Dün Türkiye Gazetesi'nin yayın hayatına başlamasının (22 Nisan 1970) kırkıncı yıldönümü idi... Kırk yılın hatırı ve hatırası çoktur! Bir acı kahvenin bile, hatırı kırk yıl hüküm sürdüğüne göre, kırk yıl boyunca geniş kitlelere yayılmış; bir dönem milyonu aşan tirajı ile ülkenin en çok satan gazetesi olma noktasına ulaşmış, her gün yüz binlerce kişinin okumasına mazhar olmuş bir gazetenin kıymetini öyle üç beş paragrafla anlatmak kabil değildir. Lakin "Azdan çoğa işaret vardır..." sözü fehvasınca, bazen çok şey yazmaya da gerek yoktur... Eserin kıymeti meydanda ise, fazla söze ne hacet! Türkiye Gazetesi, her zaman "Huzur Veren Gazete" oldu. Zira yalan-yanlış haber vermedi. Saptırılmış yorumlara aracılık etmedi. Toplumu panik ve endişeye sevk edecek bir yayın politikasını hiçbir zaman benimsemedi. Hiçbir şahıs veya kurumu, hedef haline getirerek itibarıyla, haysiyet ve şerefiyle oynamadı, oynatmadı... Türkiye Gazetesi, yayın hayatının ilk gününden beri, halkın milli ve manevi değerlerine hep büyük saygı duydu. Milletimizin inancına, örf ve adetlerine karşı daima en yüksek hassasiyeti gösterdi. Basın ilkelerine sözde değil, özde riayet etti. Kimse alınmasın ama, bu özellikleri hep bir arada başka medya organlarında bulmak o kadar kolay değil. Zaten bugüne kadar okuyucuları tarafından verilen "huzur veren gazete" payesi de, başka bir mevkuteye nasip olmadı!.. Her türlü zorluğa göğüs gererek, Türkiye Gazetesini kurup bugünlere getiren, başta Sayın Enver Ören olmak üzere, bütün emeği geçenlere teşekkürü bir vecibe telakki ediyoruz... Geçmişte ve halen, her kademede Gazetemize emek ve gönül vermiş bütün çalışanlarımıza şükran borçluyuz. Başta eski başyazarımız merhum Dr. Yalçın Özer olmak üzere, artık aramızda olmayan bütün eski yazarlarımıza, muhabirlerimize, dağıtıcılarımıza ve tüm çalışanlarımıza ve okuyucularımıza Allahü teala'dan rahmet diliyoruz. Bu Gazetede ilk amatör yazım 9 Temmuz 1975 yılında neşredilmişti. Üç yıllık amatörlük devresinden sonra 1978 yılında, Sayın Enver Ören'in bizzat teşvikleriyle köşe yazarlığına başladım. O günden beri, (16 aylık askerlik hizmet süresi hariç) kesintisiz olarak Türkiye ailesi içinde olmaktan büyük mutluluk duyduğumu da ifade etmeliyim! Kırkıncı yıl münasebetiyle, dün Yazı İşlerinde bir aile kahvaltısı vardı. Otuz küsur senedir, düzenli olarak işyerine gitmeyi aksatmayan bendeniz, ne yazık ki bu kahvaltıya katılamadım. Ama herhalde Genel Yayın Müdürümüz Sayın Nuh Albayrak, kırk yılın hatırına en azından bir kahve ısmarlamayı düşünür! Nice mutlu kırk yıllara!..