasan" diye bilinen, deli dolu, maceraperest kişi; 75 yaşına geldikten sonra, yani "Hasan Amca" olduktan sonra; 45 yıl önce içinde bulunduğu olayların gerçek mahiyetini ancak anlayabilmiş... Ekşi kendisine sormuş: -Peki Hasan Amca, hatıralarınızda bunları kullanacak mısınız? Cevap Olumsuz: "Nasıl kullanabilirim evlat... Onu yazarsam, hem bütün kavgalarım anlamsız olur, hem de hayatım boşa geçmiş sayılır. Yazmayacağım." Sayın Ekşi, "Hasan Amca"nın hatıralarıyla ilgili üç dört kitap yazdığını, ancak bu bilgiyi kullanmadığını not düşüyor... Gerçekten şu son yüz-yüz elli yıllık tarihimiz doğru dürüst yazılsa; acaba daha kimin kimler hesabına çalıştığını öğreniriz!.. Ama besbelli daha bir müddet böyle önemli tarihî bilgilerden milletçe mahrum kalacağız. İttihat ve Terakki Fırkası, 1909 yılında Abdülhamid Han'ı tahttan indirdikten sonra; Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması da feci şekilde hız kazandı. Önce yüz yılların Balkan Politikası değiştirildi ve kısa zaman sonra da (8 Ekim 1912) Balkan Harbi başladı ve neticede Balkanlar tamamıyla kaybedildi... Kifayetsiz muhterislerin eline geçen idare ile koca imparatorluk ne kadar gidebilirdi ki?! Ortaokul mezunu Talat, önce Macedonia Risorta Locasına, daha sonra Veritas Locasına girerek hızla 33 derece masonluğa yükseldi, 1909 yılında Türkiye Büyük Mason Locasının ilk Büyük Üstatlığına getirildi. Bu çıkışla birlikte İttihat ve Terakki'nin liderliğini ve Meclis-i Mebusan'ın birinci başkan vekilliğini de elde etmişti... Diğer taraftan ona benzer bir başka nakıs muhteris Enver; ömründe bir tek gün albaylık yapmadan Paşa olur.. Talat, Enver, Cemal Paşalar idareyi bin türlü hile, tuzak ve baskınla ele geçirir geçirmez Birinci dünya savaşına da sokuvermişlerdir. Gerisi malum. Abdülhamid Han'ın hal'inden sonra dokuz sene içinde, imparatorluk paramparça olmuş. Beş milyon kilometrekarelik vatan toprağı elden çıkıp gitmiş. Talat Paşa artık bir hüküm ifade etmeyen iktidar koltuğunu bırakıp yurt dışına kaçarken, hâlâ iddialı görünmeyi de ihmal etmez; gerekirse bir gün dönüp millete hesap verecektir... Ama dönemez. Çünkü 1921 yılında Berlin'de Ermeni Komitacı Tehliryan tarafından ensesinden kurşunlanarak öldürülür... Murat Bardakçı'nın Sabah'ta yazdığına göre; Talat Paşayı, tesadüfen oradan geçen Turgut Bleda isimli Türk vatandaşı, tabanı delik ayakkabısından tanımış. Ne teşhis ama!.. Talat'ın arkadaşı Cemal Paşa da bir süre sonra benzer akıbete uğrayacak, o da Tiflis'te bir Ermeni teröristin kurşunu ile hayatını kaybedecektir. Sarıkamış'ta binlerce askeri donduran Enver Paşa da, bütün olup bitenlere rağmen pes etmek niyetinde değildir. Bu defa Orta Asya'da savaşa devam ederken; Tacikistan'da makineli tüfek ateşi ile vurulup ölecektir. Aslında başka bir noktaya dikkat çekmek istiyordum ama, bakınız nereden nereye geldik! İttihat ve Terakki; Talat, Enver ve Cemal Paşalar ve onların yoldaşları ve arkadaşları vs. kifayetsiz muhterisler; iktidar hırsı uğruna giriştikleri macera ve izledikleri yanlış politikalarla emperyalist güçlerin değirmenine su taşıdılar. Yani onların hesabına çalıştılar! Hem vatan topraklarını düşmana kaptırdılar, hem de kendi hayatlarını kaybettiler. Neredeyse yüz yıl geçti ama; hâlâ daha onların macera ve beceriksizliklerinin ceremesini çekiyoruz. Ah, şu yakın tarihimizi doğru olarak bir öğrenebilsek...